Jeotermalin sessiz gücü: Türkiye, küresel liderliğe yürüyebilir mi?
Türkiye’nin jeotermal enerji potansiyelinin ve küresel liderlik vizyonunun masaya yatırıldığı en önemli toplantılardan biri 9 Mayıs 2025’te Kapadokya’da düzenlenecek Uluslararası Jeotermal Zirvesi (IGIS 2025). Bu büyüleyici coğrafyada, Peri Bacalarinin binlerce metre altındaki sıcaklığın geleceğimizi nasıl şekillendireceği konuşulacak.
Dışarıda balonlar gökyüzünü süslerken, içeride yatırımcılar, uzmanlar ve yöneticiler geleceğin enerji politikalarını tartışacak. Kapadokya'nın termal kaynaklarının yalnızca turizmde değil, sürdürülebilir kalkınmada da bir kaldıraç görevi görebileceği bir kez daha teyit edilecek.
Zirvenin ev sahibi ve Jeotermal Enerji Derneği (JEMYAD) Başkanı Ömer Tosun’un sohbetimizdeki şu sözleri dikkat çekiciydi: “Jeotermal enerji sadece elektriğin değil, sağlık, tarım, turizm ve sürdürülebilir yaşamın da enerjisi, bunu unutmayalim. Kapadokya’da bu potansiyelin nasıl daha buyuk bir katma değere dönüşebileceğini tüm dünyaya göstermek istiyoruz.”
Türkiye’nin jeotermal röntgeni
Bugün Türkiye, dünyada jeotermal elektrik üretiminde dördüncü sırada. Yaklaşık 1.7 GW kurulu güçle, ülke elektriğinin %3’ünü bu kaynaktan elde ediyor. Ancak bu sadece buzdağının görünen kısmı. Zira Türkiye’nin jeotermal potansiyelinin yalnızca %15’i kullanılıyor. Geri kalan %85, hala toprak altında uyumakta. Uyanması için ise doğru yatırımlar, vizyoner politikalar ve yerel halkla kurulan güçlü bağlar gerekiyor.
Dünya genelinde jeotermal enerji, elektrik üretiminde yaklaşık %0.5'lik cuzi bir paya sahip. Ancak Uluslararası Enerji Ajansı, bu oranın 2050 yılına kadar %3–5 seviyelerine çıkabileceğini öngörüyor. Özellikle Asya, Afrika ve Latin Amerika'da jeotermal enerji yatırımlarının artması bekleniyor.
Türkiye'nin jeotermal enerji potansiyeli, kesinlikle mevcut kapasitenin çok üzerinde. Yapılan tahminlere göre, teknik olarak değerlendirilebilecek jeotermal potansiyel 4–5 GW civarında. Bu potansiyelin daha da genisletilmesiyle 2050 yılına kadar jeotermal enerjinin Türkiye'nin elektrik üretimindeki payının %10 seviyelerine çıkarılması mümkün.
Bu kaynak, Omer Tosun’un belirttigi gibi, sadece enerji üretiminde değil, sera ısıtma, termal turizm, konut ısıtma, balıkçılık ve tarımda da kullanılabiliyor. Denizli, Manisa, Aydın gibi iller bu alanda öne çıkarken, Kapadokya gibi bölgelerde jeotermalin turizmle harmanlanması yeni fırsat pencereleri açıyor. Türkiye’nin jeotermal gücü, yalnızca kilovat değil, kalkınma hikâyesi yazabilir.
Küresel jeotermal haritasında Türkiye'nin yeri
Bugün dünya genelinde jeotermal enerji hâlâ mütevazı bir paya sahip. 2024 itibariyle elektrik üretimindeki payı sadece %0.5 civarında. Oldukca mutevazi bir pay. Nukleer tek basina yuzde 10, dogal gaz Ancak öncü ülkeler bu alanda ciddi ilerlemeler kaydediyor:
• ABD, 3.7 GW ile lider.
• Endonezya, 2.8 GW kapasiteyle ikinci sırada.
• Kenya, enerjisinin %50’sinden fazlasını jeotermalden sağlıyor.
• İzlanda, neredeyse tüm konut ısıtmasını jeotermalle yapıyor.
