Bir Şirket, İki Çağ
Faradai, enerji tüketim ve karbon emisyon verilerinin toplanması, analizi, raporlanması ve top yekün emisyon düşüşü için kurumsal analitik platformu sağlıyor. 42 ülkede enerji ve karbon emisyon yönetimini yapan Faradai, aralarında Türk Hava Yolları, Shell, IKEA, Marks and Spencer, İş Bankası, Garanti BBVA, Pepsico, Vodafone, Türk Ekonomi Bankası’nın da bulunduğu 150 şirkete hizmet veriyor.
Faradai CEO’su Şahin Çağlayan, ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği’ni bitirdikten sonra Amerika MIT’de bir yıl araştırma dönemi ve ardından Berlin Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamış. ODTÜ’den arkadaşları Utku Simitli ve Burak Sefer ile 2013 yılında ilk şirketleri Reegen’i kuran Çağlayan’ın bir yıllığına Silikon Vadisi’ne gidişi ise Faradai’ın doğuşu anlamına geliyor. Döndüğünde proje bazlı işler yapmaktansa dijital bir ürüne dönüp, daha ölçeklenebilir, globale giden, daha sürdürülebilir bir iş yapmayı düşünen Çağlayan, 2017 yılında Faradai’ı kurdu.
İlk yatırımını aynı yıl ABD merkezli etki fonu Capria Ventures’tan alan ve kurumsal yazılım platformunu ticarileştiren Faradai, 2022 yılında da global yatırımcıların katıldığı yatırım turunda, enerji ve karbon iş zekası platformu için 2,4 milyon dolar yatırım aldı ve toplamda 4,5 milyon dolar yatırım değerine ulaştı. Faradai, son dört yıldır cirosunu da ikiye katlamış durumda. Çağlayan’ın hedefinde 2025 yılında 10 milyon dolarlık Seri A yatırımı var.
2021 yılında enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı yapay zeka ve IoT uygulamalarında global pazarda varlık göstermenin bir adımı olarak şirket merkezi İngiltere’ye taşınmış. Ürün geliştirmeye IoT tabanlı dijital enerji yönetimi ile başlayan şirket, büyük tesislerin ve çok şubeli işletmelerin anlık olarak gerçek zamanlı sayaç, sensör, analizör verilerini toplayıp, bunları analiz edip enerji verimliliğiyle ilgili çıkarımlar yapıyor.
Sürdürülebilirlik ve karbon ayak izi gibi kavramlar öne çıkınca enerji ürününün yanında karbon ve ESG ürünleri de devreye girmiş. Faradai, sonrasında bu platformun merkezine yapay zekayı yerleştirerek “DecarbonAI” ürününü geliştirmiş. Şirketlerin karbon emisyonlarını düşürmek için kullandığı bu servis için yapay zeka tabanlı bir “Copilot” denebilir. GPT-4 teknolojisi ve sürdürülebilirlik uzmanlarının bilgileri ile eğitilerek geliştirilmiş yapay zekâ sistemi sayesinde bu ürün bir rehber gibi çalışıyor. Ürün; hızlı, efektif, ucuza ve verimli şekilde şirketlerin dekarbonizasyon süreçlerini yönetiyor ve analiz ediyor.
Faradai, halen üzerinde çalıştıkları ürününü ise onlarca farklı uzmanlıklarda yapay zeka algoritmasının beraber çalıştığı, birbiri arasında iletişim kurabildiği, bilgi transferi yapabildiği ve çok daha zorlu problemleri çözebilen bir yapay zeka platformuna dönüştürmeyi hedefiyor. İlk versiyon altı aya kadar çıkacak. Çağlayan, bunu yapabilmek için TÜBİTAK’ın yanı sıra İngiltere ve Avrupa Birliği’nin Ar-Ge inovasyon fonlarından 1 milyon euro hibe desteği alındığını ifade ediyor.
