Fitch'ten Türkiye analizi: Bütçe açığında önemli bir düşüş öngörülüyor
Fitch Ratings, 2025 yılına girerken Doğu Avrupa’daki egemen varlıklar için kredi koşullarının ‘nötr’ olacağını öngördü. Bu beklenti büyüme tahminlerindeki iyileşmelerin, zayıf kamu maliyesi ve yüksek jeopolitik risklerle dengelenmesine dayanıyor. Fitch, Merkez ve Doğu Avrupa ülkelerinin harcama baskıları ve ihracat pazarlarındaki toparlanma belirsizlikleri nedeniyle mali konsolidasyon sürecine başlamalarının gerekliliğine dikkat çekti. Ancak bütçe açıkları ve kamu borçlarının Covid-19 öncesi seviyelerin üzerinde kalacağı ifade edildi.
Türkiye'deki enflasyon tahminleri yukarı çekti
Fitch, Türkiye’nin enflasyonu düşürmek, para politikası itibarını yeniden inşa etmek ve dış finansmandaki iyileşmeleri sürdürmek için izlediği politika dengesi sürecinin devamlılığına vurgu yaptı. Fitch’in değerlendirmesinde, daha yüksek politika faizleri ve makro ihtiyati önlemlerle sıkılaştırılan para politikalarının, cari açık ve uluslararası rezervlerde önemli iyileşmeler sağladığı belirtildi. Ancak enflasyonun yüksek seviyelerde kalmaya devam ettiği ve bu durumun Merkez Bankası’nın 2024-2026 enflasyon tahminlerini yukarı yönlü revize etmesine yol açtığı ifade edildi.
Bütçe açığında azalma öngörülüyor
Fitch, 2025 yılı için Türkiye’de sıkı para politikalarının devam edeceğini, bütçe açığında önemli bir azalma yaşanacağını ve rasyonel gelir politikalarıyla desteklenen daha tutarlı bir ekonomik çerçevenin oluşacağını öngörüyor. Ancak para politikasında gevşeme sürecinin başlamasının gecikmesi veya düşük büyüme oranlarının yaşanması, hükümetin bu politikalar konusundaki kararlılığını test edebilir.
Erken seçim olasılığı ve politik baskılar
Fitch, erken seçim olasılığını temel bir senaryo olarak görmediğini belirtse de böyle bir durumda hükümetin ekonomiyi teşvik etmek için politika yapıcılar üzerindeki baskısının artabileceğine dikkat çekti. Bu tür bir senaryonun, mevcut politikaların sürekliliği üzerinde etkili olabileceği ifade edildi.
Fitch’in değerlendirmesinde, Doğu Avrupa ve Türkiye ekonomilerindeki risklerin büyüme potansiyelleriyle dengelendiğini ve mali politikaların uygulanmasında tutarlılığın önemli bir rol oynayacağını ortaya koydu. Türkiye’nin izlediği sıkı mali politikalar ve yapısal reformların, ekonominin kırılganlıklarını azaltmada kritik bir öneme sahip olduğu vurgulandı.
