;
Arama

Hindistan-Pakistan gerilimine ilişkin bilinmesi gerekenler

Hindistan dün Pakistan’ı vurmaya başladı. Yetkililer saldırının nedeninin iki hafta önce Pakistan ile uzun süredir savaştığı Keşmir’de meydana gelen ölümcül bir saldırıya yanıt olduğunu belirtti.

07 Mayıs 2025, 10:42 Güncelleme: 07 Mayıs 2025, 10:48
Hindistan-Pakistan gerilimine ilişkin bilinmesi gerekenler
Keşmir'in Hindistan kontrolündeki kısmında asker sayısı ciddi oranda artırıldı.

Hindistan hükümeti dün yayınladığı açıklamada Pakistan'a saldırılar düzenlediğini duyurarak iki nükleer güç arasındaki çatışmayı yoğunlaştırdı. Saldırılar, 22 Nisan'da Hindistan yönetimindeki Keşmir'de düzenlenen bir terör saldırısında çoğu turist 26 kişinin öldürülmesinin ardından geldi. Hindistan hükümeti saldırıların Pakistan'la “sınır ötesi bağlantıları” olduğunu belirtirken, Pakistan saldırıyla ilgisini reddetti.

İşte bugünkü saldırılar, Keşmir'deki saldırı ve bölgede hak iddia eden Hindistan ile Pakistan arasında uzun süredir devam eden gerilim hakkında bilinmesi gerekenler: 

Pakistan'daki saldırılar nerede gerçekleşti?


Saldırıların kesin niteliği ve yeri belli değil. Hindistan, Pakistan'da ve tartışmalı Keşmir bölgesinin Pakistan tarafında dokuz yeri vurduğunu söyledi. Pakistanlı askeri yetkililer ise beş yerin vurulduğunu açıkladı. Keşmir'in Pakistan'a ait kısmının başkenti Muzafferabad'da yaşayanlar jetlerin havada uçtuğunu duyduklarını bildirdiler. Yetkililer, Muzafferabad yakınlarındaki kırsal bir bölgede bulunan ve bir zamanlar Pakistan merkezli bir militan grup olan Lashkar-e-Taiba tarafından kullanılan bir alanın saldırılarda hedef alınmış gibi göründüğünü söylediler.

Pakistan Ordusu sözcüsü beş ayrı yerin daha saldırıya uğradığını ve en az sekiz kişinin öldüğünü, 35 kişinin de yaralandığını açıkladı. Hedef alınan yerler arasında Pakistan'ın Pencap Eyaletindeki Bahawalpur, Pakistan yönetimindeki Keşmir'de Kotli ve Bagh ve Pencap'ta Shakargarh ve Muridke vardı. 

Pakistan ordusu, Hint uçaklarının saldırıları gerçekleştirirken Pakistan hava sahasına girmediğini söyledi. Hindistan hükümetinin açıklamasında, “Eylemlerimiz ölçülü ve doğası gereği çatışmasız olmuştur. Pakistan'a ait hiçbir askeri tesis hedef alınmamıştır” ifadelerini kullandı. Pakistan hükümeti yaptığı açıklamada saldırıların “cevapsız kalmayacağını” belirtti. Açıklamada ayrıca “Hindistan'ın geçici memnuniyeti yerini kalıcı bir kedere bırakacaktır” denildi.

Keşmir saldırısında ne oldu?


22 Nisan'da Keşmir'deki Baisaran Vadisi'nde 26 kişi militanlar tarafından vurularak öldürüldü. 17 kişi de yaralandı. Keşmirli bir yerli dışında, hükümet tarafından yapılan incelemye göre ölenlerin hepsi Hindu turistlerdi. Yaralıların ve olaydan sağ kurtulanların ifadeleri, birçoğunun dinleri sorulduktan sonra hedef alındığını gösteriyor. Hindistan yönetimindeki Keşmir'in güney kesimindeki Pahalgam kasabası yakınlarında meydana gelen saldırı, Hintli sivillere yönelik son on yılların en kötü saldırılarından biri oldu. Kendilerine Direniş Cephesi adını veren bir grup sosyal medyada ortaya çıkarak sorumluluğu üstlendi. Hintli yetkililer bu grubun Pakistan merkezli bir terör örgütü olan Lashkar-e-Taiba'nın vekili olduğunu söylüyor. Keşmir'de Hint güvenlik güçleri binlerce kişiyi tutuklayarak geniş çaplı bir baskı başlattı.

Pakistan ne dedi?


