Şekerci Cafer Erol’un Körfez rotası
İstanbul’un en eski esnaflarından biri olan Şekerci Cafer Erol’un hikayesi, 1807’de Mehmet Efendi’nin açtığı küçük bir şekerci dükkanıyla başlıyor. Aile birkaç kuşak boyunca İstanbul’dan Anadolu’ya, oradan yeniden İstanbul’a uzanan bir göç döngüsü yaşasa da marka, 1945’ten bu yana Kadıköy’de sabit bir kök oluşturmuş durumda. Bugün dördüncü ve beşinci kuşakla yönetilen şirket, Türkiye’de 10, Londra ve Bakü’de 2 mağaza olmak üzere toplam 12 noktada faaliyet gösteriyor. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hakan Erol, markanın sürekliliğini “aile geleneği ve sürekli yenilenme arasında bir denge arayışı” olarak tanımlıyor. Ona göre Cafer Erol’un bugün hâlâ görünür olmasını sağlayan şey, bu iki çizginin kopmadan ilerlemesi.
Yeni mağazalar, büyüyen operasyon
2025 yılı şirket için yoğun bir ölçek büyütme dönemi oldu. İstanbul Havalimanı Terminal ve Sabiha Gökçen’de yeni mağazalar açılıyor. Üretim tesisi alanı da üç katına çıkarılıyor. 2026’da ise Göztepe E5, Finans Merkezi ve İstanbul Outlet’te üç yeni mağaza daha açılacak. Bu yatırımların toplam miktarı 4 milyon dolar olarak planlanıyor.
Londra ve Bakü ile başlayan dışa açılım

Şirketin asıl kırılma noktası ise yurtdışı açılımları. 2024’te önce Bakü’de, ardından Londra’nın merkezinde iki mağaza açıldı. Londra yatırımı yaklaşık 4,5 milyon pounda ulaşırken, yıllık kira gideri 1,2 milyon pound olarak gerçekleşiyor. Mağazada 60–65 kişi istihdam ediliyor. Dış pazarlardan gelen ilgi üzerine şirket, Avrupa, Körfez ve Amerika’yı odağına alan daha büyük bir küresel açılım hazırlığında. Hakan Erol, “218 yıllık mutfağın dışarıdaki karşılığını test ettik; şimdi bu ilgiyi büyütmek istiyoruz” diyor.
2026’da yurt dışındaki mağaza sayısının dörde çıkarılması hedefleniyor. Körfez Bölgesi kısa vadede öncelikli pazar olarak belirlenmiş durumda. Orta vadede ise ihracatın toplam cirodaki payının yüzde 30’a ulaşması amaçlanıyor. Erol hedefi şöyle özetliyor: “Artık asıl meselemiz iç pazar değil; aile mirasını küresel bir marka kimliğine dönüştürmek. Önümüzdeki dönemin ağırlık merkezi ihracat olacak.”
Yılbaşı hazırlıkları bir endüstriye dönüşüyor
Hakan Erol, yılbaşı dönemi için yaptıkları vitrin ve cephe çalışmalarının artık yalnızca bir dekorasyon anlayışı değil; yabancı turistlerin ve sosyal medya kullanıcılarının ilgisini çeken bir ritüele dönüştüğünü söylüyor. Hazırlıklar aylar öncesinden başlıyor; Avrupa’daki Noel pazarları dolaşılıyor, yeni trendler not ediliyor. Paketleme tasarımları da mağaza vitrinleri kadar özenli bir üretim sürecinin parçası. Tasarımlar dışarıdan sanatçılar ve iç ekiplerin birlikte çalıştığı, her yıl yenilenen bir sistemle hazırlanıyor. Erol, bu dönemde yoğunluğun belirgin şekilde arttığını belirterek, “Yılbaşı artık bizim için sezon değil, kendi başına bir operasyon” diyor.
Genişleyen portföy, artan üretim
Markanın ürün gamı bugün 30 ana kategori ve yaklaşık 800 paketli ürün içeriyor. Lokumlardan akidelere, çikolatalardan nostaljik gofretlere uzanan bu yelpaze, yılda özellikle yılbaşı döneminde ciddi bir üretim artışı görüyor: Şekerleme tarafında günlük 8 bin paketli ürün, çikolatada ise yaklaşık 2 tonluk bir hacim söz konusu. Toplam çalışan sayısı 400’e ulaşmış durumda; bunun 130’u üretimde görev alıyor. Şirket, 2026’da çalışan sayısını yüzde 20 artıracak.