• Filipinler, enerji karmasında jeotermali %10’un üzerine çıkarmış durumda.
Türkiye, bu ülkelerden farklı olarak hem Avrupa’nın hem Asya’nın enerjisini birleştiren özel bir coğrafyada yer alıyor. Bu da onu bölgesel enerji merkezi yapma iddiasında güçlü bir aday hâline getiriyor.
Avrupa’nın güneyinde yaşanan büyük elektrik kesintileri, yenilenebilir enerji sistemlerinin hâlâ kırılgan olabileceğini gösterdi. Rüzgâr esmediğinde, güneş parlamadığında sistem aksıyor. Bu noktada devreye jeotermal giriyor: 24 saat, 365 gün çalışan bir enerji kaynağı. Türkiye, bu yönüyle Avrupa’nın enerji arz güvenliğine katkı sağlayabilecek bir aktör olabilir. Sadece kendi ihtiyacını değil, komşularını da besleyebilir.
Küresel sermaye, artık yalnızca kâr getiren projelere değil, çevresel ve sosyal fayda üreten yatırımlara yöneliyor. Jeotermal, bu açıdan biçilmiş kaftan. Karbon emisyonu düşük, sürdürülebilir, yerel istihdamı teşvik eden, ithalat bağımlılığı olmayan bir kaynak. Türkiye bu alanda yeşil finansman araçlarını devreye sokarak yatırımcı çekebilir.
Özellikle jeotermal enerji alanında faaliyet gösteren Türk şirketlerinin Afrika, Orta Asya ve Balkanlar’da proje geliştirmesi için büyük fırsatlar var. Türkiye, jeotermali yalnızca iç pazar için değil, bir ihraç kalemi olarak da değerlendirmeli.
Stratejik yol haritası: Ne yapmalı?
Ömer Tosun ile konusurken gelecege donuk soyle bir harita ortaya cikiyor:
1. Kapsamlı bir ulusal jeotermal stratejisi hazırlanmalı. Enerji, turizm, tarım ve sağlık sektörleri entegre bir planla hareket etmeli.
2. Belediyeler ve yerel yönetimler, jeotermalin kullanım alanlarını artırmak için projeler geliştirmeli. Kentsel ısıtma sistemleri, termal sağlık merkezleri desteklenmeli.
3. Yerli teknoloji üretimi teşvik edilmeli. Sondaj, türbin, ısı değiştirici gibi ekipmanlarda Türkiye kendi kapasitesini artırmalı.
4. Uluslararası işbirlikleri ve bilgi transferi sağlanmalı. İzlanda, Kenya gibi ülkelerle Ar-Ge ortaklıkları kurulmalı.
5. Çevresel etkiler dikkatle izlenmeli. Her yenilenebilir enerji kaynağı gibi jeotermal de çevreyle barışık şekilde geliştirilmelidir.
Jeotermalle dünya sahnesinde söz sahibi olabilir
Surasi bir gercek ki, Türkiye’nin elinde henüz tam değerlendirilmemiş bir güç var: Jeotermal. Bu enerji, yalnızca elektrik üretimi değil, kalkınma, sağlık, istihdam ve dış politika aracı olarak kullanılabilir.
Kapadokya'da başlayan bu yeni dönem, Türkiye’yi yalnızca yerin altındaki enerjide değil, küresel enerji diplomasisinde de üst sıralara taşıyabilir. Jeotermal enerji, Türkiye'nin enerji güvenliği ve sürdürülebilirliği açısından stratejik bir öneme sahip.
Doğru politikalar ve yatırımlarla, su anda Avrupa birincisi ve dunya dorduncusu olan Türkiye'nin jeotermal enerji alanında küresel bir lider olması mümkün. Bu hedefe ulaşmak için kamu ve özel sektörün işbirliği içinde çalışması, yerli teknolojilerin geliştirilmesi ve uluslararası işbirliklerinin artırılması gerekiyor.
Kapadokya'nın sıcak topraklarında yükselen bu enerji, belki de Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek en derin ısı. Zirvenin ana konusmasini yapmak uzere ben de yola cikiyorum.
"Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
-
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-