;
Bankacılık neredeyse paranın tarihi kadar eski fakat para gibi durağan bir alan olmadı hiçbir zaman. Coinlere kadar pek de değişime uğramayan paranın -dolayısıyla sermayenin- ihtiyaç duyduğu bankacılık tam tersine hep değişen, dönüşen, yenilenen dinamiklerle büyüdü.
Kolay bir yıl geçirdiğimiz söylenemez üstelik yıl boyunca “en kötüsü daha gelmedi, siz bir de 2025’i görün” sözleri başımızda Demokles’in kılıcı gibi sallanıp durdu. Geçen hafta, yazarımız Şant Manukyan ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Hakan Kara ile bir masa etrafında toplandık ve onlara tam da bunu sorduk.
Bir zamanların balıkçı kasabasında artık dünya jet-seti sıkça boy gösteriyor. Bodrum artık Kempinski’den Bvlgari’ye, Mandarin’den Swissotel’e lüks evreninin pek çok marka ve yatırımına ev sahipliği yapıyor.
Ortada üretici bir güç varsa orada bir ekonomi de dönüyordur. Daima işleyen bu şaşmaz kuraldan hareketle etrafa bakıldığında, görünenleri sayfalara taşıma kararı almak her zaman çok kolay değildir. Zira bir ekonomi dergisinden beklenen kalıpların dışına çıkmak cesaret gerektirir.
Ne istediğini bilip dümene geçmenin başarılı ve mutlu bir hayat sürmek için ilk adım olduğunu düşünüyorum. 42 yaşındaki Sami Aslanhan bu adımı ve çok daha fazlasını cesurca atmış bir isim.
Gündemin baş döndürücü hızla değişmesi hikayenin görünen tarafı. Esas gündeme, para hareketini ve verileri takip ederek ulaşılıyor...
Bu ay sayfalarımızda yer alan “Sular Çekiliyor” başlıklı haberimiz, ses kayıt cihazı açık olduğu sürece kaydedilenlerle yazıldı. Elbette bir de kaydedilmeyenler var... Tüm denizcilik sektörünün gördüğü, bildiği ancak kısık sesle dile getirilenler...
Türkiye’nin en saygın ve en çok satan ekonomi dergisi Forbes’un, ilk sayısıyla yeniden karşınızda olmaktan büyük heyecan duyuyoruz.