Ocak-Kasım dönemi perakende satış büyümesi yıllık bazda yüzde 4,0 olarak gerçekleşti. Ancak, en son aylık veriler daha da keskin bir yavaşlamayı ortaya koyuyor: yalnızca Kasım ayında yıllık bazda sadece yüzde 1,3'lük bir büyüme görüldü ve bu, ekonomistlerin yüzde 2,8'lik tahminlerini önemli ölçüde aşağısında kaldı. Kasımdaki bu keskin bozulma, tüketici talebinde hızlanan bir zayıflamaya işaret ediyor. Diğer yandan online perakendedeki büyüme ise ilk 11 ayda yüzde 9 seviyesinde gerçekleşti.
Perakende satış büyümesinin beş yıllık seyri, bu yavaşlamanın yapısal niteliğini ortaya koyuyor. Pandeminin ardından 2021'de yüzde 12,9'a keskin bir şekilde toparlandıktan sonra büyüme istikrarlı bir şekilde geriledi: 2022'de yüzde 6,7, 2023'te yüzde 5,5, 2024'te yüzde 3,5 ve şimdi Ocak-Kasım 2025 dönemi için yüzde 4,0. Kasım ayının yüzde 1,3'lük aylık okuması ise daha fazla bozulmaya işaret ediyor.
Tüketimdeki zayıflık özellikle büyük montanlı ürünlerde belirgin. Otomobil satışları, yerel yönetim sübvansiyonlarının sona ermesiyle Kasım ayında üç yıl sonra ilk kez düşerek yıllık bazda yüzde 8,5 geriledi. Tüketici güveni ve ihtiyari harcamaların önemli bir göstergesi olan otomobil satışlarındaki bu düşüş, mevcut talep koşullarının kırılganlığını vurguluyor.
2026 yılında elektrikli araçlara yönelik teşviklerin sona ermesiyle birlikte, Kasım ayında satışlar içindeki payı yüzde 60’a ulaşan EV ve PHEV segmenti de dikkate alındığında, otomotiv sektörünü zorlu bir dönemin beklediğini söylemek mümkün. Öte yandan, iç pazarda yaşanan pazar payı kayıplarının ardından ihracata yönelen OEM’lerin — özellikle BYD’nin — dış pazarlarda daha agresif ve rekabetçi stratejiler izlemesi önümüzdeki dönemde daha belirgin hâle gelebilir.
Sanayi üretimi: Zirve seviyelerden yavaşlama
Bir diğer kritik gösterge olan sanayi üretimi, Ocak-Kasım 2025 döneminde yıllık bazda yüzde 6,0 genişledi. Ancak, Kasım ayının aylık performansı yüzde 4,8 ile belirgin şekilde daha zayıftı ve bu, Ağustos 2024'ten bu yana en yavaş hıza işaret etti. Bu, 2024'te kaydedilen yüzde 5,2'den hafif bir iyileşmeyi temsil etse de 2021'de ulaşılan yüzde 10,5'lik zirveden bu yana düşüş eğilimini sürdürüyor.
Şekil 3: Sanayi üretimi büyümesi 2021'deki yüzde 10,5'lik zirvesinden bu yana istikrarlı bir şekilde geriledi ve Kasım 2025 aylık verileri yüzde 4,8 ile zayıflığın devam ettiğini gösteriyor. Kaynak: Ulusal İstatistik Bürosu.
Sanayi üretimindeki bu yavaşlama hem zayıflayan iç talebi hem de hükümetin kilit endüstrilerdeki aşırı rekabeti ve kapasite fazlasını dizginleme çabalarını yansıtıyor. Bu faktörlerin birleşimi, özellikle tüketim ve yatırımdaki zayıflık göz önüne alındığında, sanayi büyümesi için yakın vadede sınırlı bir yukarı yönlü potansiyel olduğunu gösteriyor.
Çöken emlak sektörü: Kalıcı bir yük
Emlak sektörü, ekonominin en önemli kırılganlığı olmaya devam ediyor. Gayrimenkul yatırımları, Ocak-Kasım 2025 döneminde yıllık bazda yüzde 15,9 daraldı; bu, Ocak-Ekim döneminde kaydedilen yüzde 10,3'lük düşüşten dramatik bir hızlanmayı temsil ediyor. Kasım ayının aylık performansı ise yaklaşık yüzde 16,2'lik bir düşüşle daha da kötüleşti ve bu, emlak krizinin stabilize olmak yerine daha da derinleştiğini gösteriyor.
Emlak sektöründeki gerileme sadece bir yatırım sorunu değil; sektörde temel bir güven kaybını da temsil ediyor. Büyük şehirlerde konut fiyatlarının düşmesi ve gayrimenkul şirketlerinin ciddi bir finansal stresle karşı karşıya kalmasıyla, emlak sektörü daha geniş ekonomiye olumsuz sinyaller iletiyor.
