Her şey altüst, eğitim de!
Daha zamanı var ama eminim bir noktada her şey çok güzel olacak. Ne var ki dilekler, sihirli değnekle gerçekleşmiyor. Öngörülü bir çaba temel gereklilik. Yaklaşık 2 milyon 500 bin öğrencinin 21 – 22 Haziran’da ter döktüğü sınav bu ‘çabanın’ tezahürlerinden. Denklemde aksayan unsur ise şu sıralarda “öngörü”. Zira hangi üniversite öğrenimi bundan 20 – 30 yıl sonra bile bugünkü öğrencisinin işine yarayabilir, işte bunu tahmin etmek hayatımıza hızla nüfuz eden yapay zeka gerçekliği karşısında hiç olmadığı kadar zor.
İş dünyasının insan kaynağı taleplerine göre şekillenmeyi önceliklendiren ve bu yönde bir hayli yol alan yükseköğrenim kurumları şimdi nasıl bir pozisyon almalı ki öğrencilerine bir gelecek vaat edebilsin? Peki iş dünyasının bundan sonra üniversitelerden, insan kaynağından beklentileri nasıl şekillenecek? Yapay zekanın hızla devreye girmesi iş sürecini nasıl etkileyecek ve “insan” bunun neresinde olacak? Üniversite öğreniminin gelmesi gereken yer neresi?
Forbes başarı hikayelerini yazdığı kadar, verdiği ilhamla, hayata geçirdiği projelerle başarıya giden yolun da bir parçası oldu hep. Örneğin dünyada etkili pek çok ismin çoğunu, kariyerlerinin daha başındayken 30 Altı 30 global topluluğuna dahil ederek başarı merdiveninde onların ‘görünür’ olmasına bir basamak sağlayan Forbes, gençlerin dünyasına destek verici bir tavırdadır. Forbes Türkiye edisyonu olarak biz de genç girişimci, bilim insanı, sanatçı, sporcu ve daha birçok alanı kapsayıcı yayın anlayışıyla hareket ediyoruz.
Tam da bu nedenle bu ay “eğitimin geleceği”ni masaya yatırdık. Zira bütün bildiklerimizin altüst olduğu, düzenin alıştıklarımızın dışında şekillendiği bu “cesur yeni dünyada” eğitimin, Forbes’un 360 derece bakış açısı ve titizliğiyle ele alınması gereken, Türkiye’nin geleceği ve yeni kuşak için hayati öncelikte bir konu olduğuna inanıyorum.
Umarım bizi yenileyen, geliştiren tatlı bir yaz günü hafifliğiyle geçer bu ay.