;
Arama

Fed Başkanı Powell baskı altında

ABD merkez bankası Başkanı Jerome Powell, faiz oranlarını düşürmeme planı nedeniyle Donald Trump’ın sert eleştirileri, yerine geçmeye aday bir grup ve kurum içindeki faiz indirimi zamanlamasına dair fikir ayrılıklarıyla karşı karşıya.

29 Temmuz 2025, 23:00
Jerome Powell, ABD merkez bankası başkanı olarak görev süresi boyunca pek rahat olamadı. Gözetiminde Fed iki küresel ticaret savaşını, yüzyılda bir görülen bir pandemiyi, uluslararası jeopolitik çatışmaları ve onlarca yılın en ağır enflasyon şokunu yönetmek zorunda kaldı. Ancak görev süresinin bitimine sadece dokuz ay kala, Powell’ın durumu özellikle hassas bir noktaya geldi. Powell, Beyaz Saray’dan gelen sürekli saldırılar ve Trump’ın kendisini görevden alma tehdidiyle karşı karşıya; aynı zamanda yerine aday olan birkaç kişi açıkça pozisyon için kıyasıya yarışıyor. Tüm bunlarla baş ederken, uzun süreli bir duraklamadan sonra faiz oranlarının ne zaman tekrar düşürüleceği konusunda kendi ekibindeki görüş ayrılıklarını da yönetmek zorunda.

Fed’in, üst üste beşinci toplantısı için faiz oranlarını sabit tutması bekleniyor; bu karar, Trump’ı sinirlendirecek ve baskı kampanyasını, merkez bankasının ekonomi yönetiminin ötesinde, Powell’ın kurumu nasıl yönettiğine dair yeni bir cephe açacak şekilde genişletecek. Bağımsız merkez bankası konusunda kitap yazan Potomac River Capital’in baş yatırım sorumlusu Mark Spindel, "Powell’ın faizi ne kadar düşüreceği konusunun ötesinde, baş etmeye çalıştığı daha derin bir varoluşsal sorun var. Bu, Fed’in ve kurum yapısının var olup olmaması gerektiğinin açıkça sorgulanmasıyla ilgili" dedi. 

Beyaz Saray ve Fed arasındaki gerilim

Trump yönetiminin Fed’i zayıflatmak ve Powell’ı itibarsızlaştırmak için ne kadar ileri gidebileceği, çarşamba toplantısına hazırlık aşamasında açıkça görüldü. 24 saatten az bir sürede, başkan geçen hafta çarşamba akşamı, ertesi gün Washington’daki Fed merkez binasında yapılan yenileme çalışmalarını gezmeye katılacağını duyurdu. Beyaz Saray yetkilileri, Powell’ı çalışmaları kötü yönetmek ve maliyetleri aşırı artırmakla suçladıktan sonra merkez bankasının tur düzenlemesini zorlamıştı.

2,5 milyar dolarlık bu proje, Beyaz Saray ile merkez bankası arasındaki son cephe haline geldi. Yönetim yetkilileri renovasyonları Powell’ı görevden alma gerekçesi olarak gösterirken, Trump bunu yalnızca ciddi bir suistimal ya da sebep olduğuna dair kanıt varsa yapabilir. Trump Powell’ın görev süresini tamamlamasına izin verebileceğini işaret etse de bir görevden alma mektubu taslağı hazırlanmış durumda.

Trump ve Powell, turda renovasyonların gerçek maliyeti konusunda karşı karşıya geldi; bu siyasi gövde gösterisi, ABD başkanına faiz oranlarını doğrudan belirleyenden isteme fırsatı sundu. Trump, faizlerin üç puan düşmesini istiyor; bununla hem ekonomik patlamayı engellediklerini hem de ülkenin borç maliyetlerini artırdıklarını savunuyor. Merkez Bankası ise ocak ayından bu yana faizleri sabit tutmayı tercih etti; geçen yıl yüzde 1’lik indirimden sonra uygulanan bu duraklama sürüyor.

Fed'e yönelik yoğun baskılar


Bu fark, Trump'ın en üst düzey siyasi müttefiklerinin de Fed’e baskısını arttırmasına neden oldu. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Fed’i “görev alanının dışına çıkmakla” suçlayarak, “değerli bağımsızlığını gereksiz yere gölgeleyen haklı eleştirilere yol açtığını” söyledi. Fed’e, “güvenilirliğini artırmak için tüm misyonuna ilişkin kapsamlı bir kurumsal inceleme” çağrısında bulundu. Louisiana’dan Cumhuriyetçi Temsilci Meclis Başkanı Mike Johnson, 1913’te kurulan Federal Reserve Yasası'nı değiştirmeye açık olduğunu belirterek, merkez bankasının siyasi bağımsızlığının yeniden tanımlanabileceğini ima etti.

