;
Arama

Ülkelerin, Filistin'i devlet olarak tanıması ne anlama geliyor?

Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada’nın Filistin’i tanıma adımları, ABD ile diplomatik ayrışmalara yol açıyor. Ancak tanınmak, egemenlik anlamına gelmiyor: Gazze ve Batı Şeria’daki bölünmüş yapı ve İsrail’in kontrolü altında, Filistin halkı hala tam bir devlete sahip değil.

05 Ağustos 2025, 11:17
Fransa, eylül ayında Filistin’i devlet olarak tanıyacağını açıkladı. Birleşik Krallık ve Kanada ise aynı yönde koşullu taahhütte bulundu. Bu tür adımlar, Filistinlilerin yalnızca İsrail ile müzakereler yoluyla devlet statüsüne ulaşabileceğini savunan müttefikleri ABD ile bir kopuşu temsil ediyor.

Dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğu (yaklaşık 150 tanesi) Filistin devletini tanıyor ve Batı Şeria’da sınırlı bir yönetim yetkisi olan Filistin Yönetimi, bu ülkelerin çoğunda diplomatik misyonlara sahip. Yine de Filistin halkı, kelimenin tam anlamıyla kendilerine ait bir devlete sahip değil. Son açıklamalar, Filistinliler için sembolik değer taşıyor ve Filistin devletine karşı çıkan İsrail hükümetini diplomatik olarak izole etmeye hizmet ediyor.

Devlet olmak ne anlama gelir?

Uluslararası hukukta devletin geleneksel tanımını belirleyen 1933 tarihli Montevideo Sözleşmesi'ne göre böyle bir yapı dört niteliği karşılamalıdır. Batı Şeria ve Gazze Şeridi, ilk koşul olan kalıcı bir nüfusu karşılıyor ancak diğer üç koşul olan hükümet, tanımlanmış sınırlar ve anlaşmalar yapabilme yetisi açısından eksiklikleri var.

Filistinliler için şu anda devlet statüsü gerçekçi bir ihtimal mi?

1990’lı yılların başında İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) arasında imzalanan bir dizi barış anlaşması kapsamında, sınırlı özyönetim amacıyla Filistin Yönetimi kuruldu. Bu yapı yalnızca Batı Şeria’nın bazı bölümlerini yönetti, diğer bölgeler İsrail kontrolü altındaydı. İsrail askerleri ve sivil yerleşimciler 2005’te Gazze Şeridi’nden çekildiğinde, yönetim 2007 yılında Hamas’a geçti ve böylece fiilen iki ayrı Filistinli yönetim birimi oluştu.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ile 1975 yılından itibaren resmi ilişkilerini sürdüren Türkiye, 15 Kasım 1988’de sürgünde ilan edilen Filistin Devleti’ni ilk gün tanıyan ülkeler arasında yer almıştır.



1990’lardaki anlaşmalar, İsrail ve Filistinlileri, çatışmalarına kalıcı bir çözüm müzakere etmeye taahhüt etti; bu, yaygın olarak Filistin devletinin İsrail’in yanında kurulması anlamına geliyordu. Sınırlar karşılıklı olarak belirlenmeliydi. Bu arada, anlaşmalar Filistinlilerin diğer ülkelerle ekonomik, kültürel, bilimsel ve eğitsel alanlarla sınırlı olmak üzere anlaşmalar yapma yetkisini sınırlandırdı.

Filistinlilerin istediği, kendi kaderlerini tayin edebilmek ve bunu gerçekleştirmek, yalnızca yapılan açıklamalardan fazlasını gerektirir. Bu, İsrail’in Gazze Şeridi’nin ve Batı Şeria’nın en azından büyük bir bölümündeki kontrolünden vazgeçmesini gerektirir. Ancak İsrail tam tersine hareket etti. İsrail güçleri, Hamas savaşçılarının 7 Ekim 2023’te Gazze’den İsrail’e saldırı düzenlemesinin ardından bölgeyi yeniden işgal etti ve bu da yeni bir savaşı tetikledi. Bazı siyasetçiler, Gazze’de sivil İsrail yerleşimlerini yeniden kurmayı savunuyor ve temmuz ayı sonunda yayımlanan bir ankete göre ülkenin yarısı bu fikri destekliyor. İsrail parlamentosu 30 Temmuz’da, Batı Şeria’daki ve 3 milyon Filistinlinin yaşadığı bölgelerde bulunan yaklaşık 500 bin İsrailli’nin yaşadığı tüm yerleşim yerlerinin ilhak edilmesi çağrısında bulunan bağlayıcı olmayan bir kararı kabul etti.

Son kararlar Filistinliler için ne ifade ediyor?

Filistin devletinin tanınmasına meşruiyet kazandırıyorlar. Tüm Filistinlileri temsil ettiğini iddia eden FKÖ, ilk olarak 1988’de Filistin devletini ilan etti. Yıllar içinde, giderek daha fazla ülke bu devleti tanıdı. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2012 yılında Filistin’e BM’de gözlemci devlet statüsü verilmesini kabul etti. Bu, Filistin delegasyonunun BM’nin ana organlarında oy kullanamasa da görüşmelere katılmasına olanak sağlıyor. Tam üye devlet olmak için BM Güvenlik Konseyi’ndeki 15 ülkeden en az dokuzunun onayı gerekir ve daimi üyelerden herhangi biri (Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık ve ABD) veto hakkına sahiptir. ABD, şu ana kadar Filistin devletinin İsrail ile yapılacak bir barış anlaşması dışında tanınmasına karşı çıktı

Filistin’de tarihte neler oldu?

