;
Arama

TCMB, faiz indirimlerinin bankacılık faizlerine etkisini analiz etti

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) blog sayfasında yayımladığı yeni bir analizde, 2025 yılı temmuz ayından itibaren politika faizinde yapılan indirimlerin mevduat ve farklı vadelerdeki kredi faizlerine nasıl yansıdığını ele aldı.

23 Aralık 2025, 10:42

“TCMB faiz indirimleri kredi ve mevduat faizlerine yansıyor mu?” başlıklı çalışma, TCMB Uzmanları Ahmet Deryol ve Mehmet Emre Şamcı ile Uzman Yardımcısı Efe Mert Ustaoğlu tarafından hazırlandı. Yazı, Merkezin Güncesi blogunda yayımlandı.

Faiz indirimi bankaların fiyatlamalarını etkiledi

Analizde, TCMB’nin politika faizinde attığı adımların kredi ve mevduat faizlerine büyük ölçüde yansıdığı vurgulandı. Kısa vadeli faizlerde politika faizinin belirleyici olduğu, uzun vadelerde ise enflasyon beklentileri ve risk algısının daha ön plana çıktığı ifade edildi. Uzun vadeli faizlerde kalıcı düşüş için enflasyon beklentilerinin çıpalanması ve risk priminin düşük seyretmesinin kritik olduğu belirtildi.

Politika faizi mevduat faizlerini nasıl yönlendiriyor

TCMB, politika faizinin bankaların bir hafta vadeli borçlanma maliyeti olduğunu hatırlattı. Bankaların mevduat faizlerini bu oranın çok üzerine taşımasının fonlama maliyetlerini artırdığı, belirgin şekilde altına indirmesinin ise mevduat kaybına yol açabileceği ifade edildi. Bu mekanizma sayesinde merkez bankasının politika faizi kararlarının mevduat faizlerini doğrudan etkilediği aktarıldı.

Kredi faizlerinde beklentiler ve risk öne çıkıyor

Kredi faizlerinin mevduata kıyasla farklı dinamiklere sahip olduğu belirtilen yazıda, bankaların fonlama maliyetine ek olarak düzenleme maliyetleri, kâr beklentileri ve kredi riskini fiyatlamalara dahil ettiği vurgulandı. Kredilerin daha uzun vadeli olması nedeniyle enflasyon görünümü ve geri ödenmeme riskinin de faizleri şekillendirdiği ifade edildi.

Fonlama maliyeti ve AOFM vurgusu

Faiz kararlarının bankalara yansımasını değerlendirmek için TCMB’nin piyasaya sağladığı likiditenin maliyetinin önemli olduğu belirtildi. Bu kapsamda ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin (AOFM) kritik bir gösterge olduğuna dikkat çekildi. Enflasyon görünümündeki iyileşmeyle birlikte AOFM’nin haziran ayında yeniden politika faizine yaklaştığı, son dönemde ise yüzde 38 civarında seyrettiği kaydedildi.

650 baz puanlık indirim bankacılık faizlerine yansıdı

Analizde, 2025 Temmuz–Ekim döneminde politika faizinde toplam 650 baz puanlık indirim yapıldığı hatırlatıldı. Bu sürecin, temmuz başından aralık başına kadar olan dönemde banka faizlerine belirgin şekilde yansıdığı aktarıldı. TL mevduat ve ticari kredi faizlerinde yaklaşık 690 baz puanlık düşüş görülürken, ihtiyaç kredisi faizleri yaklaşık 300 baz puan geriledi. Büyük firmaların kredi maliyetleri 630 baz puan azalırken, KOBİ’lerde düşüş 750 baz puana ulaştı.

Uzun vadelerde risk primi belirleyici oldu

Kısa vadeli faizlerin politika faizi değişimlerine daha hızlı tepki verdiği, uzun vadeli faizlerin ise enflasyon beklentileri ve ülke risk primiyle şekillendiği ifade edildi. İncelenen dönemde ticari kredi faizlerinde vade uzadıkça farklı oranlarda düşüşler yaşandığı, özellikle 24 Temmuz sonrasında risk primindeki gerilemenin uzun vadeli faizleri desteklediği belirtildi.

Üç temel sonuç öne çıktı

Çalışmanın sonuç bölümünde üç ana bulguya dikkat çekildi. İlk olarak, TCMB’nin faiz indirimlerinin kredi ve mevduat faizlerine yansıdığı tespit edildi. İkinci olarak, kısa vadeli faizlerde politika faizinin, uzun vadelerde ise beklentiler ve risk algısının belirleyici olduğu vurgulandı. Son olarak, uzun vadeli faizlerde kalıcı düşüş için sıkı para politikası duruşunun ve fiyat istikrarına yönelik güvenin korunmasının kritik önemde olduğu ifade edildi.


Sayfa Sonu

Yüklenecek başka sayfa yok