;
Arama

Bulgaristan’ın euro’ya geçişi siyasi krizle gölgeleniyor

Bulgaristan 1 Ocak'ta euro'ya geçecek ancak hükümet istifa etti ve nüfusun neredeyse yarısı Bulgar Levası’nı korumak istiyor. Ülke, hukukun üstünlüğünü iyileştirememesi ve hükümet yetkililerinin yolsuzluklarını soruşturmada başarılı olamaması nedeniyle AB tarafından eleştiriliyor.

30 Aralık 2025, 11:11
Bulgaristan’ın euro’ya geçişi siyasi krizle gölgeleniyor
Bulgaristan'ın bütçe taslağına karşı Sofya'daki parlamento binası önünde toplanan protestocular, 1 Aralık 2025

Bulgaristan’ın Avrupa Birliği’ne olan bağlılığı başkentte belirgin şekilde görünüyor. Birliğin mavi zemin üzerindeki altın yıldızlı bayrağı, Doğu Avrupa’daki diğer ülkelere kıyasla kurumlarda daha belirgin şekilde dalgalanıyor. Hükümet tarafından finanse edilen euro yanlısı reklam panoları Sofya’nın sokaklarını ve metro istasyonlarını süslüyor. Ancak Bulgaristan’ın 1 Ocak’ta Avrupa’nın ortak para birimini benimserken içinde bulunduğu durum da bir o kadar dikkat çekici: Hükümet yeni istifa etti, güncel bir bütçe yok ve nüfusun neredeyse yarısı Bulgar Levası’nın korunmasını istiyor.

Bu geçiş, Bulgaristan’ın AB’ye katılmasının ve ardından nihayet Schengen vizesiz seyahat bölgesine dahil olmasının ardından gelen yaklaşık yirmi yıllık entegrasyon sürecini taçlandırmayı amaçlıyor. Ancak yolsuzluk ve işlevsel bir hükümet kurulamamasına yönelik süregelen öfke, bu ilerlemenin üzerine gölge düşürdü. Bulgaristan, bir başarı hikayesi olduğu kadar uyarıcı bir örnek gibi de görünüyor.

Beş yıl içinde sekizinci seçim olacak

Kasım ayında hükümetin önerdiği vergi ve harcama planlarına karşı yapılan protestolar, on yılı aşkın süredir görülen en büyük gösterilere dönüştü. Aralık ortasına gelindiğinde başbakan istifa etti ve parti liderleri, beş yıl içinde sekizinci seçimin en olası sonuç olduğunu söyledi. AB, Bulgaristan’ın hukukun üstünlüğünü geliştirmekteki başarısızlığını ve üst düzey yetkililerle ilgili yolsuzluk soruşturmalarındaki düşük etkinliğini defalarca eleştirdi. Ancak Macaristan, Polonya ya da Slovakya’nın aksine, Bulgaristan’da siyaset sahnesine AB yanlısı partiler hakim ve bu da onlara bir ölçüde koruma sağladı.

Sofya’daki bağımsız düşünce kuruluşu Demokrasi Araştırmaları Merkezi’nin kıdemli analisti Goran Georgiev, “Bu partiler, Avrupa’daki siyasi ailelerindeki konumlarını sürekli olarak bir tür dış meşruiyet ve aklama aracı olarak kullandı” dedi. Transparency International’ın son yıllık yolsuzluk algı endeksinde Bulgaristan, AB üyeleri arasında yalnızca Macaristan’ın üzerinde yer alıyor. AB, yolsuzlukla mücadele komisyonuna ilişkin reformların ve başsavcıya yönelik artırılmış denetimin yerine getirilmediği gerekçesiyle Bulgaristan’ın toparlanma fonlarının bir kısmını erteledi.

Yolsuzluk soruşturmaları

Son on yılda, çok sayıda üst düzey iş insanı ve kamu görevlisi çeşitli kurumlar tarafından soruşturuldu. Bunlar arasında eski Başbakan Boyko Borissov ve protestocuların Bulgaristan’ın “gizli yöneticisi” olduğunu söylediği ve öfkelerinin odağı haline gelen oligark Delyan Peevski de bulunuyor. Her ikisi de herhangi bir suçlamayı reddediyor ve hiçbiri hakkında dava açılmış değil. Geçen ay Sofya’da hükümete karşı protestolara katılan, iki erkek çocuk annesi ev hanımı Elena Ivanova, sadece adalet istediğini söyledi. Ayrıca, AB vatandaşı olarak sahip oldukları serbest dolaşım hakkını kullanıp ülkeyi terk eden insanların sayısından yakındı. Bulgaristan, 2007’de AB’ye katıldığından bu yana dünyadaki en büyük nüfus düşüşlerinden birini yaşadı; 1 milyondan fazla kişinin göç etmesiyle nüfusunun yaklaşık yüzde 16’sını kaybetti. 32 yaşındaki Ivanova, “Kurallara uyan bir ülke istiyorum ve kurallara uyan insanların emeklerinin karşılığını aldığı bir yer. Arkadaşlarımın çoğu Bulgaristan’dan ayrıldı. Oğullarımın burada kalmasını istiyorum" dedi. 

