;
Arama

“Nükleer Türkiye” tartışması: Güç dengelerinde yeni bir perde mi açılıyor?

Türkiye henüz nükleer silaha sahip değil. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) verilerine göre, “nükleer eşik” sayılabilecek teknik potansiyele erişme yolunda adımlar atıyor

09 Ağustos 2025, 12:08 Güncelleme: 09 Ağustos 2025, 14:31
Geçen hafta Habertürk’teki canlı yayında, gazeteci Faruk Aksoy’un bana yönelttiği kısa ama çarpıcı soru, sadece bir televizyon sohbeti değil, Türkiye’nin stratejik geleceğine dair kritik bir tartışmanın kapısını araladı:

“Türkiye nükleer silah sahibi olmalı mı?”

Bu soru, yalnızca askeri teknoloji veya savunma tercihiyle sınırlı değil; ulusal güvenlikten enerji politikasına, diplomasiden ekonomik dengelere kadar uzanan çok katmanlı bir meseleyi kapsıyor. 
Rusya’nın Ukrayna savaşında zaman zaman (taktik) nükleer tehdit dili kullanması, İran’ın yüzde 60 zenginleştirilmiş uranyum seviyesine ulaşması, Kuzey Kore’nin artan füze testleri ve İsrail’in “sessiz nükleer” kapasitesi, Ankara’da bu soruyu artık daha yüksek sesle sorduruyor.

Dünya nükleer dengesi ve Türkiye’nin konumu

2025 itibarıyla dünya üzerinde yaklaşık 12.100 nükleer başlık bulunuyor.
Bunların 5.580’i Rusya’nın, 5.044’ü ABD’nin elinde. Geri kalanı ise Çin (500+), Fransa (290), İngiltere (225), Pakistan (170), Hindistan (164), İsrail (80–90) ve Kuzey Kore (50) tarafından tutuluyor.

Nükleer silaha sahip olmayan ancak caydırıcılığı ABD’nin “nükleer şemsiyesi” altında sağlayan ülkeler de var: Güney Kore, Japonya, Almanya, Hollanda, Belçika, İtalya ve Türkiye. Türkiye açısından bu şemsiye, çoğunlukla İncirlik Üssü’nde bulunduğu varsayılan yaklaşık 50 ABD taktik nükleer başlığı ile somutlaşıyor. NATO tarafından resmi olarak doğrulanmayan bu bilgi, uluslararası güvenlik literatüründe yaygın kabul görüyor.

Sivil nükleer altyapı: Askeri potansiyele köprü mü?

Türkiye henüz nükleer silaha sahip değil. Ancak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) verilerine göre, “nükleer eşik” sayılabilecek teknik potansiyele erişme yolunda adımlar atıyor:
Akkuyu NGS’nin ilk reaktörü 2025’te devreye giriyor; yakıtı tamamen Rusya’dan geliyor.
Sinop NGS için Japon–Fransız konsorsiyumu çekildi; Rosatom ve Çin gündemde.
        Trakya NGS ve Küçük Modüler Reaktör (SMR) projeleri masada.
        Her yıl onlarca Türk mühendis Rusya, Çin, Fransa ve ABD’de eğitim görüyor.

Ancak kritik eksik, yakıt döngüsünde tam bağımsızlık. Uranyum zenginleştirme ve plütonyum ayrıştırma teknolojilerinde yetkinlik sağlanmadan askeri nükleer program teknik olarak eksik kalır.

Stratejik seçenekler: Türkiye’nin üç yolu

   1.    NATO şemsiyesi altında pasif caydırıcılık
        En düşük maliyetli seçenek.
        Ancak Washington–Ankara ilişkilerindeki iniş–çıkışlar, bu garantiyi siyasi pazarlık konusu hâline getirebiliyor. Milli menfaatleri tehdit edildiğinde nükleer karar alma imkanı sıfır.
    2.    Gizli eşik stratejisi – İsrail modeli
        Nükleer kapasiteyi resmen ilan etmeden, inkara da başvurmadan teknik yeterliliği korumak.
        Uluslararası yaptırımların önüne geçebilir; caydırıcılığı ise sürdürür.
    3.    Açık nükleerleşme – Hindistan/Pakistan modeli
        Caydırıcılığı maksimuma çıkarır.
        Ancak ağır yaptırımlar, diplomatik izolasyon ve bölgede silahlanma yarışı riskini doğurur.

Bölgesel nükleer doygunluk: Türkiye’nin stratejik açmazı

Türkiye, çevresi nükleer silahlı veya eşiğe yakın ülkelerle çevrili nadir devletlerden biri:
  •         Rusya – Dünyanın en büyük nükleer cephaneliği, Karadeniz’den Suriye’ye uzanan nüfuz hattı.
  •         İsrail – 80+ başlık, 1.500 km menzilli Jericho füzeleri.
  •         İran – son İsrail-ABD saldırılarına rahmen UAEA’ya göre silah eşiğine hala uzak değil.
  •         Pakistan – Ortadoğu’ya “nükleer güvence” sağlayabilecek kapasitede.

Böylesi bir coğrafyada Türkiye’nin caydırıcılık denkleminde zayıf kalması, kriz anlarında elini ciddi biçimde daraltabilir.