Kutsal Topraklar, 1517 yılından itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçasıyken, I. Dünya Savaşı galiplerinin kaybedenlerin topraklarını bölüştürmesinin ardından İngiliz yönetimine geçti. İlk sözde iki devletli çözüm önerisi, Arap-Yahudi şiddetini durdurmak amacıyla 1937’de, o dönem Britanya Mandası altındaki Filistin’in bölünmesini öneren Peel Komisyonu’na dayanıyor. BM, 1947’de farklı bir bölünme planını benimsedi ancak Araplar her iki öneriyi de reddetti; bu da İsrail’in 1948’de bağımsızlık ilanına ve ilk Arap-İsrail savaşına yol açtı. Bu dönem, yaklaşık 700.000 Filistinli mülteci doğurdu. 1967’deki savaşta İsrail, diğer Arap topraklarının yanı sıra Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs’ü ele geçirerek bölge sakinlerini askeri işgal altına aldı ve Filistin milliyetçiliğini körükledi. 1987’de başlayan bir Filistin ayaklanması 1.200’den fazla Filistinli ve 200 İsraillinin hayatına mal oldu; bunun sonucunda gizli müzakerelerle 1993’te çığır açan Oslo barış anlaşmaları imzalandı. Bu anlaşmalarla Filistinlilerin elde ettiği sınırlı özyönetim, geçici bir önlem olarak tasarlanmıştı.

Barış anlaşmaları neden yetersiz kaldı?

Askeri işgal, İsrail yerleşimlerinin inşası ve şiddet devam etti; her iki taraf da vaat edilen nihai anlaşmaya ulaşmanın önündeki sorunları çözmekte defalarca başarısız oldu. 2000 ile 2005 arasındaki ikinci Filistin ayaklanması özellikle kanlıydı. İsrail-Filistin müzakerelerindeki başlıca engeller arasında sınırların nereden geçeceği, Kudüs’ün nasıl paylaşılacağı ve Filistinli mültecilerin statüsü yer aldı. İsrail, 2005’te tek taraflı olarak Gazze Şeridi’nden askerlerini ve yerleşimcilerini geri çekti ancak sınırı büyük ölçüde kapattı ve daha sonra Hamas’ın Filistin Yönetimi’nden kontrolü ele geçirmesinin ardından bir abluka uygulamaya başladı. Sonrasında Gazze, roket, havan topu ve Filistinli savaşçıların İsrail’e gönderildiği bir üs haline geldi.

İsrailliler ve Filistinliler iki devletli çözüme nasıl bakıyor?

Anketler, İsraillilerin ve Filistinlilerin çoğunluğunun artık bu fikri desteklemediğini gösteriyor. Mayıs ayında yapılan bir ankette, Filistinliler arasında iki devletli çözüme karşı olanların oranı yüzde 57 idi. 2024’ün başlarında yapılan bir ankette ise, İsraillilerin yüzde 55’i, demilitarize edilmiş olsa bile bağımsız bir Filistin devleti kurulmasına karşı olduklarını söyledi.

Alternatifler neler?

Birçok İsrailli, İsrail egemenliğinin Batı Şeria’nın en azından bir kısmına kadar genişletilmesi fikrini destekliyor; burada İsrail yerleşim inşası devam ediyor. İlhakı savunanlar, İsraillilerin Batı Şeria’da kalıcı olarak yaşama hakkı olduğunu söylüyor; burası Yahudi medeniyetinin beşiği olarak kabul ediliyor. Eğer İsrail nihayetinde Batı Şeria’daki daha fazla Filistinliyi tam olarak kontrol altına alırsa, ya onlara vatandaşlık vererek ülkenin Yahudi çoğunluğunu zayıflatmayı ya da onları vatansız bırakmayı seçmek zorunda kalacaktır; bu da apartheid suçlamalarını güçlendirecektir. 

Aralık 2022’de her iki tarafta yapılan ortak bir ankette, İsrailli Yahudilerin yüzde 37’si, Filistinlilerin eşit haklara sahip olmadığı tek, demokratik olmayan bir devleti tercih ettiklerini söyledi. Filistinlilerin yüzde 30’u ise Filistinlilerin egemen olduğu tek bir devlet istediğini belirtti. Her iki taraftaki daha küçük azınlıklar, herkesin eşit haklara sahip olduğu binasyonel bir devleti destekledi.

"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Norveç’in karbon projesi: Emisyonlar için Avrupa'nın çöp kutusu olabilir mi?

    Norveç’in karbon projesi: Emisyonlar için Avrupa'nın çöp kutusu olabilir mi?

  • Dünya İran’daki uranyumla ne yapacak?

    Dünya İran’daki uranyumla ne yapacak?

  • OECD: Zayıf yatırımlar küresel büyümeyi tehlikeye atıyor

    OECD: Zayıf yatırımlar küresel büyümeyi tehlikeye atıyor

  • Silikon Vadisi savaşa giriyor

    Silikon Vadisi savaşa giriyor

  • Netanyahu Gazze’ye kara saldırılarını genişletme kararı aldı

    Netanyahu Gazze’ye kara saldırılarını genişletme kararı aldı

  • ABD'den vize başvuruları için 15 bin dolar teminat hazırlığı

    ABD'den vize başvuruları için 15 bin dolar teminat hazırlığı

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • En zengin 100 Türk


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dolar milyarderi Türkler


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi