ABD’nin borç krizi ve enflasyon endişesi, uzun vadeli tahvillerden kaçışı hızlandırdı
ABD uzun vadeli tahvil fonları, 2020’deki Covid-19 krizinden bu yana en sert çıkışı yaşıyor. Yılın ikinci çeyreğinde devlet ve şirket tahvillerini kapsayan fonlardan yaklaşık 11 milyar dolarlık net çıkış yaşandı. Financial Times’ın EPFR verilerine dayanan analizine göre, bu geri çekilme, son 12 çeyrekteki ortalama 20 milyar dolarlık girişin tam tersi bir yön değişikliğini temsil ediyor.
Kurumsal yatırımcılar tarafından sıkça tercih edilen bu fonlardaki çıkış, ABD’nin büyüyen borç yükü ve mali sürdürülebilirliğe ilişkin endişelerin yansıması olarak değerlendiriliyor. DoubleLine’dan Bill Campbell, “Bu çıkış, çok daha büyük bir sorunun belirtisi. Hem yerli hem de yabancı yatırımcılar uzun vadeli Hazine tahvillerini ellerinde tutma konusunda tedirgin” dedi.
Bu tedirginliğin temelinde, Başkan Donald Trump’ın Kongre’de tartışılan büyük çaplı vergi indirimi paketi yer alıyor. Bağımsız ekonomistlere göre, söz konusu vergi planı ABD borcuna gelecek on yılda trilyonlarca dolar ekleyecek ve bu da Hazine’yi daha fazla borçlanmaya zorlayacak. Beyaz Saray ise bu borcun tarifeler ve daha yüksek büyüme sayesinde telafi edileceğini savunuyor.
Enflasyon korkusu tahvil piyasasını sarstı
Aynı zamanda yatırımcılar, planlanan tarifelerin enflasyonu körükleyeceğinden ve bunun sabit getirili uzun vadeli tahvillerin reel değerini aşındıracağından endişeli. Goldman Sachs’tan Lotfi Karoui, çıkışların “mali sürdürülebilirliğe dair uzun vadeli kaygıların yansıması” olduğunu söyledi.
PGIM’in küresel tahvil yöneticisi Robert Tipp, ABD Merkez Bankası’nın yüzde 2’lik enflasyon hedefine işaret ederek, “Enflasyon hâlâ hedefin üzerinde ve devletin tahvil arzı fazla. Bu da uzun vadeli tahvillere karşı genel bir huzursuzluk yaratıyor” dedi.
Bu tedirginlik, uzun vadeli tahvillerin fiyat performansına da yansıdı. Bloomberg endeksine göre, bu çeyrekte uzun vadeli ABD tahvillerinde yüzde 1’lik düşüş yaşandı. Özellikle Trump’ın nisan ayındaki tarife açıklamaları sonrası piyasada belirgin kayıplar görülmüştü.
Öte yandan, yatırımcılar kısa vadeli tahvillere yöneliyor. EPFR verilerine göre, bu çeyrekte kısa vadeli tahvil fonlarına 39 milyar doların üzerinde para girişi oldu. Fed’in faizleri yüksek tutması, bu fonları daha cazip hale getirdi.
RBC Global Asset Management’tan Andrzej Skiba, yatırımcıların uluslararası tahvillere yönelmeyi değerlendirdiğini ancak “ABD Hazine tahvillerinin küresel sabit gelir portföylerinde temel varlık olma rolünü yitirmediğini” belirtti. Yine de, piyasada yeni tahvillere yatırım için “daha yüksek getiri beklentisi” oluşabileceğini vurguladı: “Büyük bir sarsıntı olmayabilir ama artçıları hissedebiliriz.”