Ekonomik maliyet ve yaptırım riski

Bağımsız bir nükleer silah programı, 5–10 yıl içinde 40–50 milyar dolar gerektirir. Bu sadece başlık değil; füze sistemleri, depolama, güvenlik altyapısı, test alanları ve komuta–kontrol merkezlerini de kapsar.

İran örneği çarpıcı: 2012–2015 yaptırım döneminde GSYH’si yüzde 20’den fazla küçüldü, petrol gelirleri yarıya indi, para birimi yüzde 60 değer kaybetti. Türkiye’nin 2024’te enerji ithalatına ödediği 88 milyar dolar ve bu yılın ilk yarısında dış borç faizi olarak ödediği 11,2 trilyon TL dikkate alındığında, ağır yaptırımların ekonomik etkisi yıkıcı olabilir.

Teknolojik ve endüstriyel çarpan etkileri

Bununla birlikte, nükleer eşik stratejisinin yan faydaları da küçümsenmemeli:
  •         Malzeme bilimi ve ileri metalürji gelişimi.
  •         Uzay teknolojisi ve uydu sistemleri entegrasyonu.
  •         Füze ve roket mühendisliği alanında ivme.
  •         Siber güvenlik ve yapay zekâ tabanlı komuta–kontrol sistemlerinde kapasite artışı.
Sorun şu ki, bu teknolojik kazanımların ekonomik faydaya dönüşmesi, yaptırımların yaratacağı çöküşten hızlı olmayabilir.

Uluslararası tepki senaryoları

  •         ABD–AB – Açık nükleerleşmeye kesin karşı çıkar; finans, enerji ve savunma sektörlerini hedef alan sert yaptırımlar uygular.
  •         Rusya – NATO üyesi Türkiye’nin nükleerleşmesini güvenliğine tehdit görür.
  •         Çin – Görünürde tarafsız kalır ancak Batı ile çatışmayı derinleştirecek adımlardan kaçınır.
  •         Ortadoğu – İran–Suudi–Türkiye üçlüsünün nükleerleşmesi, İsrail’i doğrudan askeri önlem almaya iter.

Tarihsel dersler: Vazgeçen ve yola devam edenler

  •         Güney Afrika, 1990’larda geliştirdiği altı nükleer başlığı gönüllü olarak söktü; bölgesel istikrar ve yaptırım kalkışı sağladı.
  •         Ukrayna, Sovyet mirası yüzlerce başlığı 1994’te teslim etti; ancak 2014’te Kırım’ın ilhakı, halen devam eden Rus isgali caydırıcılığın eksikliğini gösterdi.
  •         Libya, 2003’te programını bırakıp Batı ile yakınlaştı; 2011’deki iç savaşta Kaddafi bu kararın bedelini ödedi.
  •         Kuzey Kore, ağır yaptırımlara rağmen programını sürdürerek rejim güvenliğini sağladı, ama ekonomik izolasyona mahkûm kaldı.
Bu örnekler, nükleer kararın sadece teknik değil, rejim güvenliği ve ekonomik sürdürülebilirlik meselesi olduğunu ortaya koyuyor.

Sonuç: Kontrollü nükleer eşik

Şahsi kanaatim, Türkiye için en rasyonel yol  mevcut konjonktürde “kontrollü nükleer eşik” politikasını benimsemek:
  •         Sivil nükleer projeleri hızla tamamlamak.
  •         Yakıt döngüsünde özerklik sağlamak.
  •         Füze, hava savunma ve siber yetenekleri güçlendirmek.
  •         Gerekirse kısa sürede silah üretecek kapasiteyi hazır tutmak ama bunu hiçbir şekilde resmen ilan etmemek.
Bu stratejinin kabul görmesi tabiatıyla sadece teknik kapasiteye değil, Ankara’daki siyasi liderliğin yarayacağı algiya da bağlıdır. Washington, Brüksel, Moskova, Pekin ve bölge başkentleri; Türkiye’nin öngörülebilir, ittifak yükümlülüklerine sadık, krizleri tırmandırmayan, sorumlu bir çizgide durmasını bekleyecektir.

Bu itibarla, unutmayalım: Nükleer eşik stratejisi yalnızca mühendislik değil, liderlik mühendisliği meselesidir. Yanlış yönetilirse, daha ilk başlık üretilmeden bile ekonomik yaptırımlar, yatırımcı güveninin kaybı ve diplomatik izolasyon gibi ağır bedeller kapıya dayanır. Ve ürküttüğümüz kurbagaya değmez.

"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • ABD'de tarihi zirve: Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış için imza

    ABD'de tarihi zirve: Azerbaycan ve Ermenistan arasında barış için imza

  • CEO’ların Trump endişesi

    CEO’ların Trump endişesi

  • Küresel gıda fiyatları 2,5 yılın zirvesinde

    Küresel gıda fiyatları 2,5 yılın zirvesinde

  • İsrail Gazze kentini işgal planını onayladı: 1 milyon kişi yeniden yerinden edilecek

    İsrail Gazze kentini işgal planını onayladı: 1 milyon kişi yeniden yerinden edilecek

  • Trump’ın yeni tarifeleriyle ticarette yeni dönem

    Trump’ın yeni tarifeleriyle ticarette yeni dönem

  • Çin'de yeni salgın alarmı: Chikungunya virüsü hakkında bilmeniz gerekenler

    Çin'de yeni salgın alarmı: Chikungunya virüsü hakkında bilmeniz gerekenler

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • En zengin 100 Türk


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dolar milyarderi Türkler


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi