Çin’in yaz Davos’unda ticaret savaşları ve jeopolitik krizler öne çıktı
Çin’in kuzeyindeki liman kenti Tiencin’de düzenlenen ve “yaz Davos’u” olarak bilinen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) toplantısı, bu yıl ticaret savaşları, jeopolitik riskler ve küresel büyüme belirsizliği ile şekillendi.
İsrail’in ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’la ateşkes teklifini kabul etmesinin ardından petrol fiyatları iki haftanın en düşük seviyesine gerilerken, zirvede bir araya gelen iş dünyası liderleri, çatışmanın yanı sıra ticaret tarifeleri ve enflasyonun da büyümeye yönelik ciddi tehditler oluşturduğunu vurguladı.
WEF Başkanı Borge Brende, “Son on yılların en karmaşık jeopolitik ve jeoekonomik ortamıyla karşı karşıyayız” dedi. Brende, büyümenin yeniden canlandırılamaması halinde dünyanın düşük büyüme çağının eşiğinde olduğunu ifade etti.
WEF her zaman serbest ticaretin ve küreselleşmenin bir sembolü olarak görülse de, Trump yönetiminin getirdiği tarifeler küresel tedarik zincirlerini bozarak şirketlerin uzun vadeli plan yapmasını zorlaştırdı. Columbia Üniversitesi’nden Prof. Jeffry Frieden, “Uluslararası ekonomik ve siyasi ilişkilerde bir çağ sona eriyor ve yeni bir döneme giriyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Faiz indirimi ihtimali zayıflıyor
Artan jeopolitik risklerin ekonomiye doğrudan etkileri de gündemdeydi. Petrol fiyatlarındaki yükseliş, üretici firmaların maliyetlerini artırırken bu durumun tüketici fiyatlarına da yansıması bekleniyor. Enflasyon yüksek seyrederse, merkez bankalarının faiz indirimine gitme ihtimali zayıflıyor.
Hürmüz Boğazı üzerinden geçen petrol arzına yönelik İran tehdidi, özellikle Çin açısından büyük risk oluşturuyor. Tahminlere göre Çin, İran’ın sattığı petrolün yüzde 90’ını ithal ediyor. APCO’nun Çin Direktörü Chris Torrens, “Petrol arzındaki herhangi bir aksama Pekin için ciddi bir endişe kaynağı” dedi.
Çin ekonomisi hâlen resmi yüzde 5 büyüme hedefini yakalıyor gibi görünse de emlak krizi, işsizlik ve zayıf iç tüketim sorunları devam ediyor. Pekin yönetimi ekonomiyi canlandırmak için yeni önlemler açıkladı. Ekonomistler, Çin’in bu yıl küresel büyümenin yüzde 30’unu oluşturabileceğini öngörüyor.
Zirve aynı zamanda Çin için küresel sahnede pozitif bir imaj yaratma fırsatına da dönüştü. Torrens’e göre, Çin WEF aracılığıyla küreselleşmenin destekçisi rolünü üstlenmeye çalışıyor. “Serbest ticaretin kalesi olmak hâlâ tam gerçekleşmiş değil ama Çin bu yönde adım atmak istiyor” dedi.
Trump’ın ticaret savaşları Çin’in ihracatına baskı yaparken, Pekin yapay zekâ gibi yeni teknolojilere yönelerek büyüme arayışına giriyor. WEF Genel Müdürü Mirek Dusek, “Bazı teknolojiler bize yeni büyüme ve rekabetçilik alanları sunabilir” dedi. PwC’ye göre yapay zekâ 2035’e kadar küresel büyümeyi yüzde 15 artırabilir.
Ancak zirvede tarifeler yine iş dünyasının en temel kaygılarından biri oldu. Trump’ın uyguladığı yüksek tarifelere ilişkin geçici duraklamaların yakında sona erecek olması, şirketleri belirsizlik karşısında zorluyor. Frieden, “Eğer tarifelerin ne seviyede olacağını bilmiyorsanız, yatırım kararlarınızı sağlıklı biçimde veremezsiniz” uyarısında bulundu.