Faiz indirimi gelir mi?

Beyaz Saray’dan bağımsız hareket edebilen bir Fed’in, borçlanma maliyetlerini ekonomi çıkarları doğrultusunda belirlemesi önem taşıyor. Yüksek faizler Amerikan yaşamını pahalılaştırsa da enflasyonu kontrol altında tutmaya ve uzun vadede ekonomik istikrarı sağlamaya hizmet edebilir. Trump ise bu yıl faiz indirimlerinden kaçınmanın politik olduğunu savunuyor; Fed’in kasım seçimlerinden hemen önce yarım puanlık indirim yapmasının bu yıl olağanüstü bir adım olduğunu ve genellikle yaptığının iki katı olduğunu belirtiyor.

Fed yetkilileri bu karakterizasyona dolaylı olarak karşı çıkıyor. Faiz oranlarının yüzde 4.25–4.5 aralığında olmasına rağmen ekonomi bugüne kadar nispeten iyi ilerlediği için beklemenin akılcı olduğunu savunuyor; ayrıca Trump’ın politikalarının enflasyon riskini artırdığına dikkat çekiyorlar.

Yine de faiz indirimlerine yeniden başlanmasına dair ilk sinyaller ortaya çıkmaya başladı. Trump tarafından atanan iki etkili yetkili Fed yöneticisi Christopher J. Waller ve gözetimden sorumlu Başkan Yardımcısı Michelle W. Bowman en geç bu haftaki toplantıda faiz indirimi lehine görüş bildirdi; işgücü piyasasındaki kırılganlığa dikkat çekerek. Böylece sabit faiz kararına ilişkin Fed politikasına karşı ilk iki karşıt oyla karşılanabilirler. Bu son 30 yıl içinde aynı seviyeden iki görevlinin karşı oy kullandığı ilk olay olabilir.

Karşı oylar nadir olsa da ekonomik belirsizlik zamanında doğrudan bir tartışmanın sağlıklı belirtisidir. Ancak Trump’ın merkez bankasına yönelik saldırılarının gölgesinde, daha fazla karşı oy Powell’ın politika belirleme komitesi üzerindeki etkisini kaybettiği izlenimini verebilir.

Fed başkanlına adaylar

Trump, Powell’ı görevden alma tehdidinden şimdilik geri adım atmış gibi görünse de elindeki silahlardan biri halefi için aday belirleme hakkı. Bu, mevcut başkanın etkisini zayıflatabilecek bir strateji. Trump'ın aradığı aday, faizleri düşürmeyi destekleyecek biri; bu da sonraki başkanın bağımsızlığı koruyup koruyamayacağı konusunda soru işaretleri doğuruyor. Yönetim “hızlı davranmıyor” demesine rağmen, bazı önde gelen adaylar aktif olarak pozisyona hazırlanıyor; bu çabalar zaman ilerledikçe yoğunlaşacak gibi.

Yönetimde öne çıkan iki aday Bessent ve Beyaz Saray’ın baş ekonomik danışmanı Kevin Hassett, merkez bankasının faiz oranlarını düşürmesi gerektiğini savunuyor. Eski Fed yöneticisi Kevin Warsh da daha düşük faiz oranlarını daha küçük bilanço ile ilişkilendiriyor. Waller, Trump teklif ederse görevi kabul edeceğini açıkladı. Bir noktada Wall Street, yarışta öne geçen kişinin mesajlarını daha fazla dikkate almaya başlayabilir; özellikle Trump seçimini açıkladığında.

"Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • TAV ikinci çeyrekte beklentinin çok altında kaldı

    TAV ikinci çeyrekte beklentinin çok altında kaldı

  • Hindistan’da astroloji 7 milyar dolarlık sektöre dönüştü

    Hindistan’da astroloji 7 milyar dolarlık sektöre dönüştü

  • Ekonomik güven endeksi temmuzda 96,3’e geriledi

    Ekonomik güven endeksi temmuzda 96,3’e geriledi

  • Haziranda işsizlik yüzde 8,6’ya yükseldi: İstihdam ve çalışma süresi geriledi

    Haziranda işsizlik yüzde 8,6’ya yükseldi: İstihdam ve çalışma süresi geriledi

  • QNB Bank hisselerine geçici duraklama geliyor

    QNB Bank hisselerine geçici duraklama geliyor

  • ABD'nin ilk kıtalararası demiryolu: 85 milyar dolarlık anlaşma

    ABD'nin ilk kıtalararası demiryolu: 85 milyar dolarlık anlaşma

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • En zengin 100 Türk


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dolar milyarderi Türkler


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi