;
Arama

Geleceğin Avrupa şehirleri: 2026’da ziyaret edilecek 10 yer

European Best Destinations 58 Avrupa şehrini analiz ederek klasik bir şehir gezisinden daha fazlasını sunan 10 vizyon sahibi kenti belirledi.

21 Aralık 2025, 13:00 Güncelleme: 21 Aralık 2025, 14:50

Sadece gezip fotoğraf çekmekten fazlasını sunan şehirler arayan gezginler için European Best Destinations, Avrupa genelindeki 58 kentsel destinasyonu inceleyerek on vizyoner şehir önerdi. Avrupa seyahat uzmanları bu şehirleri; atmosfer, yürünebilirlik, kültürel yaşam, gastronomi, güvenlik ve ziyaretçiler için genel deneyim kolaylığını bir araya getirme biçimlerine göre seçti.

1. Varşova, Polonya

Polonya’nın en büyük şehri, uzun süredir sahip olduğu kentsel stratejisi ve geleceğe yönelik vizyonu sayesinde ziyaretçiler için oldukça cazip. Varşova’nın neredeyse yarısı yeşil alanlardan oluşuyor; toplu taşıma sistemi hem verimli hem de çevre dostu ve dijital teknolojiler günlük hizmetlere sorunsuz şekilde entegre edilmiş durumda. Foster + Partners tarafından 2022’de tasarlanan Varso Kulesi ile öne çıkan Varşova silüeti, Avrupa Birliği’nin en yüksek yapısını barındırıyor. Şehrin muhteşem manzaralarını sunan seyir terası Eylül 2025’te ziyaretçilere açıldı. Vistül Nehri boyunca ve eski endüstriyel alanların bugün galerilere, kafelere ve samimi kültürel mekanlara ev sahipliği yaptığı Powiśle ve Praga gibi semtlerde görülecek ve yapılacak daha pek çok şey var. Varşova yürüyerek gezilebilen, dikkat çekici derecede güvenli ve bir Avrupa başkenti için ferahlatıcı biçimde uygun fiyatlı bir şehir.

2. Viyana, Avusturya

Viyana, Economist Intelligence Unit tarafından sık sık dünyanın en yaşanabilir şehri olarak seçilmiştir. Şehir; zengin müzik ve sanat mirası, etkileyici tarihi mimarisi ve 200’den fazla eski imparatorluk parkı ve bahçesini kapsayan geniş yeşil alanlarıyla tanınır. Viyana ayrıca Avrupa’daki şehirler arasında en yüksek yeşil alan oranına sahip ve bu da olağanüstü yaşam kalitesi konusundaki ününü pekiştirir. Avusturya’nın başkenti, tarih ve kültür tutkunları için doğal bir tercih. Müze Mahallesi, Egon Schiele ve Gustav Klimt’in başyapıtlarını sergileyen tarihi kurumlar ile çağdaş galerilerin etkileyici bir karışımını bir araya getirir. Canlı antika pazarları, geleneksel kahvehaneleri ve ikonik Sachertorte dahil klasik pastalar etrafında şekillenen kafe kültürüyle Viyana, ziyaret etmek için sayısız neden sunar.

3. Madrid, İspanya

Kristal Saray, Prado ve Picasso’nun Guernica'sına ev sahipliği yapan Reina Sofía gibi ünlü kurumların ötesinde Madrid; modern sanatı, tasarımı, modayı ve yenilikçi mutfağı aktif biçimde destekleyerek yükselen yeteneklere ve taze bakış açılarına alan açıyor. Bu ileriye dönük dinamizm özellikle Madrid’in yeme-içme kültüründe kendini gösteriyor; köklü tarifler, canlandırılan gıda pazarlarından Michelin yıldızlı mutfaklara kadar yaratıcı deneylerle yan yana var oluyor ve çağdaş mutfağı yeniden tanımlıyor.

4. Monako

İyi bilinen ihtişamının ötesinde Prenslik, kıyı boyunca yapılan erken sabah yürüyüşlerinde, limana bakan gizli bahçelerde ve Belle Époque binalarındaki kültürel deneyimlerde ortaya çıkan daha sade bir zarafet sunar. Eski Şehir’deki (Le Rocher) Prens Sarayı ve kayalıkların üzerindeki Oşinografi Müzesi, Monako’nun öne çıkan noktaları arasında.

