Yeryüzünden Uzay’a: Tarımın yolculuğu
Neolitik çağdan bugüne kadar insanlığın hikayesinde bir bitki var ki başrolden hiç inmedi: Buğday. Anadolu’dan Batı İran’a, Kafkasya’dan dünyanın dört bir yanına uzanan serüveninde buğday, yalnızca karın doyurmakla kalmayarak şehirlerin, devletlerin ve ticaretin de temelini attı. Ardından arpa, akdarı, sulak topraklarda pirinç, Yeni Dünya’da mısır ve And Dağları’nda patates üretim sahnesine çıktı. Ancak tarihin yönünü değiştiren asıl oyuncu hep tahıllar oldu. Yale Üniversitesi’nden siyaset bilimci James C. Scott “Devletleri tahıllar yarattı” derken çok haklı. Çünkü taneleri sayılabilen, depolanabilen ve vergilendirilebilen bu ürünler, yönetim sistemlerinin en sağlam dayanaklarıydı. Mercimek, nohut, muz gibi gıdalar ne kadar besleyici olursa olsun bu lojistik avantaja sahip olamadı.
Tarımın gelişimine hızla göz attığımızda binlerce yıl boyunca insan emeğine dayalı, emek-yoğun bir faaliyet olarak varlığını sürdürdüğü aşikar. Bir dönem geniş arazilerin hakimiyetini simgeleyen “land power” dönemi hüküm sürdü, Endüstri Devrimi ise makineleşmeyi beraberinde getirerek “hard power” çağını başlattı ve tarımın çehresini kökten değiştirdi. 20’nci yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise sensörler, GPS ve uzay teknolojilerinden beslenen yeniliklerle “smart power” yani akıllı tarım çağı doğdu. Bu yolculuğun dönüm noktalarından biri ise 1946 yılıydı: ABD tarafından mısır tohumları, V-2 roketiyle uzaya gönderildi ve geri getirildi. 20 yıl sonra Sovyetler, uzayda çimlendirdikleri tohumlardan ilk yenilebilir bitkileri üretti. Bugün Uluslararası Uzay İstasyonu’nda maruldan bibere uzanan üretim zinciri, NASA’nın Veggie ve Advanced Plant Habitat gibi günümüzün gelişmiş sistemleri işte o erken deneylerin meyvesi.
"Dergi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
-
-
-
-
BLG Capital üçüncü fonu ile 500 milyon dolarlık yatırımlar için hazır
Nilgün Balcı Çavdar / Yazı İşleri Müdürü
-
LC Waikiki’nin yeni hedefi Avrupa pazarında üçüncülüğe yükselmek
Nilgün Balcı Çavdar / Yazı İşleri Müdürü
-