Avrupa Birliği (AB), otomotiv endüstrisini desteklemeyi amaçlayan kapsamlı bir reform paketinin parçası olarak, 2035'ten itibaren yeni benzinli ve dizel otomobil satışlarına getireceği tarihi yasağı Salı günü yumuşatmaya hazırlanıyor.
Almanya, İtalya ve önde gelen otomotiv endüstrisi gruplarının yoğun lobi faaliyetlerinin ardından gündeme gelen bu hamle, AB'nin amiral gemisi olan Yeşil Mutabakat'ın en kritik sütunlarından birinde geri adım atılması anlamına geliyor.
Yüzde 100 yasak yerine yüzde 90 hedefi
Avrupa Komisyonu'nun, 2035 yılı itibarıyla karbon emisyonlarını sıfırlayan tam yasak yerine, daha az iddialı olan "yüzde 90 emisyon azaltma" hedefini önermesi bekleniyor. Bu değişiklik, içten yanmalı motorların tamamen piyasadan silinmesi yerine, belirli koşullar altında varlıklarını sürdürmelerine kapı aralayacak.
AB kaynakları, yapılacak inceleme sonucunda 2035'ten sonra da "şarj edilebilir hibritlerin" (plug-in hybrid) ve tekerleklere güç vermek yerine bataryayı şarj eden küçük içten yanmalı motorlara sahip "menzil uzatıcı" (range-extender) araçların satışına izin verileceğini doğruluyor.
Sektörden "esneklik acil" çağrısı
Otomobil üreticileri, Çin'den gelen sert rekabet, ABD gümrük vergileri, tedarik zinciri aksaklıkları ve tüketicilerin elektrikli araçlara (EV) beklenenden yavaş ısınması nedeniyle Brüksel'e uzun süredir baskı yapıyordu.
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) Genel Direktörü Sigrid de Vries, konunun aciliyetine dikkat çekerek, "Esneklik şart. Sektörün geleceği için kritik bir dönüm noktasındayız ve tehlikede olan çok şey var" ifadelerini kullandı.
De Vries, "2030 yılı çok yaklaştı ve pazar talebi, üreticilerin milyarlarca avroluk cezalarla karşılaşma riskini önlemek için çok düşük seviyede" diyerek, beklenen kararı otomotiv paketi için bir "hesaplaşma anı" olarak nitelendirdi. ACEA verilerine göre, 2025'in ilk dokuz ayında satılan yeni araçların sadece yüzde 16'sından biraz fazlası batarya ile çalışıyor.
Blok içinde görüş ayrılığı: Almanya ve Fransa karşı karşıya
Değişiklik paketi, AB ülkeleri arasında keskin bir bölünmeye de işaret ediyor.
Değişikliği İsteyenler: Almanya ve Alman üreticilerin fabrikalarının bulunduğu Doğu Avrupa ülkeleri, hibrit ve menzil uzatıcı araçların satışının devamını destekliyor. İtalya ise biyoyakıtlar gibi alternatif yakıtların kullanımına izin verilmesini talep ediyor.
Yasağı Savunanlar: Fransa, İspanya ve İskandinav ülkeleri, elektrikli araç geçişine büyük yatırım yapan firmaların zarar görmemesi için mevcut plana sadık kalınmasını istiyor.
Avrupa Parlamentosu'ndaki en büyük grubun başkanı olan Manfred Weber, geçen hafta yaptığı açıklamada yasağın zayıflatılacağını doğrulamış, Komisyon sözcüsü Paula Pinho ise "CO2 hedeflerinde esneklik için açık bir talep var, dengeyi hedefliyoruz" mesajını vermişti.
Elektrikli araç devlerinden "kararlı durun" mektubu
Öte yandan, sadece elektrikli araç üreten markalar ve tedarikçiler geri adıma tepkili. Volvo ve Polestar'ın da aralarında bulunduğu 150'den fazla sektör lideri, Eylül ayında yayınladıkları açık mektupta AB'yi "kararlı durmaya" çağırdı. Mektupta, 2035 hedefinin şimdiden yüz milyarlarca avroluk yatırımı tetiklediği ve geri adımın güveni sarsacağı vurgulandı.
Çevreciler de şarj edilebilir hibritlerin neredeyse benzinli araçlar kadar kirlettiğini öne sürerek değişikliği eleştiriyor. Ancak temiz ulaşım savunucusu T&E grubunun direktörü William Todts, tavizlerin sektördeki siyasi tartışmayı "zehirlemekten" kurtaracağını umduğunu belirterek, "Umarım istediklerinin bir kısmını alırlarsa, tartışmayı bırakıp yola devam ederler" dedi.
Analistler: Uzun vadede rekabeti öldürebilir
Piyasa analistleri ise yasağın gevşetilmesinin kısa vadeli bir çözüm olduğu, ancak uzun vadede Avrupa sanayisine zarar verebileceği görüşünde.
ING Bank Ulaştırma ve Lojistik Kıdemli Ekonomisti Rico Luman, hamleyi "riskli bir strateji" olarak tanımladı. Luman, "Bu hamle uzun vadede ne Avrupa sanayisine yardımcı olur ne de istihdamı kurtarır. Değişim zaten yaşanıyor. Avrupalı üreticilerin içten yanmalı motorlardaki sözde avantajı, endüstri yavaşlarsa Çinli rakiplere ayak uydurmak zorlaşacağı için kısa ömürlü olacaktır" değerlendirmesinde bulundu.
AB Komisyonu'nun Salı günü yapacağı açıklamada, şirket filolarının yeşillendirilmesi ve uygun fiyatlı elektrikli araç üretiminin teşvik edilmesi gibi ek destek paketlerini de duyurması bekleniyor.