Çalışmanın geleceğini şekillendiren dört gelişmekte olan ekonomi
Verilere göre tüketiciler artık yalnızca ürün veya hizmetin kendisine değil, kişiselleştirilmiş deneyime odaklanıyor. McKinsey’in araştırması, kullanıcıların yüzde 71’inin etkileşimlerinde kişiselleştirme beklediğini, yüzde 76’sının ise bunu bulamayınca hayal kırıklığı yaşadığını gösteriyor. Sosyal medya var oldukça ilgi odağı değişmeyecek olsa da yeni ekonomik modeller giderek anlam ve bağlantı kurma üzerine inşa ediliyor.
Yeniden ticaret ekonomisi yükselişte
Yeni ekonomi modelleri arasında en hızlı büyüyen alanlardan biri de yeniden ticaret ekonomisi. “Yeniden satış ekonomisi” olarak da bilinen bu model, ürünlerin “yeni olmak zorunda olmadan”, güvenilir şekilde yeniden kullanılması veya dolaşıma sokulmasını esas alıyor. Klasik ikinci el satış platformlarından farklı olarak doğrulanmış, güvenilir ürünlere odaklanıyor.
MarketNtel’in tahminlerine göre küresel yeniden ticaret pazarı 2030’a kadar 289 milyar doları aşacak. Bu büyüme yalnızca ekonomik bir trend değil; tüketicilerin harcama, tasarruf ve sürdürülebilirlik algısındaki köklü değişimin de işareti.
Stork Exchange kurucu ortağı ve CEO’su Ben Norment, yeniden ticaretin gelişimini “Facebook Marketplace ve Craigslist gibi platformlarla başlayan ikinci el satış kültürünün daha profesyonel ve güvenilir bir alana evrilmesi” sözleriyle açıklıyor. Norment’e göre tüketiciler artık yalnızca daha uygun fiyat aramıyor; satın aldıkları ürünün doğrulanmış olmasını ve perakende benzeri güvenilirlik sunmasını da bekliyor.
Büyümeyi tetikleyen faktörler
Ekonomik baskı: Enflasyon, maliyet artışı ve tarifeler tüketicileri daha uygun alternatiflere yönlendiriyor.
Sürdürülebilirlik: Hem markalar hem tüketiciler çevresel etkiler konusunda daha bilinçli davranıyor.
Değer arayışı: “Yeni gibi” ürün talebi, orijinallik kontrolü sunan platformları öne çıkarıyor.
Ancak sektör hala bazı zorluklarla karşı karşıya. Sahte ürünler, yanlış tanıtımlar ve alıcı güvenini zedeleyen kötü deneyimler pazarın en kırılgan noktaları olmaya devam ediyor. Ayrıca yeniden satışın doğası gereği stokun öngörülemez olması, markaların süreçleri dikkatle yönetmesini gerektiriyor. Bazı lüks markalar için ise yeniden satışın marka prestijini zedeleme riski hâlâ önemli bir tartışma konusu.
“Bir ürün kaç kez yeniden kullanılabilir?”
Ben Norment’e göre asıl soru iş modeli kadar ürün tasarımıyla da ilgili:
“Bir ürünün atılmadan önce tekrar kullanım sayısını nasıl en üst düzeye çıkarabiliriz?”
Bunun için üç temel unsur öne çıkıyor:
-Dayanıklılığı artıran ürün tasarımı
-Onarımlar için yedek parça bulunabilirliği
-Erişilebilir ve güvenilir yeniden satış kanalları
Norment, iadelerin yeniden satılmasının yalnızca ilk adım olduğunu, asıl önemli kısmın tüketicinin bir ürünü tekrar tekrar dolaşıma sokabilmesini kolaylaştırmak olduğunu vurguluyor.