Yunanistan uçurumdan nasıl döndü?
Dimitra Piagkou, 2011 yılında yaşadığı bir günü hiç unutmuyor, “Vazgeçtiğim andı” diyor. Atina’daki çamaşırhane işletmesi batmıştı, yüz binlerce euro borcu vardı ve o gün bankası evini açık artırmaya çıkarıyordu. Binanın çatısına çıkıp ayaklarını parmaklıklara uzattı “Atlamaya hazırdım” diye hatırlıyor.
Yunanistan, barış zamanında gelişmiş bir ekonominin yaşayabileceği en derin durgunluğa gömülmüştü. Piagkou’nun geriye sadece köpekleri kalmıştı. Tam atlayacakken, çok sevdiği Alman kurdu onu geri çekti. Hayatını kurtaran o anın ardından parkta bir bankta yaşamaya başladı. Bugün 74 yaşında, vergi borçları nedeniyle emeklilik hakkı yok ve sokak gazetesi satarak geçimini sağlarken “Hiçbir şeyle yaşamayı öğreniyorsunuz” diye konuştu.
Piagkou’nun hikâyesi, Yunanistan’ın iflasın eşiğinde olduğu yıllarda yaşanan sayısız kişisel trajediden sadece biri.
Euro’dan çıkış eşiğinde bir ülke
Bu ay, Yunanistan’ın ve küresel finans sisteminin kaderini belirleyen dönüm noktasının üzerinden on yıl geçti. 2015 Temmuz’unda Yunanlar, radikal sol hükümetin çağrısıyla kurtarma paketini referandumda reddetti. Başbakan Aleksis Çipras ve dönemin tartışmalı Maliye Bakanı Yanis Varoufakis, Avrupa ve IMF’den daha iyi koşullar koparmak istiyordu.

Ancak bu strateji ülkeyi eurodan çıkışın ve tam bir finansal çöküşün eşiğine getirdi. Sadece birkaç gün sonra Çipras geri adım attı, Varoufakis hükümetten ayrıldı ve Yunan halkı “kolotoumba” (takla) dedikleri bu U dönüşüne tanık oldu.
Çipras’ın manevrası, toparlanmayı geciktirse de aynı zamanda reformların başlangıcını oluşturdu. Yunanistan, takip eden yıllarda kurtarma programlarına uydu, mali disiplini sağladı ve Avrupa’nın birçok zengin ekonomisini geride bıraktı.
Başbakan Kiryakos Miçotakis, “GSMH’nin yüzde 25’ini kaybettik ve Euro Bölgesi’nden çıksaydık toplumsal çöküşle karşı karşıya kalacaktık ama bu, Yunan toplumunun ve siyasi sistemimizin dayanıklılığını da gösteriyor" ifadelerini kullandı.
İlk programlar başarısızdı
Kriz sırasında Yunanistan üç uluslararası kurtarma paketi aldı. İlk kurtarma programı 2010’da hızla başlatıldı ancak AB içinde para politikası bağımsızlığı olmayan bir ülke için tasarlandığı pek söylenemez. IMF ve Avrupa Komisyonu’ndaki pek çok yetkili bu planın tasarımı ve uygulanmasında ciddi kusurlar olduğunu kabul ediyor.
Eski Maliye Bakan Yardımcısı Yorgos Chouliarakis, “İlk program, gerçekçi olmayan mali hedefler içeriyordu ve yükün tamamını Yunanistan’a yüklüyordu” diye konuştu. Ekonomi, 2008-2013 arasında yüzde 26 küçüldü, işsizlik yüzde 28’e fırladı.
Atinalı mimarlık firması ISV’nin ortağı Kostas Kalaitzakis, “Dünya durdu. Ofise gelip saatlerce hiçbir iş yapmadan oturuyorduk,” diye anlatıyor. Ortağı Babis Ioannou ise 80 çalışanın 30’unu işten çıkardı, şirketi ayakta tutmak için kendi hesabından para harcadı. Ioannou yaşananlar için “Karanlık bir dönemdi" yorumunda bulunurken uyumadığını aktardı.
Çipras’ın ilk başlarda yürüttüğü sert müzakere stratejisi, kısa sürede yerini tavizlere bıraktı. Euclid Tsakalotos’un devraldığı Maliye Bakanlığı, üçüncü kurtarma paketinde daha esnek hedefler içeren bir anlaşmaya vardı.
