Petrolde yeni dönem: İran, Çin ve ABD dengesi nasıl değişiyor?
Bu makaleyi yazdığım dakikalarda Trump’ın açıkladığı İsrail-İran ateşkesine dair soru işaretleri devam ediyordu. Dergimiz elinize geçtiğinde belki de ateşkes bozulmuş ve çatışmalar devam ediyor olacak. Ancak yine de pek çok önemli ekonomik jeopolitik bilgiler elde ettiğimizi düşünüyorum. Her şeyden önce petrol piyasasında ciddi değişiklikler gerçekleşmiş durumda. ABD’nin çok kritik bir üretici haline gelmesi, yaptırımlar neticesinde İran’ın üretim kapasitesinin hem zayıflaması, hem de müşteri sayısının (ihracatın yüzde 92’si Çin’e ve yüzde 30 iskonto ile gidiyor) azalması, Çin’in hızla elektrikleşen bir ekonomi inşa etmesi ve aynı zamanda da ciddi anlamda yavaşlaması gibi temel bazı gelişmeler artık bu tip gelişmelerin fiyatlarda büyük zıplamalar kaydetmesini engelliyor.
Petrol fiyatında WTI (Batı Teksas türü) 40 - 50 dolar bandına taşıyacak bir büyük düşüş daha görme ihtimalimizin yüzde 51 olduğunu düşünüyorum. OPEC’in fiyatlar düşerken üretim artışına gitmesi ve Trump’ın Orta Doğu turuna dair de önemli bilgiler edinmiş olduk. Çin’e odaklanmak ve kaynaklarını da bu önemli rakibe karşı kullanmak isteyen ABD’nin NATO üyelerinden daha fazla harcama talep ettiğini biliyoruz. GSYH’nin (Gayrisafi yurt içi hasıla) yüzde 3’ü, yüzde 5’i gibi oranlar havalarda uçuşuyor. Peki ya Trump bunu Orta Doğu ülkelerinden de talep ettiyse? Ve cevap olarak önce İran’ın riskini bertaraf etmesi istendiyse? İran’a yönelik yaşanan tüm gelişmelerde İsrail öne çıkıyor olsa da Suudi Arabistan en iyi yardımcı oyuncu Oscar’ına aday olabilir.