Pakistan, Keşmir'deki gruplara devlet desteği sağladığını inkâr etse de liderleri sık sık Hindistan'dan bağımsızlık isteyen Keşmirlilerle dayanışma içinde olduklarını ifade ediyor. Pakistan 1990'larda militan gruplara finansman ve eğitim sağladığını da kabul ediyor. 22 Nisan'da Keşmir'de meydana gelen saldırının ardından Pakistan Savunma Bakanı Khawaja Muhammad Asif, Lashkar-e-Taiba gibi grupların feshedildiğini iddia etti.

Pakistan'ın Lahor kentinde yaşayan ve savaşçı gruplar konusunda uzman olan Majid Nizami, Paris merkezli küresel bir mali gözlemci olan Mali Eylem Görev Gücü'nün artan incelemelerinin Pakistan'a Lashkar-e-Taiba'nın liderlerine kısıtlamalar getirmesi ve grubun mali varlıklarına el koyması için baskı yaptığını söyledi. Nizami, Hindistan tarafından sıkılaştırılan sınır kontrollerinin de Keşmir'i Hindistan ve Pakistan'ın kontrolündeki bölgelere ayıran kontrol hattı üzerinden sızmaları “neredeyse imkansız” hale getirdiğini söyledi.

Anlaşmazlığın geçmişi


Keşmir ihtilafının kökleri 1947'de Britanya Hindistanı'nın bölünmesine ve bunun sonucunda çoğunluğu Hindu olan bir Hindistan ile çoğunluğu Müslüman olan bir Pakistan'ın kurulmasına kadar uzanıyor. Aynı yılın ekim ayında, çoğunluğu Müslüman olan Keşmir Prensliği'nin Hindu hükümdarı Hindistan'a katıldı ancak Pakistan bölge üzerinde hak iddia etti ve askeri güç kullanarak bölgeyi ele geçirmeye çalıştı. BM arabuluculuğunda 1949 yılında yapılan bir anlaşma ile Keşmir'i bölen bir ateşkes hattı oluşturuldu.

1965 ve 1971'deki savaşlardan sonra ateşkes hattı, Hindistan'ın Keşmir'in yaklaşık üçte ikisine, Pakistan'ın ise geri kalanına sahip olduğu Kontrol Hattı'na dönüştü. Ancak anlaşmazlık hala çözülebilmiş değil.

Pakistan Keşmir'deki grubu destekledi mi?


Uzmanlar, Keşmir'in Hindistan tarafından yönetilen kısmında 1980'lerde başlayan isyanın temelde yerel şikayetlerden kaynaklandığını ve Pakistan'ın nihayetinde bazı grupları desteklediğini söylüyor. 1987'deki yerel seçimlerde hile yapıldığı ve Müslüman partilerden oluşan bir koalisyonun dezavantajlı duruma düştüğü algısı yaygındı. Albany Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Christopher Clary, “Bu durum Keşmirli siyasi aktivistlerin siyasi taleplerini sandıkta asla elde edemeyecekleri sonucuna varmalarına yol açtı” dedi. Clary’nin söylediğine göre bu durum isyana neden oldu ve  takip eden birkaç yıl içinde Pakistan merkezli gruplarda bunu destekledi. 

Ortaya çıkan Keşmir odaklı isyancı gruplardan bazıları bölge için bağımsızlığı desteklerken, diğerleri Keşmir'in Hindistan tarafının Pakistan tarafından ele geçirilmesini istiyordu. 1990'larda Pakistan, Keşmir'de ve Pakistan içinde faaliyet gösteren çeşitli militan gruplara eğitim ve diğer konularda destek sağladı. Bu destek daha sonra aralarında eski askeri yönetici Pervez Müşerref'in de bulunduğu bazı üst düzey Pakistanlı yetkililer tarafından da kabul edildi. 1990'larda isyanın artması, Keşmir'deki azınlık Hinduların göç etmesine neden oldu ve büyük bir kısmı hedefli saldırılara maruz kaldıktan sonra Yeni Delhi ve diğer şehirlere gitti.

Pakistan'ın Lashkar-e-Taiba ve bir diğer büyük grup olan Jaish-e-Muhammad'ı yasaklamasıyla isyan 2002 yılı civarında hafiflemeye başladı ancak Lashkar-e-Taiba farklı adlarla faaliyet göstermeye devam etti. Ateşkes ilan edildi ve Hindistan ile bir barış süreci başlatıldı; bazı gözlemciler bu değişimi 11 Eylül sonrası Afganistan'a müdahale eden ABD'nin baskısına bağlıyor. Barış süreci 2008 yılında Hindistan'ın Mumbai kentinde 166 kişinin ölümüne yol açan ve Lashkar-e-Taiba'ya atfedilen saldırıların ardından çöktü.

Hindistan ve Pakistan savaşa mı girecek?