Ancak Avrupa Merkez Bankası Başkanı Yannis Stournaras, Varoufakis döneminin Yunanistan’a maliyetini 85 milyar euro olarak hesapladı. Bankalar kapandı, sermaye kontrolleri geldi, ekonomi tekrar daralmaya girdi. Aynı dönemde genç ve eğitimli binlerce Yunan yurtdışına göç etti.
Buna rağmen Çipras’ın hükümeti, 2015-2019 arasında üçüncü programı harfiyen uyguladı. IMF tahminlerinin tersine ülke ekonomisi toparlandı, 2017’de piyasalara dönüş sağlandı.
Sağ hükümetle ivme arttı
2019’da Miçotakis’in Yeni Demokrasi Partisi iktidara geldiğinde, toparlanma hız kazandı. Kamu borcu hızla düşmeye başladı. Kamu sektöründe dijitalleşme, vergi kaçakçılığının azaltılması ve enerji sektöründe reformlar gerçekleştirildi.
Pandemi sonrası toparlanma fonu sayesinde Yunanistan’ın büyüme oranı Avrupa’nın birçok gelişmiş ekonomisini geride bıraktı. İhracatın GSYH içindeki payı 2008’den bu yana iki katına çıktı.
Teknoloji sektörü de büyümeye başladı. Big Pi Ventures kurucusu Marco Veremis, “Kriz olmasaydı bu sektör oluşmazdı” dedi. Zengin Yunan yatırımcıların artık yurtiçinde yatırım yapması da dikkate değer bir değişim.
ISV şirketi kriz öncesi kapasitesine geri döndü. Ancak yatırım oranı hâlâ AB ortalamasının altında. Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Başkanı Spyros Theodoropoulos, ülkenin 100 milyar eurodan fazla net yatırım açığı olduğunu söyledi: “Üretken yatırım açısından kayıp bir on yıl geçirdik.”
Reformlar yetersiz, potansiyel sınırlı
Microsoft’un Atina’da veri merkezi kurma projesi hâlâ tamamlanmadı. Ortalama saatlik verimlilik AB ortalamasının yarısından az. Eğitim, adalet ve kamu yönetimi reformları ise “bebek adımları” seviyesinde.
Ekonomi uzmanı Nikos Vettas, “Yüksek katma değerli üretim yaratmamız gerekiyor. Sadece turizm ve gayrimenkule dayalı büyüme sürdürülebilir değil" değerlendirmesinde bulundu.
Maliye Bakanı Kiryakos Pierrakakis'e göre, hükümet onlarca yıllık yapısal sorunlarla mücadele ederken aynı zamanda pandemi ve diğer krizlere de çözüm üretmek zorunda kaldı.
Chouliarakis ise daha net: “2007 seviyesine geri dönmek için AB’den yüzde 1 fazla büyümemiz gerekiyor ve bunu 15 yıl boyunca sürdürmeliyiz.”
AB de değişti ama yarım kaldı
Yunanistan’daki kriz sadece ülkeyi değil, AB’yi de dönüştürdü. Kalıcı kurtarma fonu olan Avrupa İstikrar Mekanizması kuruldu, başarısız bankalar için yeni çözümler geliştirildi ve ECB, Draghi’nin meşhur “ne gerekiyorsa yapılacak” sözüyle daha etkin bir aktöre dönüştü.
Ancak AB’nin hâlâ büyük bir bütçesi ya da kalıcı bir şok tamponu fonu yok. Tüm kıtayı kapsayan bir banka birliği de kurulamamış durumda. Luis Garicano’ya göre, “Bankalar artık çok daha siyasi ve ulusal kimlikli. Bu kısır döngüyü kırmak için gerçek bir bankacılık birliği şart.”
Eski Komisyon yetkilisi Marco Buti, AB’nin Yunanistan krizinde izlediği “inkâr, panik, cesur karar, ardından rehavet” döngüsünün hâlâ geçerli olduğunu söylüyor: “İşler düzelince işi tamamlamaya dair istek ortadan kalkıyor.”
Bu döngünün faturası Yunanistan’da hâlâ hissediliyor. 2024 itibarıyla halkın üçte biri yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıya. Dimitra Piagkou ise hâlâ büyük borçlarla yaşıyor. Ancak tanımadığı insanların yardımıyla oturduğu küçük bir dairesi var.
Merkez Bankası Başkanı Stournaras, “IMF ve AB bu süreçten ders çıkardı. Euro Bölgesi Yunanistan sayesinde evrildi ama biz bu bedeli acıyla ve gözler önünde ödedik” dedi.