34 yaşındaki Ivan Peev, 26 Kasım’daki bütçe planına karşı yapılan kritik gösteriden bu yana ailesiyle birlikte Sofya’daki protestolara katılıyor. Siyasi yetkilileri hırsızlıkla suçluyor. Peev, "Bu bütçe, soyulduğumuzu gösterdi. Bu hükümete verdiğiniz her kuruş çalınacak. Hiç bu kadar görünür olmamıştı" dedi. 

Euro kullanan ülke sayısı 21'e çıkıyor

Avrupa Komisyonu, son siyasi gelişmelerin Bulgaristan’ın euroya geçişini etkilemediğini söyledi. Georgiev ise gelecekteki herhangi bir hükümetin bu kararı tersine çevirmeye çalışmasının jeopolitik ve ekonomik bir intihar olacağını ifade etti. Avrupa Merkez Bankası’nın Frankfurt’taki ana binası, geçişi simgelemek için ışıklandırılıyor. Bu, iki yıl önce Hırvatistan’ın katılımından sonraki en son genişleme olup euro kullanan ülke sayısını 21’e çıkarıyor. Ancak Bulgaristan, Avrupa entegrasyonu arayışındaki Balkanlar’ın diğer bölgelerinin karşılaştığı sorunların da simgesi durumunda.

Sırbistan’da, bir tren istasyonundaki trajedinin yolsuzluk algısına karşı kamu öfkesini tetiklemesinin ardından Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić ve hükümetine karşı protestolar ikinci yılına girdi. Ancak göstericiler, Sırbistan’ın AB’ye katılım çabasına pek sıcak bakmıyor. AB’ye desteğin güçlü olduğu Arnavutluk ise kamu ihaleleriyle ilgili bir skandala saplanmış durumda. Anketler, Bulgaristan’da euro konusunda ülkenin bölündüğünü gösteriyor. Bunun başlıca nedeni, 1990’lardaki bir krizin insanların mali durumunu yerle bir etmesinin ardından enflasyona duyulan endişe. Rusya’ya yakın duruşuyla bilinen Cumhurbaşkanı Rumen Radev, euro'ya geçiş konusunda referandum yapılmasını savundu; Moskova yanlısı milliyetçi Diriliş Partisi de aynı çağrıyı yaptı.

Hükümet, 29 Aralık’ta “haksız fiyat artışları” uyguladığı tespit edilen perakendeciler, yerel esnaf ve mahalle gıda dükkanlarına yaptırım uygulanacağını açıkladı. Bulgaristan’ın ekonomik göstergeleri güçlü. Gayrisafi yurt içi hasıla, AB’ye katılımından bu yana dört katına çıkarak yaklaşık 110 milyar dolara ulaştı ve borcun GSYH’ye oranı yüzde 30’un altında; bu, birlik içindeki en düşük oranlardan biri. Bu arada ücretler, 27 üyeli blokta başka hiçbir yerde olmadığı kadar hızlı artıyor. Örneğin teknik destek alanında çalışan Peev, Covid pandemisinden bu yana maaşının neredeyse iki katına çıktığını söyledi.

En yüksek gelir eşitsizliğine sahip AB ülkesi

Buna rağmen ülke yavaş ilerliyor. Kişi başına düşen GSYH, ortalamanın yaklaşık yüzde 66’sı ile AB’nin en düşüğü olmaya devam ediyor; aynı dönemde birliğe katılan komşu Romanya’da bu oran yüzde 77. Ayrıca Bulgaristan, 2007’den bu yana büyük ölçüde değişmeden kalan, birlik içindeki en yüksek gelir eşitsizliğine sahip ülke. Başkent Sofya’daki ortalama ücret, AB’nin en yoksul bölgesi olan kuzeydoğudakinin iki katı. Georgiev, “Birçok Batı yanlısı Bulgar, iyilik gücü olmasını bekledikleri AB’nin, sistemik yolsuzluğu meşrulaştıran bir role indirgeniyor gibi görünmesinden hayal kırıklığı duyuyor” dedi.

Bulgarlar, yolsuzluk karşıtı protestolardan paylarına düşeni fazlasıyla aldı. 2013’te on binlerce kişi, o dönem genç bir medya patronu olan Peevski’nin Ulusal Güvenlik Ajansı başkanlığına atanmasına karşı sokaklara döküldü. Peevski ertesi gün görevden çekildi, ancak gösteriler bir yıldan fazla sürdü. 2020’de dönemin Başbakanı Borissov ve güçlü başsavcı Ivan Geşev’e karşı yükselen yeni öfke dalgası, Borissov’un GERB partisinin yıllar süren hakimiyetini sona erdirdi. Bu da o günden beri istikrarlı bir hükümet çıkaramayan siyasi çalkantıyı tetikledi.

Peevski’nin son yönetime verdiği gayriresmi destek, protestolarla kuşatılana kadar iktidarda kalmasına yardımcı oldu. Şimdi ise daha fazla siyasi tıkanıklık ve toplumsal huzursuzluk riski var. 5–12 Aralık tarihleri arasında yapılan Alpha Research anketine göre Bulgarların yaklaşık yüzde 40’ı tamamen yeni bir parti etrafında şekillenen bir hükümet istiyor. Cumhurbaşkanı Radev, böyle bir partiyi kurabilecek potansiyel isim olabilir ancak henüz kartlarını açmış değil. Öte yandan ülkenin en popüler siyasetçisi olmasına rağmen, Alpha Research’e göre bu kişilerin ancak yarısını çekebilir.


Sayfa Sonu

Yüklenecek başka sayfa yok