İsrail İran'da hedef küçülttü: Rejim değil, nükleer program hedefte
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ülkesinin İran’a yönelik hava saldırılarının nihai amacının Tahran’daki rejimi devirmek değil, İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmak olduğunu söyledi. CNBC’ye konuşan Herzog, rejim değişikliğinin resmi hedefleri olmadığını vurgularken, “Amacımız İran’ın nükleer programını ortadan kaldırmak” ifadesini kullandı. Tahran’ı hile yapmakla ve bombaya doğru hızla ilerlemekle suçlayan Herzog, rejim değişikliğinin bölgeye barış getirebileceğini de sözlerine ekledi.
Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA), 9 Haziran’da yaptığı açıklamada İran’atam iş birliği çağrısında bulunarak, aksi takdirde İran’ın nükleer faaliyetlerinin tamamen barışçıl olduğuna dair güvence verilemeyeceğini duyurmuştu. İsrail saldırılarının ardından UAEA Başkanı Rafael Mariano Grossi, "ran'ın nükleer programına ilişkin CNN televizyonunda yaptığı değerlendirmede, "Elimizde nükleer silaha yönelik sistematik bir çaba olduğuna dair herhangi bir kanıt yok" dedi.
13 Haziran’da İsrail, İran’a yönelik çok sayıda hava saldırısı düzenledi. İsrail yönetimi, hedef alınan noktaların ülkenin nükleer programıyla doğrudan ilişkili olduğunu öne sürdü. O günden bu yana iki taraf da karşılıklı saldırılarla çatışmayı sürdürdü. Herzog, “Bazen yakın tehditleri ortadan kaldırmak için sert olmak gerekir. Bizim yaptığımız da bu" dedi ve saldırıların İran’ın nükleer programı üzerinde gerçek bir etkisi olduğunu savundu.
Netanyahu: Hamaney'i hedef almak savaşı bitirebilir
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun son açıklamaları ise Herzog’un çizdiği sınırların ötesine geçiyor. Pazartesi akşamı ABC News’e konuşan Netanyahu, İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’i hedef almanın ve rejimi devirmeye yönelik adımların savaşı sona erdirebileceğini öne sürdü. “Gerekeni yapıyoruz. Bu çatışmayı tırmandırmaz, sona erdirir” dedi.
Geçtiğimiz hafta sonu da İsrail’in yürüttüğü operasyonun İran’da bir liderlik değişikliğine yol açabileceğini söylemişti.
Netanyahu’nun bu açıklamaları, ABD Başkanı Donald Trump’ın da dikkatini çekti. Trump, Kanada’daki G7 Zirvesi’ni erken terk ederek Washington’a döndü ve üst düzey askerî yetkililerle görüşmelere başladı. Trump, İran’ın “nükleer bombaya çok yaklaştığını” iddia etti. Ancak ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Tulsi Gabbard’ın Mart ayında Kongre’de verdiği ifadelere göre, İran hâlâ nükleer silah üretme aşamasında değil. Gabbard, “İran nükleer silah inşa etmiyor ve Dini Lider Hamaney, 2003’te askıya aldığı nükleer silah programını yeniden başlatma talimatı vermedi” dedi.
Savaşın bilançosu ve kamuoyundaki etkisi
İsrail’in başlattığı saldırılardan bu yana, İran devlet medyasına göre en az 224 kişi hayatını kaybetti. İran’ın karşı saldırılarında ise İsrail’de en az 24 kişi öldü. İran’ın iki ayrı füze saldırısıyla İsrail’in merkez ve kuzey bölgelerinde hava saldırısı sirenleri çaldı. Netanyahu, Hamaney’i hedef almanın Trump’la ilişkilerini zedelemediğini savundu ve “Sonuçlara hemen atlamamak gerekir” ifadesini kullandı. ABD’nin İran’ın nükleer altyapısının yok edilmesine verdiği destek sayesinde, iki müttefikin “İran’ın başlatacağı bir nükleer savaşın eşiğine gelmesinin” önüne geçildiğini belirtti. İran’ın, nükleer anlaşma müzakerelerinde ABD’yi “oyalamakla” suçlandığını da ekledi.
İran’da halkın önceliği: Ülkenin bütünlüğü
İsrail’den ve Washington’dan gelen “rejim değişikliği” çağrıları artarken, İran içinden gelen yorumlar kamuoyunun önceliğinin rejim değil, ulusal birlik olduğunu gösteriyor. Tahran Üniversitesi araştırma görevlisi Mohammad Eslami, NBC News’e yaptığı açıklamada, İran halkının şu anda “ülkeyi bir arada tutma ve bayrak etrafında birleşme” duygusuyla hareket ettiğini söyledi. Eslami, “İranlıların şu an düşündüğü en önemli şey vatan” dedi.