Sabit varlık yatırımı: Tarihi daralma
Sabit varlık yatırımları, Ocak-Kasım 2025 döneminde yıllık bazda yüzde 2,6 daraldı; bu, pandemiden bu yana ilk daralmayı ve yıllarca süren istikrarlı pozitif büyümeden dramatik bir geri dönüşü işaret ediyor. Kasım ayının performansı ise yaklaşık yüzde 2,8'lik bir düşüşle marjinal olarak daha kötüydü ve daralmanın derinleştiğini gösteriyor.
Yüksek teknoloji sektörlerine yönelik yatırımların sağladığı destek, gayrimenkul yatırımlarındaki erimeyi telafi etmeye yetmediği için sabit varlık yatırımlarındaki daralmanın önümüzdeki yıllarda da sürmesi beklenmektedir. Bu daralma, hane halkının borç sorunlarıyla gündeme gelen gayrimenkul şirketlerine yönelik güven eksikliğiyle birleştiğinde, daha da derinleşmesi kaçınılmaz görünmektedir.
Finansal sistem kırılganlıkları
Emlak sektöründeki kargaşa, Çin'in finansal sisteminde stres noktalarını da kaşımaya devam ediyor. Bir zamanlar ülkenin en büyük gayrimenkul şirketi olan China Vanke, yakın zamanda tahvil geri ödemelerini erteleme talebinde bulunarak piyasaları sarstı. Hangzhou merkezli bir platformda yaklaşık 2,8 milyar dolarlık varlık yönetimi ürünlerini içeren bir geri ödeme krizi, gevşek bir şekilde düzenlenen gölge bankacılık sektörü hakkındaki endişeleri yeniden canlandırdı ve sistemik risklerin altını yeninden çizdi.
Bu gelişmeler münferit değil; aksine, resmi bankacılık ile gölge bankacılık arasındaki ayrımın çoğu zaman bulanık olduğu ve emlak kaynaklı risklerin finansal sistemin diğer bileşenlerine hızla sirayet edebildiği Çin’in finansal mimarisindeki yapısal kırılganlıkları gözler önüne sermektedir.
Politika tepkisi: Hedefli ama yetersiz
Kötüleşen ekonomik koşullara yanıt olarak Pekin, ultra uzun vadeli özel devlet tahvili planları ve otomobil, elektronik ev aletleri ve dijital ürünler gibi tüketici sektörlerine daha fazla kredi yönlendirmek için finansal kurumlara yönelik direktifler de dahil olmak üzere çeşitli destek önlemleri açıkladı.
Ancak, sosyal güvenlik sistemini güçlendirmek ve işgücü piyasasını desteklemek de dahil olmak üzere zayıf tüketimin altında yatan nedenleri ele almak için yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğu ve bu tür temel reformlar olmadan, hedeflenen politika desteğinin tüketici harcamalarında veya yatırımlarda sürdürülebilir iyileştirmeler yaratmasının olası olmadığı da görülüyor.
İhracat bağımlılığı sorunu
Çin ekonomisinin 2025 için resmi yüzde 5 civarında büyüme hedefini tutturması muhtemel olsa da bu başarı endişe verici bir temel dinamiği maskeliyor: Ekonomi giderek daha fazla dış talebe bağımlı hale geliyor. Çin’in dış ticareti 2025'in ilk on bir ayında yüzde 4.1 artarak, ticaret fazlası 1 trilyon doları aştı ve yalnızca Kasım ayında yaklaşık 111,68 milyar dolar katkıda bulundu. Bu ihracat büyümesine olan güven, artan ticaret gerilimleri ve yavaşlayan küresel büyüme ortamında bir kırılganlık yaratıyor.
Önümüzdeki yapısal zorluklar
2025'in ilk on bir ayından elde edilen veriler, özellikle Kasım ayının aylık rakamlarında görülen keskin bozulma, geçici döngüsel zayıflıktan ziyade kalıcı yapısal zorluklarla karşı karşıya olan bir ekonomiyi ortaya koyuyor. Perakende satış büyümesindeki istikrarlı yavaşlama, sabit varlık yatırımlarındaki daralma ve gayrimenkul yatırımlarındaki hızlanan çöküş, ekonominin büyüme modelindeki temel dengesizliklere işaret ediyor.
Önümüzdeki yol haritası, artan politika hamlelerinden çok daha fazlasını gerektirmektedir. Çin’in, zayıf tüketimin temel nedenlerini hedef alan — işgücü piyasasına destek, sosyal güvenlik ağının güçlendirilmesi ve özel teşebbüsün geliştirilmesi dâhil — kapsamlı yapısal reformlara ihtiyaç duyduğu artık açıkça ortaya çıkmıştır.