5. Cenevre, İsviçre

Avrupa’nın en büyük göllerinden biri ile Alpler arasında yer alan Cenevre, sakinlik ve düzen duygusu yayar. Sahil şeridi elbette başlı başına bir cazibe merkezidir; ancak ziyaretçiler, sıklıkla şehrin “Greenwich Village”ı olarak anılan bohem Carouge semtine de ilgi duyar. Dar, güneşle aydınlanan sokakları, renkli Akdeniz tarzı mimarisi ve sanatsal havasıyla bilinen bu bölge; butik mağazalar, zanaatkar atölyeleri, kafeler ve samimi restoranlar sunar. Şehrin cazibesi; hareketlilikten ziyade dengeyi tercih eden gezginler için ideal olan ölçülü zarafet ve dingin sofistikasyonda yatar.

6. Brighton, Birleşik Krallık

Sıklıkla “deniz kenarındaki Londra” olarak anılan Brighton, İngiltere’nin güney kıyısında yer alır ve eklektik ruhu, yaratıcı enerjisi ile rahat ve kapsayıcı atmosferiyle kutlanır. Şehir; ikonik çakıllı plajı ve iskelesi, The Lanes’teki bağımsız dükkanlar, sanatçı atölyeleri, sürdürülebilir kafeler ve güçlü yaratıcı topluluğuyla sevilir.

7. Porto, Portekiz

Kuzey Portekiz kenti Porto, daha bilinen Lizbon’da olmayan daha asi bir havaya sahiptir ve turist kalabalığı da daha azdır. Cedofeita gibi semtler, daha genç ve tasarım odaklı bir enerji sunar. Ziyaretçiler ve yerel halk; Miguel Bombarda’daki tasarım butiklerine ve konsept mağazalara, Ribeira’daki kokteyl barlarına ve şarap teraslarına, Dom Luís I Köprüsü ile Douro Nehri üzerindeki altın rengi gün batımlarına akın eder.

8. Malaga, İspanya

Malaga, son yıllarda geleneksel bir kıyı kentinden Güney Avrupa’nın en cazip destinasyonlarından birine dönüşerek dikkat çekici bir değişim geçirdi. Tarihi merkez; yayalaştırılmış sokaklar, canlı meydanlar ve restore edilmiş binalarla yeniden canlandırılarak daha yürünebilir ve davetkar hale getirildi. Sahil boyunca ise yeni kültürel alanlar, oteller ve plaj kenarı projeleri yer alırken, iddialı yeşil projeler kente daha fazla kentsel doğa kazandırmayı hedefliyor. Gelişen sanat sahnesi, mükemmel gastronomi ve yıl boyu süren güneş ışığıyla birleşen bu yenilenme, Malaga’yı ziyaretçiler için giderek daha çekici bir şehir haline getiriyor.

9. Valletta, Malta

Kompakt ve yürüyerek kolayca gezilebilen Valletta’nın büyüleyici sokakları, plan yapmaktan çok keşfe davet eder. UNESCO listesinde yer alan başkent, yüzyıllık binaları mimari bütünlüklerini koruyarak modern kültür mekanlarına, butik otellere ve yaratıcı alanlara dönüştüren yenileme yatırımları yaptı. Renzo Piano’nun City Gate projesi gibi yenilikçi çalışmalar, tasarıma, sürdürülebilirliğe ve kültürel canlılığa değer veren bir şehri yansıtıyor.

10. Edinburgh, İskoçya

Kitabevleri, festivalleri ve heybetli kalesiyle Edinburgh, fikirlere alan açarak ilham veriyor. Tepelik ama yürüyerek gezilebilir olan şehirde Royal Mile, tepenin zirvesindeki kaleyi, alt kısımda yer alan ve Britanya Kralı’nın Edinburgh’daki resmî ikametgahı olan Holyrood Sarayı’na bağlıyor.


Sayfa Sonu

Yüklenecek başka sayfa yok