Türkiye, China+1 dalgasından nasıl yararlanabilir?
Pandemi sonrası dönemde Çin ekonomisi, uzun süredir devam ettirdiği büyüme modelinde yapısal bir dönüşüm ihtiyacıyla karşı karşıya. Yıllarca büyümenin lokomotifi olan gayrimenkul sektöründeki balonun sönmesi ve iç tüketimin pandemi sonrasında beklenen toparlanmayı gösterememesi, yeni bir ekonomik yönelimi zorunlu kılıyor. Devlet sübvansiyonlarına dayalı büyük ölçekli yatırımların, tüketici güvenindeki zayıflamayla birleşmesi; sağlanan teşviklerin fiyat rekabeti dışında sınırlı etki yaratması; ve arzın talebi aştığı sektörlerde oluşan atıl kapasite, dezenflasyonist baskıları da artırmış durumda.
Bu sorunlar, özellikle elektrikli araçlar, batarya teknolojisi ve güneş enerjisi gibi yüksek kapasiteli stratejik sektörlerde kendini daha net hissettiriyor. Bununla birlikte Trump 2.0 süreciyle birlikte yeniden devreye alınan yaptırımlar ve ek tarife riskleri, Çinli şirketleri üretim kapasitelerini sınır ötesi pazarlara kaydırmaya yöneltti. Bu da sadece ihracata dayalı bir modeli değil, aynı zamanda küresel ölçekte tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılmasını da beraberinde getiriyor.