Fransa Mali Bakanı Macron’un ihtiyacı olan soğuk kanlılığı sağlıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Fransa ekonomisi ve siyasetindeki buyurgan dönüşümünü başlattığı bakanlıkta Eric Lombard, cumhurbaşkanının projesini sessizce daha mütevazı, daha dikkatli bir girişime dönüştürüyor. Geçen yılın sonunda finans ve ekonomi bakalığının başına geçen 67 yaşındaki yumuşak dilli siyasetçi, BNP Paribas SA'da anlaşmalar konusunda danışmanlık yaptığı ve geçmiş krizlerde hükümetlere rehberlik ettiği on yıllar boyunca geliştirdiği, ideolojiden ziyade uzlaşmaya dayalı taktikler uyguluyor.

Bu Macron'un büyük vaatlerde bulunan ama aynı zamanda seçmenleri, siyasi rakiplerini ve hatta ortaklarını yabancılaştıran siyaset yaklaşımından büyük bir değişim. Geçen yıl bir seçim kumarının geri tepmesi, cumhurbaşkanının iktidarını zayıflatması ve tahvil piyasasında bir tepkiye yol açmasıyla tüm bunlar doruğa ulaştı.

Bütçeye destek sağlayamaması yeni bir kriz yaratır

Şimdi Macron'un, bu yıl derin bir bölünme yaşayan parlamentodan 40 milyar euroluk (46 milyar Dolar) bir bütçe ve tasarruf çıkarabilmesi için Lombard'a ve onun sakin yaklaşımına ihtiyacı var. Maliye Bakanı, anlaşmazlıkların üstesinden gelmek ve sonbaharda bir krizi önlemek için daha fazla zamana sahip olmak amacıyla, cumhurbaşkanının açık muhalifleri de dahil olmak üzere siyasi gruplarla görüşmeleri öne çekti. Katılımın sağlanamaması hükümeti çöküşe götürecek ve Macron'un iki yıl sonra sona erecek son döneminden önce daha da zayıflamasına neden olacaktır.

Dinleme ve diyalog

Lombard kendi yöntemini basitçe “dinleme ve diyalog” olarak tanımlıyor. Bu yöntem, ülke içinde müzakerelerden mali kurallar konusunda Avrupa Birliği'yle konuşmaya ve Donald Trump yönetimiyle ticari ilişkileri yumuşatmaya kadar çok amaçlı. Bu yaklaşım ona şimdiden büyük bir zafer kazandırdı; geciken 2025 bütçesini bu yılın başlarında çalkantılı bir parlamentodan geçirdi ve aylar süren çalkantıların ardından biraz rahatlama getirdi.

Lombard, geçen ay Kanada'da düzenlenen G7 ülkelerinin ekonomi bakanları toplantısında verdiği bir röportajda, “Koşullar ne olursa olsun doğru yöntem bu, G7 için de aynı şey geçerli, diyalog, uzlaşma ve denge arayışı söz konusu ve hiçbir şekilde bir şey dayatılmıyor” dedi. 

Kriz üstüne göreve geldi

Lombard, Macron'un aylardır süren siyasi kaosu sona erdirmeye çalıştığı geçen yılın sonlarında yeni Başbakan Francois Bayrou tarafından göreve getirildi. Bir önceki Başbakan Michel Barnier hükümeti çökmüş, ülke bütçesiz kalmış ve tahvil faizleri Alman gösterge tahviline kıyasla keskin bir şekilde yükselmişti.

Hiç vakit kaybetmeden, Noel tatili boyunca politikacılarla gizlice müzakereler yürüttü ve Macron'un neredeyse sekiz yıllık cumhurbaşkanlığının şiddetlendirdiği derin parlamento bölünmelerinin üstesinden geldi. Şubat ortasına gelindiğinde Fransa'nın bir bütçesi vardı ve borçlanma maliyetleri bir miktar azalıyordu.

Mali planları kurtarmak için, daha önce Macron karşıtı bir blokta aşırı solla ittifak yapan ılımlı sosyalistlere odaklandı ve zenginlerin adil bir vergi payı ödemesini sağlamanın ve sağlık ve eğitim harcamalarını korumanın yolları üzerinde çalışma sözü verdi. Sonuçta ortaya çıkan açık azaltımı daha az iddialıydı ancak ılımlı solu gemiye binmeye ikna etmek için yeterliydi.

Uluslararası ilişkilerde daha dikkatli

Lombard uluslararası ilişkilerde de dikkatli davranmayı planlıyor. Nisan ayında Macron, Trump'ın ticaret tehditlerine sert tepki gösterirken, Lombard Washington'daki IMF toplantılarında çok farklı bir mesaj vererek tonu yumuşattı ve ABD'nin ticaret dengesizlikleri analizine katıldığını söyledi.

Macron'un sık sık çağrıda bulunduğu ancak Almanya'da tartışmalı olan Avrupa'da ortak borçlanma konusunda, Macron konuyu zorlamamaya dikkat ediyor ve genellikle Fransa'nın önceliğinin kendi kamu maliyesini onarmak olması gerektiğini vurguluyor. Lombard, zorlandığında karşılıklı borçlanmanın AB'ye daha fazla ağırlık kazandıracağını, ancak bunun sadece açık bir siyasi amaç varsa mantıklı olacağını söylüyor. Lombard, “Her şeyde olduğu gibi sembolik bir şey yapmış olmak için sembolik bir şey yapmamalısınız” dedi.

Fransa'nın 10 yıllık faiz oranı pazartesi günü yüzde 3,2 seviyesindeydi. Bu oran mart ayında yüzde 3,6'ya yükselerek 2011'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşmıştı. Bir sonraki bütçe savaşına hazırlanan Lombard için bu, yatırımcıların şu anda pek de affedici olmadığını hatırlatıyor. AB sınırını aşan bütçe açığı ve GSYH'nin yüzde 110'unu aşan ve giderek artan borçlarıyla Fransa'nın durumu zaten tehlikeli.