S&P’den Türkiye’ye enflasyon uyarısı
Gill, S&P Global Ratings’in Türkiye Sermaye Piyasaları Konferansı sonrası yaptığı açıklamalarda, Türkiye’nin uzun vadeli kredi notunun “BB-” ve görünümünün “durağan” olarak korunduğunu, bu seviyenin mevcut koşullar için “makul” olduğunu söyledi.
“Enflasyonda ilk aşama başarıldı, ikinci aşama daha zorlu olacak”
Türkiye’de enflasyondaki gerilemenin sürdüğünü ancak yavaşladığını dile getiren Gill, “Enflasyonu yüzde 70’lerden yüzde 30’lara düşürmek önemli bir başarıydı. Fakat bundan sonraki aşama, yani kalıcı düşüşü sağlamak daha zor olacak” değerlendirmesinde bulundu.
Gill, para politikasının maliye politikasıyla uyum içinde yürütülmesi gerektiğini vurguladı. “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in deprem dışı harcamaları kısmada kararlı olduğunu görüyoruz. KDV tahsilatı güçlü seyrediyor, gelir tarafı olumlu. Ancak harcama tarafında sıkılaştırmanın sürmesi ve mali politikanın daha da disiplinli hale gelmesi gerekebilir” dedi.
“Rezervlerdeki artış dikkat çekici”
Gill, Türkiye’nin uluslararası net rezervlerindeki yükselişi “kayda değer” olarak nitelendirdi. “2024’te rezervlerde önemli bir artış görüldü. Cari açık GSYH’nin yaklaşık yüzde 1’ine kadar geriledi. Bu da dış finansman ihtiyacının sınırlı kalmasını sağlayacak” ifadelerini kullandı.
“Hane halkının davranışı belirleyici olacak”
Türkiye’de döviz ve altın talebinin güçlü kalmasının, çekirdek enflasyonun düşüşünü zorlaştırdığını dile getiren Gill, “Özellikle hane halkının önümüzdeki dönemde dövize yönelip yönelmeyeceği belirsiz. Bu davranış enflasyon görünümünü doğrudan etkileyebilir” dedi.
Yaz aylarında yaşanan kuraklığın da gıda fiyatlarını yukarı çektiğini söyleyen Gill, “Riskler dengeli ancak hâlâ bazı belirsizlikler mevcut. Özellikle tüketim alışkanlıkları ve dolar talebi tarafında cevaplanmamış sorular var” ifadesini kullandı.
“Bir sonraki not değerlendirmesi 2026 baharında”
S&P yöneticisi, Türkiye için bir sonraki kredi notu değerlendirmesinin 2026 baharında yapılmasının muhtemel olduğunu belirtti. Gill, “O döneme kadar 2025 yılı mali sonuçları netleşecek ve rezerv pozisyonu dahil birçok gösterge hakkında daha kapsamlı veri elde edeceğiz” dedi.
Gill, Bakan Şimşek’in bankacılık sektöründeki düzenlemeleri kademeli olarak sadeleştirmeyi planladığına da değindi. “Faiz oranları tek başına enflasyonu kontrol etmeye yetmiyor. Parasal aktarım mekanizmasının etkinliği için dolarizasyon ve kredi büyümesi üzerindeki önlemler de dikkate alınmalı” ifadelerini kullandı.
“Enflasyon tek haneye düşerse yatırım yapılabilir seviyeye dönüş mümkün”
Frank Gill, Türkiye’de yıllık enflasyonun şu anda yüzde 30 civarında seyrettiğini, yıl sonu tahminlerinin ise yüzde 28 olduğunu belirtti.
“Merkez Bankası 2026 için yüzde 16 hedef koydu, biz ise gelecek yıl için ortalama yüzde 20 bekliyoruz. Enflasyonun tek haneye düşmesi, Türkiye’nin kredi notunun yeniden yatırım yapılabilir seviyeye dönmesi açısından kritik olacak” dedi.
“Yüksek enflasyon yatırım kararlarını çarpıtıyor”
Gill, yüksek enflasyonun ekonomik karar alma süreçlerini bozduğunu ifade ederek, “Bu durum uzun vadeli yatırımların önünü kesiyor. Ayrıca Türkiye’ye gelen sermayenin çoğu kısa vadeli portföy girişlerinden oluşuyor. Doğrudan yabancı yatırım oranı GSYH’nin yüzde 0,4’ü civarında ki bu Türkiye gibi bir ekonomi için oldukça düşük” diye konuştu.
“Türkiye, Asya ve Avrupa arasında stratejik bir konuma sahip. Bu avantajı daha güçlü yatırım akışıyla desteklemek, sürdürülebilir büyüme için büyük önem taşıyor” sözleriyle değerlendirmesini tamamladı.