Kitap sadece saygı değil stratejidir, yeniden doğuştur
“Kitap, saygıdır.” Bu sade ama derin cümle, Destek Yayınları’nın kurucusu Yelda Cumalıoğlu’na ait. Ancak bu ifade sadece bir kültürel tespit değil, aynı zamanda bir kalkınma stratejisinin özüdür. Çünkü kitapla kurulan bağ, bir milletin hem hafızasını hem hayalini biçimlendirir. Ülkeler yol, baraj, teknoloji yatırımlarıyla değil; esas olarak beyin sermayesini nasıl besledikleriyle ayakta kalır.
Bugün Türkiye, bu açıdan bir kavşakta:
- Üretiyor ama derinleşemiyor.
- Okuyor ama kalıcı öğrenme sağlayamıyor.
- Potansiyeli var ama stratejisi eksik.
Türkiye’de kitap gerçeği
2023 yılında Türkiye’de 438 milyon adet kitap üretildi. İlk bakışta güçlü bir rakam. Ancak detaylara bakıldığında tablo daha karmaşık:
- Yayınlanan kitapların %62’si test kitapları, dini eserler ve eğitim destek materyallerinden oluşuyor.
- Yıllık yeni ISBN alan başlık sayısı: 86.351
- Günde ortalama 235 yeni kitap basılıyor, ama çoğu düşük tirajlı (500–1.000 adet).
- Kişi başına düşen kitap sayısı: 5,4
- Japonya: 20+
- Almanya: 14
- Güney Kore: 11
- Fransa: 12
- Günlük ortalama kitap okuma süresi: 6 dakika
- Finlandiya: 35 dk
- Japonya: 30 dk
- Fransa: 25 dk
UNESCO ve OECD verilerine göre Türkiye, 173 ülke arasında okuma süresi açısından 140. sırada.
Ne oldu da kitaptan koptuk?
Dijital çağın sunduğu hız ve kolaylık, kitabın “derinlik” talebiyle çelişiyor. Özellikle Z ve Alfa kuşağı için kitap:
- “Yavaş ve zahmetli” olarak tanımlanıyor.
- TikTok, Instagram ve YouTube, kitap okumayı değil “bilgi kırıntısı tüketimini” teşvik ediyor.
- Gençlerin %61’i kitap okumayı sıkıcı buluyor.
- Türkiye’de ortalama ekran süresi: 2.600 saat/yıl
- Ortalama kitap okuma süresi: 40 saat/yıl
Bu uçurum sadece bireysel değil; stratejik düşünce, bilimsel üretim, kurumsal hafıza ve toplumsal empati açısından da kırılganlık yaratıyor.
Kitap sadece bilgi değil
Kitap; bir ülkenin entelektüel savunma sanayisidir.
Çünkü kitap:
- Eleştirel düşünceyi geliştirir
- Empati inşa eder
- Zihinsel sabrı besler
- Liderlik vizyonunu şekillendirir
Bugün bilim, sanat, teknoloji, diploması veya girişimcilik gibi her alanda fark yaratan ülkelerin ortak özelliği, kitapla kurdukları güçlü bağdır.
Dünya ne yapıyor?
Küresel kitap sektörü hacmi (2025): 132 milyar dolar
- ABD: 750 milyon kitap satışı
- Çin: 500 milyon dijital okur, 6.000 yayınevi
- Hindistan: Yılda 90.000 yeni başlık, 22 dilde
- Sesli kitap pazarı: 7 milyar dolara ulaştı
- Amazon: Dünya kitap satışlarının yüzde 50’sini elinde tutuyor
Türkiye’nin küresel pazardaki payı sadece %1,1. Bu, 85 milyon nüfusa sahip bir ülke için ciddi bir boşluk anlamına geliyor.
İş dünyası için ne anlama geliyor?
Başarılı liderlerin neredeyse tamamı kitapla güçlü bir ilişki içinde. Bill Gates, Satya Nadella, Indra Nooyi, Jack Ma, Ray Dalio gibi isimler sadece yönetmiyor; aynı zamanda anlatıyorlar.
Liderlerin yazdığı kitaplar:
- Kurumsal hafıza oluşturuyor
- Marka güvenilirliğini artırıyor
- Kültürel sermaye biriktiriyor
- Yeni nesil liderlere ilham veriyor
Türkiye’de ise “kitap yazmak” hâlâ bir hobi ya da emeklilik projesi olarak görülüyor. Oysa bu, stratejik liderliğin bir parçası olmalı.
Gelecek için 5 stratejik adım
1. Liderlere Kitap Teşviki:
Sadece geleneksel yazarlar değil CEO’lar, girişimciler, kamu yöneticileri de kitap yazarak kurumsal vizyonlarını toplumsallaştırmalı.
2. Kurumsal Yayıncılık Girişimleri:
Holdingler ve STK’lar kendi yayınevlerini kurmalı, markalarını bilgiyle taçlandırmalı.
3. Dijital ve Sesli Kitap Ekonomisi:
Türkiye’ye özel Audible benzeri platformlar geliştirilmeli; genç kitleye dijital formatta ulaşılmalı.
4. Uluslararası Kitap Diplomasisi:
Strateji, liderlik ve inovasyon alanlarında yazılmış Türkçe kitaplar çevrilmeli, yurtdışına taşınmalı.
5. Genç Okur Toplulukları:
Z kuşağı için kitap kulüpleri, okul projeleri, YouTube ve podcast destekli anlatı kampanyaları kurulmalı.
Kitap, mirasın ta kendisidir
Bir ülkenin AVM’si, otoyolu, teknolojik altyapısı olabilir. Ama kitapla, fikirle, kültürel üretimle bağı zayıfsa:
- Geleceği dışarıdan ithal eder
- Stratejik derinliği kaybeder
- Kendi anlatısını oluşturamaz
Türkiye’nin “kalkınmanın 3. evresi” dediğimiz zihinsel sıçramayı yapabilmesi için kitap sadece bir kültür politikası değil, ulusal kalkınma stratejisinln bütünleyici parçası olmalıdır.
Yelda Cumalıoğlu’nun ifadesini genişleterek söyleyelim:
Kitap, sadece saygı değil; yeniden doğuş, güç ve kalıcılıktır.
Onsuz bir millet, bedeni olan ama ruhu olmayan bir varlığa dönüşür. Çölleşir, yoksullaşır.