Trump'ın tarifelerinin temyizle önü açıldı
Temyiz mahkemesinin kararı, geçen hafta ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin aldığı dikkat çekici karardan sonra geldi. Alt mahkeme Trump yönetiminin Çin, Kanada ve Meksika’dan ithal edilen bazı ürünlere getirdiği tarifelerin kaldırılması veya ertelenmesi gerektiğini gündeme taşımıştı.
Ulusal güvenlik gerekçesiyle başlatıldı
Trump döneminde uygulamaya giren bu vergiler, “ulusal güvenlik” gerekçesiyle savunuluyordu. Yönetim, söz konusu ülkelerin ABD’ye yönelik yasa dışı fentanil akışını yeterince önleyemediğini iddia etti ve bu çerçevede çelik, alüminyum, elektronik parçalar ve kimyasallar gibi ürün gruplarına yüksek vergiler koydu. Bu kararlar, hem ABD içinde hem de uluslararası ticaret arenasında büyük tartışmalar yarattı.
Alt mahkemeden hukuki sınır vurgusu
Uluslararası Ticaret Mahkemesi, tarifelerin uygulanış biçimine dair ciddi şüpheler dile getirdi. Mahkeme, vergilerin süresiz ve kapsamı belirsiz şekilde hayata geçirilmesinin hukuki zemini konusunda federal hükümetten açıklama istedi.
Temyiz mahkemesinin kararıyla birlikte tarifeler yeniden devreye girebilir hale geldi. Ancak kararın gerekçesiz olması, ithalatçılar ve ticaret yapan şirketler arasında yeni bir belirsizlik dalgasına neden oldu. Şimdi gözler tarafların sunacağı yazılı savunmaların ardından verilecek nihai kararda.
Beyaz Saray'dan mahkeme kararına sert tepki
Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesi'nin Trump dönemindeki ithalat tarifelerini engelleyen kararına sert tepki gösterdi. Mahkemenin yargı yetkisini aştığını savunan Leavitt, tarifelerin Başkan Trump’ın yasal yetkisi çerçevesinde alındığını belirtti.
Leavitt, mahkemelerin bu tür ticaret politikalarına müdahil olmaması gerektiğini vurgulayarak, “Seçilmemiş yargıçların başkanlık kararlarına karışması rahatsız edici ve tehlikeli bir eğilim” dedi.
Yönetimin kararı temyize götürdüğünü ve yürütmenin durdurulması için başvuruda bulunduğunu aktaran Leavitt, davanın gerekirse Yüksek Mahkeme’ye taşınacağını söyledi. Trump’ın “Önce Amerika” politikalarının uygulanmasında kararlı olduklarını belirten Leavitt, diğer ülkelerin de bu sürecin “ne kadar mantıksız olduğunu” gördüğünü ifade etti.
