Hindistan ve Pakistan nükleer eşiğe yaklaşıyor: Yeni çatışma kuralların dışına taşıyor
Hindistan ve Pakistan, sahip oldukları yaklaşık 170’er nükleer savaş başlığına rağmen, bugüne dek çatışmalarını dikkatle sınırlandırdı. Ancak son günlerde artan gerilim ve karşılıklı hava saldırıları, bu yazılı olmayan “nükleer sessizlik” kurallarının çözülmeye başladığını gösteriyor.
İki ülke arasında en son büyük savaş 1999’daki Kargil Savaşı’ydı. O günden bu yana nükleer caydırıcılığın gölgesinde kalan çatışmalar, yalnızca kara kuvvetleriyle sınırlı tutuldu. Ancak 2019’da Hindistan’ın Balakot’a düzenlediği hava saldırıları bu geleneği bozdu. Bu hafta ise Hindistan’ın Pakistan’ın iç bölgelerine yönelik gerçekleştirdiği çoklu hava saldırıları, taraflar arasındaki yeni eşiği temsil ediyor. İslamabad’a göre saldırılarda 32 kişi hayatını kaybetti.
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’ndan Ankit Panda, “Hindistan ve Pakistan uzun süre birbirlerine karşı hava gücü kullanmaktan kaçınmıştı. Bu kısıtlama artık ortadan kalktı" diyerek iki ülkenin artık bu tür eylemleri daha tolere edilebilir gördüğünü ifade etti.
Pakistan Maliye Bakanı Muhammed Aurangzeb ise ülkesinin nükleer silahlarını, Hindistan gibi daha büyük bir komşuya karşı “büyük dengeleyici” olarak tanımladı ve “Bunlar nükleer silahlı iki ülke. Bu asla nükleer çatışmaya dönüşmemeli" dedi.
Kırmızı çizgiler dayanacak mı?
Ancak artan mezhepsel ve siyasi baskılar, iki ülkenin askeri yönetimlerini daha agresif karşılıklar vermeye itiyor. Hindistanlı emekli general Raj Shukla Keşmir’de geçen ay yaşanan ve Hindistan’ın Pakistan’a bağladığı sivil katliamı örnek göstererek, “Terör saldırılarına bahane edilen kırmızı çizgiler artık geçerli değil" dedi.
Pakistan, saldırıyla ilgisi olmadığını savunuyor ve Hindistan’ın bu saldırıyı provokasyon olarak kullanabileceği uyarısında bulunuyor. Öte yandan Hindistan da Pakistan’ı Batı Pakistan’daki militan gruplara destek vermekle suçluyor.
Stimson Center’dan Elizabeth Threlkeld, “Karşılıklı güvensizlik, gerilimi azaltmayı zorlaştırıyor" diyerek gelecekteki militan saldırılara daha agresif tepkilerin normalleşmesinden endişe duyduğunu belirtti.
İki ülke, balistik füze denemeleri ve nükleer hazırlık sinyalleriyle tansiyonu yükseltti. Hindistan’ın nükleer füze denizaltıları ve yeni çoklu başlıklı füze testleriyle silah sistemlerini güçlendirdiği, Pakistan’ınsa Çin desteğiyle konvansiyonel kapasitesini artırdığı belirtiliyor.
Bölgedeki Batılı yetkililer, her iki tarafın da çatışmayı siyasi hedefler doğrultusunda sınırlı tuttuğunu, ancak “sisli savaş” ortamında olayların kontrolden çıkabileceğini vurguluyor.
Gözler şimdi nükleer caydırıcılığın sınırlarının yeniden tanımlandığı bu yeni dönemde tarafların göstereceği itidale çevrilmiş durumda.
"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
-
-
Mehmet Öğütçü
Türkiye otomotivde kavşakta: Teknoloji, enerji ve jeopolitiğin kesişiminde yeni bir rol
-
-
-
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
-
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-