Sessiz gücün anatomisi: Zeki insanların iş dünyasındaki liderlik tarzı
Küresel iş dünyasında kırk yılı aşkın bir süredir masanın her iki tarafında bulundum:
Hükümetlerin en kritik karar odalarında, büyük enerji projelerinin müzakere masalarında, çok uluslu şirketlerin yönetim kurullarında, milyar dolarlık yatırımların konuşulduğu kapalı kapılar ardında…
Diplomat olarak Pekin, Brüksel ve Paris’te; uluslararası bürokrat olarak OECD ve IEA’da; özel sektörde ise British Gas’ın 28 ülkeden sorumlu yöneticisi, daha sonra Invensys, Genel Energy, Yaşar Holding ve Şişecam gibi devlerde bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak bulundum.
Son 20 yıldır ise Çin’den Körfez’e, Hindistan’dan Kuzey Afrika’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada devletlere, fonlara ve şirketlere stratejik danışmanlık yapıyorum.
Bu uzun yolculuk bana liderliğe dair çok net bir gerçeği öğretti:
Zeki liderler bağırmaz; okur, tartar, çözer ve doğru anda konuşur.
Bugünün dünyasında yükselen liderlik modeli tam da bu: “sessiz güç” olarak tarif ettiğim, derin zeka ve stratejik bilinçle yönetilen bir tarz.
Zeka artık yönetim kurullarının yeni para birimi
Bugün Londra’da, Pekin’de veya Riyad’da hangi yönetim kuruluna girerseniz girin, herkes aynı şeyden söz ediyor:
“Zor zamanlarda doğru lideri seçmek.”
Ben bu liderleri yıllarca OECD salonlarında, IEA enerji güvenliği krizlerinde, Çin’de bakanlık koridorlarında, British Gas’ın dünya çapındaki operasyonlarında gözlemledim.
Gördüğüm şuydu:
Zeki liderler karmaşık olanı hızla sadeleştirir, riskin nereden geldiğini sezgisel olarak görür ve henüz ortada kimsenin fark etmediği bir fırsatı sessizce alır.
Konuşmalarının tonu değil, düşünmelerinin derinliği fark yaratır.
Çin’de öğrendiğim ilk kural: Zeki lider önce izler, sonra hareket eder
Diplomat olarak 1989’da Pekin’de görev yaptığım dönemde, Çin’in stratejik düşünme kültürü beni derinden etkilemişti.
Çinli liderler masaya oturduklarında hemen konuşmaz, hatta çoğu zaman bildiklerini söylemek yerine “aptal gibi davranmayı” tercih ederlerdi.
O yıllarda bunu anlamak genç bir diplomat için kolay değildi.
Ama zamanla fark ettim ki bu, dünyanın en eski uygarlıklarından birinin en rafine liderlik araçlarından biriydi: “Gözlem konuşmadan önce gelir.”
Bugün Çin ile iş yapan her iş insanına bunu söylüyorum:
Eğer Çin’de konuşarak güçlenmeye çalışırsanız kaybedersiniz; anlamaya çalışırsanız kazanırsınız.
Bu, zeki liderliğin özüdür.
Çok uluslu şirketlerde gördüğüm sessiz strateji
British Gas’ın 28 ülkedeki operasyonlarını yönettiğim dönemde yüzlerce lider profiliyle karşılaştım.
En iyi performansı gösteren ekipler hiçbir zaman en yüksek sesle konuşan yöneticilerin olduğu ekipler değildi.
Gerçek liderler:
• Kriz anında ortalığı karıştıran değil, sakinleştirenler,
• Herkesi konuşturan ve sonra en doğru özeti yapanlar,
• Bir cümleyle toplantının yönünü değiştirebilenler,
• Bilmedikleri konularda uzmanlarına danışmaktan çekinmeyenlerdi.
Hepsinde ortak bir özellik vardı:
Sessiz ama keskin bir zeka.
Diplomasiden öğrendiğim ders: Sessizlik, bir güç aracıdır
Pekin, Brüksel ve Paris’teki diplomatik görevlerim boyunca, en etkili liderlerin çoğunun sessizliğini bilinçli kullandığını gördüm.
Sessizlik:
• karşı tarafın gardını düşürür,
• gerçek niyeti açığa çıkarır,
• pazarlık masasında stratejik boşluk yaratır.
Bir görüşmede bazen hiçbir şey söylemeden karşı tarafın tüm kartlarını açmasını sağlayabilirsiniz.
Diplasi bunu öğretir; iş dünyası da bunu ödüllendirir.
Kriz masalarında zeki liderin yükselişi
IEA’de enerji güvenliği krizlerini yönettiğimiz yıllarda, baskının en yüksek olduğu anlarda zeki liderler hemen belli olurdu.
Onların farkı şuydu:
• Veri toplar ama panik toplamazlar.
• Duygularını değil, düşüncelerini yönetirler.
• Kısa vadeli görüntüye değil, uzun vadeli sisteme odaklanırlar.
Buna iş dünyasında “strategic calmness” deniyor.
Ben ise buna “zekanın sakin tonu” diyorum.
İnsanları kelimesiz okuyabilme yeteneği
Yıllar içinde yüzlerce kabine toplantısı, müzakere ve yatırım görüşmesinde bulundum.
Gördüm ki zeki liderlerin en büyük avantajı söylediklerini değil, gördüklerini okuma becerisidir.
Onlar için liderlik sadece bir iletişim sanatı değil;
insan okuma bilimidir.
Bir CEO’nun özgüvenini, bir yatırımcının tereddüdünü, bir bakanın niyetini bir bakıştan anlayabilirler.
Bu, zekanın en somut liderlik becerisidir.
Mizahı gerçekleri ortaya çıkarmak için kullanmak
Körfez’de, Çin’de veya Brüksel’de yüzlerce üst düzey görüşmede bunu gördüm:
En zeki liderler mizahı bir tuzak değil, bir test olarak kullanır.
Bir espriyle:
• karşı tarafın samimiyetini,
• zihinsel çevikliğini,
• niyetini,
• hatta kapasitesini ölçerler.
Mizah, zekânın sosyal yüzüdür ve doğru kullanıldığında olağanüstü bir liderlik aracına dönüşür.
Onay beklemeyen liderlik
Çok uluslu şirketlerde de devlet salonlarında da onay bağımlılığı zayıf liderlerin ortak sorunudur.
Zeki liderler ise dışarıdan gelen alkışla değil, içeriden gelen pusulayla hareket eder.
Bu, onların manipülasyona kapalı, kararlarında bağımsız olmalarını sağlar.
Bir CEO için de bir diplomat için de vazgeçilmez bir özelliktir.
Sonuç: Zeki liderlik, iş dünyasının yeni standart modelidir
Bugün ister Şanghay’da CITIC yöneticileriyle görüşün, ister Riyad’da enerji politikası konuşun, ister Londra’da yatırım komitesine sunum yapın; başarılı liderlerin DNA’sında aynı özellikler var:
• Sessiz ama geniş bir zihin
• Derin ama ölçülü bir analiz
• Sakince kullanılan bir güç
• Zamanlaması doğru bir iletişim
• Ve en önemlisi: öğrenmeyi hiç durdurmayan bir akıl
Benim çok uluslu şirketlerdeki yönetim yıllarım, Çin’deki diplomasi dönemim ve küresel enerji masalarını yönettiğim tecrübem bana tek bir şey öğretti:
Geleceği yüksek sesle bağıranlar değil; sessizce okuyanlar yönetecek.