21'inci yüzyılın enerji rekabetinde Türkiye kıyıda mı kalacak yoksa merkeze mi yürüyecek?
Ancak 21’inci yüzyılın ikinci çeyreğine yaklaşırken enerji artık tek başına bir anlam ifade etmiyor. Enerji, bugünün dünyasında bir araç, bir kaldıraç ve çoğu zaman görünmeyen ama belirleyici bir diplomasi kartı haline geldi. Yani güvenlikten dış politikaya, teknolojiden finansa, iklim değişikliğinden büyük güç mücadelesine kadar birçok başlığın içine gömülü, çok katmanlı bir unsur artık.
Küresel sistemdeki kaymalar bu dönüşümü hızlandırıyor. ABD - Çin - Rusya ekseninde sertleşen jeopolitik rekabet, Avrupa’nın stratejik özerklik çabaları, Rusya’nın enerji silahı olarak kullandığı doğal gaz, İran - İsrail hattındaki krizler ve Afrika’daki yeni enerji yarışları, enerjiyi bir kez daha jeopolitik mücadelenin sahası haline getirdi. Ama bu kez yalnız değil: Elektrifikasyon, dijitalleşme, iklim krizi ve kritik madenler bu denklemin ayrılmaz parçaları olarak yükseliyor.