2025 kayıtlardaki en sıcak ikinci yıl olma yolunda
Avrupa Birliği'nin (AB) Dünya gözlem programı Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S), yayımladığı aylık bültende 2025 yılına ilişkin çarpıcı veriler paylaştı. Analizlere göre 2025 yılının, ölçümlerin başladığı 1850 yılından bu yana kayıtlara geçen en sıcak ikinci veya üçüncü yıl olması bekleniyor. Veriler, bu yılın 2023 ile benzer bir sıcaklık grafiği çizerek ikinciliği paylaşacağını, sıcaklık rekorunun ise hala 2024 yılında olduğunu gösteriyor.
Kasım ayı verileri de bu ısınma trendini doğruladı. Kasım 2025, küresel ölçekte kaydedilen en sıcak üçüncü kasım ayı oldu. Geçen ay küresel yüzey sıcaklığı ortalaması, 1991-2020 dönemi ortalamasının 0,65 derece üzerinde seyrederek 14,02 derece olarak ölçüldü. Bu değer, en sıcak kasım ayı olan 2023'ten 0,20 derece, 2024'ten ise 0,08 derece daha düşük kaldı. Özellikle Kanada'nın kuzeyi ve Arktik Okyanusu'nda ortalamanın üzerinde sıcaklıklar tespit edildi.
Kritik 1,5 derece eşiği zorlanıyor
Sanayi öncesi dönem olarak kabul edilen 1850-1900 ortalamaları baz alındığında, geçen ayki sıcaklık artışı 1,54 dereceye ulaştı. Ocak-kasım 2025 dönemindeki ortalama sıcaklıklar ise 2023'ün aynı dönemiyle birebir örtüşerek sanayi öncesi ortalamadan 1,48 derece yüksek gerçekleşti. Uzmanlar, küresel ortalama sıcaklık artışının bu yıl 1,5 dereceyi aşması beklenmese de 2023-2025 döneminin bu eşiğin aşıldığı veya sınırda seyrettiği ilk üç yıllık periyot olacağına dikkat çekiyor.
C3S Direktör Yardımcısı Samantha Burgess, verileri değerlendirirken iklim değişikliğinin hızlanan seyrine vurgu yaptı. Burgess, 2023-2025 döneminin ilk kez 1,5 derece eşiğini aşma yolunda ilerlediğini belirterek, gelecekte artacak sıcaklıkları sınırlamanın tek yolunun sera gazı emisyonlarını hızla azaltmak olduğunu ifade etti.
Isınan gezegen felaketleri tetikledi
Son 10 yılın "kayıtlardaki en sıcak 10 yıl" olarak tescillenmesi, atmosferdeki sera gazı birikiminin kaçınılmaz bir sonucu olarak görülüyor. Artan sıcaklıklar sadece istatistiksel bir veri olmanın ötesinde, yıkıcı hava olaylarını da beraberinde getirdi. Kasım ayında Güneydoğu Asya'yı vuran iki tropikal kasırga, sel ve heyelanlara yol açarak bin 700'den fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.
İklim değişikliği su döngüsünü yoğunlaştırırken, ısınan hava daha fazla nem tutma kapasitesine ulaşıyor. Bilim insanları, her 1 santigrat derecelik ısınmanın atmosferin nem tutma kapasitesini yüzde 7 artırdığını ve bunun da daha şiddetli yağışlara ve sellere zemin hazırladığını belirtiyor.