Uzmanlar, her ikisi de nükleer silahlara sahip olan Hindistan ve Pakistan arasında askeri bir çatışmanın, kontrol altına alınması zor olabilecek hızlı bir tırmanma riski taşıdığını söylüyor. Ancak Hindistan, tepkisini sınırlandırmak için herhangi bir küresel baskıya maruz kalmıyor ve son yıllarda diplomatik ve ekonomik gücü arttıkça duruşunu değiştirdi.

İran ve Suudi Arabistan hükümetleri iki tarafla görüştü ve İran Dışişleri Bakanı açıkça arabuluculuk yapmayı teklif etti. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği itidal ve diyalog çağrısında bulundu. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio 1 Mayıs'ta Pakistan Başbakanı Shehbaz Sharif ve Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Analistler, Hindistan'ın adalet arayışına birçok ülkeden gelen destek ifadelerini, alacağı her türlü önlem için yeşil ışık olarak yorumladığını söylüyor. Ancak analistlere göre Hindistan, hala dönüşüm aşamasında olan ordusunu ifşa etme riskinden çekiniyor olabilir. Uzmanlar, bu tür kısıtlamaların ülkenin lideri Modi'yi, halkın öfkesini yatıştıran, utanç verici aksilik riskini azaltan ve gerilimi tırmandırıcı misillemelerden kaçınan, sınırlı hava saldırıları veya Pakistan sınırına yakın özel kuvvet baskınları gibi daha planlanmış bir seçeneği tercih etmeye yöneltebileceğini söylüyor.

Keşmir'in şu anki durumu ne?


Hindistan ve Pakistan Keşmir için üç kez savaştı ve çok sayıda sivil öldürülürken çok sayıda askeri saldırı, polis baskısı ve terör saldırısı yaşandı. En son 1999 yılında savaşın patlak vermesinden bu yana Keşmir, dünyanın en militarize yerlerinden biri olmaya devam ediyor. Hindistan ve Pakistan, Keşmir'deki bir intihar saldırısının en az 40 Hint askerini öldürdüğü 2019 yılı da dâhil olmak üzere, birçok kez savaşın eşiğine geldi.

2019 yılında Başbakan Narendra Modi hükümeti, Hindistan anayasasının Cammu ve Keşmir eyaletine yarı özerklik veren kısmını iptal etti. Hindistan'ın bir parçası olarak bilinen Cammu ve Keşmir'i tamamen entegre etmeye yönelik bu hamle, Modi'nin Hindu milliyetçisi gündeminin bir parçasıydı. Hükümeti bölgeyi doğrudan Yeni Delhi'den yönetmeye başladı. Aralarında siyasi liderler, insan hakları aktivistleri ve sivillerin de bulunduğu binlerce kişiyi hapse attı.

Pakistan Hindistan'ın hamlelerini kınadı. Ancak Keşmir'in Pakistan tarafından kontrol edilen kısmında da şiddetli huzursuzluklar patlak verdi. Buradaki protestolar Pakistan yönetiminin tutumuna karşı memnuniyetsizliği gösterdi. Hindistan'ın doğrudan yönetimi, Keşmir'in kontrol ettiği kısmında şiddet olaylarını azalttı. Oy verme işlemi de geçen yıl yeniden başladı. Ancak Modi'nin partisine, özellikle de Keşmirlilerin yaşamlarını ağır bir şekilde denetlediğine dair hoşnutsuzluk devam ediyor.


"Dünya" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • ABD ile Çin Cenevre'de görüşecek

    ABD ile Çin Cenevre'de görüşecek

  • Almanya’nın yeni Başbakanı göreve tökezleyerek başladı

    Almanya’nın yeni Başbakanı göreve tökezleyerek başladı

  • ABD Başkanı Trump’ın hala şirketini kontrol ettiği ortaya çıktı

    ABD Başkanı Trump’ın hala şirketini kontrol ettiği ortaya çıktı

  • Almanya'da Friedrich Merz şansölye seçiminde çoğunluğu kazanamadı

    Almanya'da Friedrich Merz şansölye seçiminde çoğunluğu kazanamadı

  • Halkbank, İran yaptırımları davasında ABD Yüksek Mahkemesi'ne başvurdu

    Halkbank, İran yaptırımları davasında ABD Yüksek Mahkemesi'ne başvurdu

  • AB: ABD’ye daha fazla korumacılık ile karşılık vermemeliyiz

    AB: ABD’ye daha fazla korumacılık ile karşılık vermemeliyiz

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)


  • forbes.com.tr

    En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?


  • Nilgün Balcı Çavdar, Erkan Kızılocak, Cem Cemal Pekin, Nuray Tarhan

    En zengin 100 Türk