Deutsche Bank’ın Türkiye senaryosu: Büyüme revize edildi, kur tahminleri arttı
Deutsche Bank’ın EMEA bölgesi için hazırladığı raporda Türkiye ekonomisine ilişkin genel görünüm “ılımlı büyüme, yavaşlayan ama süren dezenflasyon ve sınırlı mali alan” olarak özetlendi. Banka, para politikasında dikkatli bir faiz indirim sürecinin devam edeceği ve rezervlerde dengeli bir görünümün korunacağı görüşünde. Ayrıca 2026’ya doğru orta vadeli tahvillerde iyileşme beklentisi paylaşıldı.
Büyüme tahminleri yukarı yönlü güncellendi
Rapora göre Türkiye ekonomisi 2025’in ilk dokuz ayında yüksek reel faizlere ve sıkı mali koşullara rağmen dayanıklılığını sürdürdü. Güçlü iç talep, yükselen altın fiyatları, kredi genişlemesi ve deprem sonrası inşaat faaliyetleri büyümeyi destekleyen ana unsurlar olarak öne çıktı.
Banka, 2025 büyüme tahminini yüzde 3,5’ten yüzde 3,8’e yükseltti. 2026 yılı için beklenti yüzde 4,2. Savunma, hizmet ve inşaat sektörlerinin olumlu ayrıştığı; buna karşın tekstil gibi düşük katma değerli alanlarda görünümün zayıfladığı belirtildi.
Kur tahminleri: Dolar 2027’de 62 TL
Deutsche Bank, kur tarafında kademeli bir yükseliş öngörüyor. Buna göre dolar/TL’nin 2025 sonunda 43 TL, 2026’da 52 TL ve 2027’de 62 TL seviyesine ulaşması bekleniyor.
Enflasyon düşüyor ama ivme kaybediyor
Raporda, 2025’in ilk yarısında baz etkisiyle sert gerileyen enflasyonun yılın ikinci yarısında tekrar yavaşladığı ifade edildi. Gıda fiyatlarındaki artış, hizmet enflasyonundaki katılık ve baz etkisinin zayıflaması nedeniyle yıl sonu enflasyonunun TCMB’nin yüzde 24 hedefine göre daha yüksek kalacağı belirtildi.
Bankanın 2026 sonu enflasyon tahmini yüzde 23,8. Dezenflasyonun süreceği ancak önceki yıllara göre daha kademeli gerçekleşeceği konuşuluyor.
Bütçe dengesinde sınırlı iyileşme
2025 yılında güçlü gelir performansı ve deprem harcamalarının azalması bütçe açığını yüzde 4,7’den yüzde 4,0 seviyesine çekti. Ancak faiz yükünün yüksek seyretmesi nedeniyle mali alanın dar olduğu hatırlatıldı.
Deutsche Bank, bütçe açığının 2025’te yüzde 3,4’e düşeceğini, 2026’da ise yeniden yüzde 3,6’ya çıkabileceğini öngörüyor. Sosyal destek programlarının maliyetinin bütçe üzerinde ek baskı yaratabileceği de not edildi.
Cari açık yeniden genişleyebilir
2024’te GSYH’ye oranla yüzde 0,9’a kadar gerileyen cari açığın, 2025 sonunda yüzde 1,4–1,5 bandına yükselmesi bekleniyor. 2026 için öngörü yaklaşık 30 milyar dolar.
Güçlü iç talep, altın ithalatı ve reel değerlenme cari açığı artıran temel etkenler arasında bulunuyor. Buna karşın kontrollü kredi büyümesi, dengeli enerji fiyatları ve dış talepte olası toparlanma, açığın daha fazla bozulmasını frenleyebilir.
Finansman tarafında ise ciddi bir sorun öngörülmüyor; rezervlerdeki güçlenme ve portföy girişlerinin artması olumlu bir tablo sunarken, NHN kaynaklı çıkışların risk oluşturduğu kaydedildi.
Rezervlerde güçlü görünüm
TCMB’nin swap ve Hazine mevduatı hariç net rezervlerinin 45–50 milyar dolar seviyesinde olduğu aktarıldı. Brüt rezervler 181 milyar dolar ile yüksek bir seviyede bulunuyor. Altın fiyatlarındaki yükselişin rezervlere yaklaşık 30 milyar dolar katkı sunduğu belirtildi.
Yüksek reel faizlerin dolarizasyonu frenlediği, ancak dedolarizasyon alanının artık sınırlı olduğu ifade edildi.
Faiz indirim süreci yavaş ama istikrarlı
Ekim ayında gelen 100 baz puanlık indirimle faizlerin yüzde 39,5’e çekilmesinin ardından, Deutsche Bank önümüzdeki dönemde her toplantıda yaklaşık 100 baz puanlık indirim bekliyor. Banka, 2025 sonunda politika faizinin yüzde 30,5 olacağını öngörüyor.
Daha güçlü bir dezenflasyon sağlanması halinde 150 baz puanlık indirim ihtimalinin de masada olduğu belirtiliyor. 2027 sonunda politika faizinin yüzde 25 seviyesinde olması bekleniyor.
Riskler iki yönlü
Raporda ekonomiye yönelik riskler iki başlıkta toplandı:
Aşağı yönlü riskler: enerji fiyatlarında olası düşüş, küresel jeopolitik tansiyonun azalması
Yukarı yönlü riskler: yüksek ücret artışları, kalıcı enflasyon baskısı, iç siyasi belirsizlikler