ABD’nin İran saldırısı Çin’in Tayvan hesaplarını etkiler mi?
ABD Başkanı Donald Trump’ın, ülkesinin yabancı savaşlara karışmasını eleştirdikten sonra İran’ın nükleer tesislerine saldırma kararı, Çin liderlerinin Tayvan konusunda Trump’ın nasıl bir tutum takınabileceğini anlamaya çalışırken daha fazla karışıklığa neden oldu. Çinli yetkililer ve uzmanlar, Pekin’in kendi toprağı olarak gördüğü ada demokrasisi Tayvan’a karşı Trump’ın yaklaşımını çözümlemeye çalışıyordu. Şimdi ise, birkaç ay önce diplomasi yolunu izlerken askeri müdahaleye karşı olan Trump’ın, pazar günü üç önemli nükleer tesise roket ve bombalar yağdırmasını değerlendirerek Trump hakkında yeni içgörüler edinmeye çalışacaklar.
ABD asker gönderme seçeneğini açık tutuyor
Çin açısından Trump, Tayvan’ın diz çöktürülmesi için Pekin’in olası güç kullanımı karşısında ABD’nin nasıl yanıt vereceği senaryolarında bir sürpriz unsuru. ABD, uzun zamandır Tayvan’a silah satarak Çin’in askeri baskısını önlemeye ve olası bir saldırıyı caydırmaya destek veriyor; ayrıca savaş çıkarsa asker gönderme seçeneğini de açık tutuyor.
Bazı Çinli analistler, Trump’ın doğru yönlendirmeler ya da uyarılarla Amerika’nın Tayvan’a verdiği desteği azaltmaya ikna edilebileceğini sorguluyor. Sonuçta Trump, Çin’le ticaret savaşında yüksek tarifeler koymaktan geçici bir ateşkese razı olmaya kadar yön değiştirmişti; Çin kritik minerallerin sevkiyatını engelleyince geri adım atmıştı. İran’a yapılan saldırılar da Trump’ın değişken tarzını gözler önüne serdi.
"Tahmin edilmesi zor"
Amerikan Enterprise Institute’dan kıdemli uzman Zack Cooper, “İran saldırılarından sonra Çin liderlerinin Trump’ın Tayvan konusundaki kararlılığını test etmekte daha gergin olacaklarını düşünüyorum. Tedbirli olmak gerekiyor; çünkü Trump beklenenden daha fazla güç kullanmaya istekli görünüyor ve hareketleri tahmin edilmesi zor" dedi.
Saldırı öncesinde Çin, Trump’ın Tayvan konusundaki düşüncelerini ölçme çabalarını artırmış görünüyordu. Bu ay başında Trump ile yaptığı görüşmede Şi Cinping Tayvan’ın önemini vurguladı. Kendisi ve Trump’ın “Çin-ABD ilişkilerinin büyük gemisini” birlikte yöneten kaptanlar gibi olmaları gerektiğini belirtti. Bu, Trump ile Pekin’e sert tutum alan Amerikalı yetkililer arasında bir ayrılık yaratma girişimi gibi yorumlandı.
Tansiyonu artıran Çin mi?
Pekin, Tayvan Cumhurbaşkanı Lai Ching-te’yi ayrılıkçı olarak nitelendiriyor ve bu hafta, Lai’nin Tayvan’ın “bağımsız bir ülke” olduğunu savunduğu konuşmasına sert tepki gösterdi. Şi, Lai’nin hükümetini “çatışma ve hatta savaşı kışkırtmakla” suçladı. Tayvan hükümeti ve Washington’daki iki partiden birçok kişi, tansiyonu artıranın Çin’in tehditkar tavrı olduğunu söylüyor.
Geçenlerde Amerikalı muhataplarıyla görüşen bazı Çinli araştırmacılar, Trump’ın kırmızı çizgilerini anlamaya çalışıyor gibiydi. Cooper, “Görüştüğüm Çinli uzmanlar, Pekin Tayvan’a karşı harekete geçerse Trump’ın ne yapacağını anlamak için net sorular yöneltiyorlar” dedi. Çin’in bu tür testleri uzun zamandır eyleme dönüşüyor. Son yıllarda Tayvan çevresinde askeri faaliyetlerini ve sahil güvenlik operasyonlarını artırdı; Tayvan, ABD ve müttefiklerinin tepkisini ölçmeye, Tayvan ordusunu yıpratmaya çalışıyor.
Çin hazırlıklı olmak istiyor
Bu baskının hafiflemesi beklenmiyor. Çin, Tayvan yakınlarında neredeyse her gün onlarca askeri uçak gönderiyor. Mayıs ayında Çin, Doğu kıyısında 70 kadar savaş gemisi görevlendirdi. Bu ay ilk kez, Japonya ve Tayvan’ı içeren “birinci ada zinciri” dışındaki Pasifik’e iki uçak gemisi ve destek gemileri gönderdi; bu Tokyo’dan protesto aldı. Fudan Üniversitesi Tayvan Araştırmaları Merkezi Direktörü Xin Qiang, Trump döneminde Tayvan için “gerilimin hızla tırmanması ya da kontrol dışına çıkması” gibi olasılıklara karşı Çin’in hazırlıklı olmak istediğini ifade etti.
Profesör Xin, “İran ve Tayvan konuları çok farklı ve ABD kararlarını şekillendiren faktörler de farklı” dedi. Ancak Trump’ın İran’a saldırısından genel bir ders çıkardığını belirterei “Bu, Trump gerekli gördüğünde Amerikan dış politikasını ilerletmek için silahlı gücü tercih edeceği anlamına geliyor" diye ekledi.
Trump yönetimi Tayvan’a destek sinyali verirken, savunma harcamalarını hızla artırması çağrısında bulunuyor. Savunma Bakanı Pete Hegseth Singapur’daki bir konuşmasında Çin’in askeri tehdidinin “yakın olabileceğini” söyledi.
Alman Marshall Fonu’ndan Tayvan ve Çin uzmanı Bonnie S. Glaser, “Yönetim genel olarak Tayvan’a güvenlik desteğinde sürekliliği takip ediyor gibi görünüyor. Belirsizlik ve öngörülemezlik ise başkanın kendisinden kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı. Bazı Tayvanlı uzmanlar Trump’ın İran’a saldırısını Pekin’e dolaylı bir mesaj olarak karşıladı. Hükümet destekli Ulusal Savunma ve Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü’nden Ou Si-fu, “Küçük kardeş İran’a vuruyor, büyük kardeşler Rusya ve Çin’e uyarı yapıyor” dedi. Ancak Tayvan söz konusu olduğunda, Trump da son ABD başkanları gibi, Çin saldırırsa adayı savunup savunmayacağı konusunda belirsizliği sürdürdü; bu tavır Pekin’i caydırırken Tayvan’ı dizginlemeyi amaçlıyor.