;
Arama

Gölge ekonomiyle savaşmak için önce ışığı büyütmek gerek

Kayıt dışı ekonomiyle mücadele sadece vergi toplamak değildir; bu, aynı zamanda devletin vatandaşına güven vermesiyle mümkündür. Sistemi anlamadan onu düzeltmek mümkün değil. Gölgeyi azaltmak için önce ışığı artırmak gerek. Bu ışık da ancak adaletli, şeffaf ve vatandaşını dinleyen bir yönetimle mümkün olabilir.

07 Ağustos 2025, 09:00 Güncelleme: 07 Ağustos 2025, 09:11

Geçtiğimiz aylarda İngiltere’de düzenlenen “Afganistan’ın Geleceği” başlıklı Wilton Park Konferansı'nda, gölge ekonomiyle mücadele konusunu Afganistan örneği üzerinden değerlendirme fırsatım oldu. Ülkenin ekonomisi neredeyse tamamen kayıt dışına taşınmış durumda. Devletin halkla bağı yalnızca sınır kapılarındaki gümrükler ya da yerel milislerin geçici düzenlemeleri üzerinden kurulabiliyor. Vergi toplanamıyor çünkü halkın devlete güveni yok. Kamusal hizmetler neredeyse yok, bürokrasi ise yalnızca kendi çıkarı için çalışıyor.

Dünya Bankası’ndan bir yetkili vergi kurallarının sıkılaştırılmasını önerince, itiraz ettim: “Sakın yapmayın! Vergi toplamak burada Taliban'ı ve yolsuzlukla beslenen bir sistemi ayakta tutmak anlamına gelir. İnsanlar hayatta kalma mücadelesi veriyor. Zaten kıt olan sermayeyi vergiyle tüketmek onları felç eder.”

Bu tartışma sırasında ister istemez Türkiye’ye döndüm. Elbette Türkiye, Afganistan gibi bir “çökme eşiğindeki devlet” değil. Ancak kayıt dışılığın nedenleri, devlet-toplum ilişkisi ve vergi ahlakı açısından bazı benzer tepkiler gözlemleniyor.

Türkiye’de gölge ekonominin boyutları

Türkiye'de kayıt dışı ekonominin milli gelir içindeki payı %30’lara yaklaştı. Vergi gelirlerinin GSYH’ye oranı OECD ortalamasının oldukça altında, sadece yüzde 19 seviyesinde. Oysa bu oran Almanya’da yüzde 39, Fransa’da yüzde 45 civarında. Ülkemizde sadece küçük esnaf değil, avukatlar, doktorlar, sanatçılar, dijital içerik üreticileri gibi birçok grup da resmi sistemin dışında faaliyet gösteriyor.

Peki neden?

Birçok kişi için kayıt dışı çalışmak bilinçli bir tercih değil; sistemden korunma arayışı. Devletin vergiyi nerede ve nasıl kullandığını göremiyorlar. Kayıtlı hale geldiklerinde artan maliyetler nedeniyle rekabet edemeyeceklerini düşünüyorlar. Kayıt dışı olmak, bir tür “hayatta kalma refleksi” halini almış durumda.

Gölge ekonomi bir tepkidir

Bu yaygın kayıt dışılığın temelinde üç ana unsur yatıyor:

1. Devlete güven eksikliği:
"Vergi veriyorum ama yolum yapılmıyor, hastanede sıra bulamıyorum, devlet kapısından torpilsiz geçemiyorum" diyen bir yurttaşın sisteme gönüllü katılımı nasıl beklenebilir?


2. Adaletsiz vergi düzeni:
Asgari ücretliden kuruşu kuruşuna vergi alınırken, yüksek gelirli kesim çeşitli muafiyetlerle vergi yükünden kaçabiliyor. Bu dengesizlik “vergi ahlakı”nı aşındırıyor.


3. Kayıtlı olmanın maliyeti yüksek:
Evinde reçel üreten kadın, sosyal medyadan satış yapan genç, sokak esnafı ya da taksici... Kayıt altına girmek istese de karşılaştığı bürokrasi, mali yükler ve cezasız kalma algısı onu caydırıyor.

Kayıt dışının tehlikeleri

Kayıt dışı ekonomi yalnızca vergi kaybı anlamına gelmez. Aynı zamanda organize suç örgütlerinin, kara para aklama faaliyetlerinin ve rüşvet mekanizmalarının beslendiği bir alan haline gelir. Kamu kaynaklarının adaletsiz dağıtımına, makroekonomik dengesizliklere, enflasyonist baskılara ve mali disiplinin bozulmasına yol açar. Toplumun devlete ve adalete olan inancı sarsılır.

Başarı hikâyeleri var: Türkiye ne öğrenebilir?

Türkiye, gölge ekonomiyle mücadelede Afganistan gibi çökmüş devletlerle değil, Brezilya, Polonya, Endonezya, Şili ve Güney Kore gibi başarılı örneklerle kendini kıyaslamalı.

Polonya, sadeleştirilmiş vergi sistemiyle şeffaflığı artırdı.

Şili, mikro işletmelere “tek oranlı vergi” getirdi.

Endonezya, QR kodla ödeme sistemlerini yaygınlaştırarak görünmeyeni görünür kıldı.

Güney Kore, kapsamlı kamu bilgilendirme kampanyalarıyla vatandaşın sisteme aidiyet duygusunu güçlendirdi.


Ne Yapmalı?

1. Vergide şeffaflık ve geri bildirim sağlanmalı:
Vatandaş ödediği verginin nerelere harcandığını anlayabilmeli. Bütçe süreçleri sade, dijital ve herkesin erişimine açık olmalı.

2. Adil bir vergi reformu gerekiyor:
Artan oranlı, adaletli, sade ve dijitalleşmeyi destekleyen bir vergi sistemi kurulmalı. Freelance çalışanlar, dijital girişimciler ve kadın üreticiler için özel teşvik modelleri geliştirilmeli.

3. Sisteme giren ödüllendirilmeli:
Kayıtlı çalışanlara sağlık güvencesi, krediye erişim, vergi indirimi gibi avantajlar sunulmalı. Sadece cezayla değil, ödülle de teşvik edilmeli.

4. Dijitalleşme yaygınlaştırılmalı:
E-fatura, e-ticaret, QR kodla ödeme gibi sistemler yaygınlaştırılmalı. Yapay zekâ destekli denetim mekanizmaları devreye alınmalı.

5. Yerel ekosistemler desteklenmeli:
Her bölgenin kayıt dışı dinamikleri farklıdır. Belediyeler, ticaret odaları ve kalkınma ajansları yerel çözümler üretmeli.

Devletin ışığı güçlü olmalı

Kayıt dışı ekonomiyle mücadele sadece vergi toplamak değildir; bu, aynı zamanda devletin vatandaşına güven vermesiyle mümkündür. Sistemi anlamadan onu düzeltmek mümkün değil. Gölgeyi azaltmak için önce ışığı artırmak gerek. Bu ışık da ancak adaletli, şeffaf ve vatandaşını dinleyen bir yönetimle mümkün olabilir.

Afganistan örneğinde olduğu gibi, toplum devletten sessizce çekilmeden önce adım atmak şart. Türkiye’nin hâlâ ışığı büyütme şansı var. Bu şansı değerlendirebilirsek gölge ekonomiden çıkış mümkün olur. Aksi takdirde, insanlar vergi verirken içlerinden hep şu geçecek: “Bu parayı ben daha iyi kullanırdım.” Bu da gölgeyi büyütmeye devam eder.


 


"Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Ticaret savaşının otomotiv sektörüne maliyeti 12 milyar dolar

    Ticaret savaşının otomotiv sektörüne maliyeti 12 milyar dolar

  • Merkez Bankası rezervleri dört haftanın ardından ilk kez geriledi

    Merkez Bankası rezervleri dört haftanın ardından ilk kez geriledi

  • Bağımlılıkların Türkiye’ye faturası: Yıllık 78 milyar dolar

    Bağımlılıkların Türkiye’ye faturası: Yıllık 78 milyar dolar

  • Ticaret savaşı derinleşiyor: Çin’den ABD’ye dolaylı sevkiyatlar artıyor

    Ticaret savaşı derinleşiyor: Çin’den ABD’ye dolaylı sevkiyatlar artıyor

  • Filipinler'in en zengin 50 kişisi

    Filipinler'in en zengin 50 kişisi

  • Petkim 2025’in ilk yarısında 3,3 milyar TL zarar açıkladı

    Petkim 2025’in ilk yarısında 3,3 milyar TL zarar açıkladı

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • En zengin 100 Türk


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dolar milyarderi Türkler


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi