AB–ABD ticaret anlaşması: Kim, ne kazandı?
AB ile ABD arasında açıklanan ticaret anlaşması, büyük tartışmaların ardından karşılıklı gümrük vergilerinde önemli değişiklikler getiriyor. Ancak anlaşmanın bağlayıcı bir sözleşmeye dönüşmesi ve gerçek etkileri gelecek aylarda netleşecek. Avrupa’da bu anlaşma bazı kesimlerce zafer, bazı kesimlerce ise teslimiyet olarak değerlendiriliyor.
31 Temmuz 2025, 23:00
Güncelleme: 01 Ağustos 2025, 08:52
Avrupa Birliği ve ABD 1,7 trilyon euroluk (2 trilyon dolar) transatlantik ticaret ilişkisini tamamen yeniden düzenleyecek siyasi bir anlaşma açıkladı. AB, ABD’ye yaptığı ihracatın çoğu için yüzde 15 gümrük vergisini kabul etti; buna karşılık ABD menşeli ürünlere uygulanan AB vergileri, anlaşma yürürlüğe girdikten sonra mevcut yaklaşık yüzde 1’lik ortalamanın altına düşecek. Ticaretten Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Maroš Šefčovič, bunun çok zor koşullar altında elde edebilecekleri en iyi anlaşma olduğunu kabul etti.
Anlaşma, Avrupa başkentlerinde kabullenme ve hayal kırıklığı karışımı bir tepkiyle karşılandı. Bazı ulusal liderler Avrupa Komisyonu’ndan, ABD Başkanı Donald Trump kadar sert davranmasını isterken, diğerleri Trump’ı kışkırtmanın riskli olacağını kabul etti. AB’nin ticarette boyun eğmesi, NATO müttefiklerinin güvenliklerini sağlayan askeri ittifakta Trump’ı bağlı tutmak için fazlaca çabalamasının hemen ardından geldi.
AB’yi ABD’ye Çin’den daha kötü davranmakla suçlayan Trump, bazı Avrupa ürünlerine yüzde 200’e varan vergilerle karşılık vermekle tehdit etmişti. Amacı yerel sanayiyi canlandırmak, büyük bir vergi indirimini finanse etmek ve ABD işçileri için zararlı olduğunu savunduğu ekonomik dengesizlikleri gidermekti.
Bu oranın üzerine başka vergiler eklenmeyecek ve ilaçlar, yarı iletkenler gibi sektör ürünlerinde bu tarife geçerli olacak. Yüzde 15’lik vergiden muaf olan bazı ürünler olacak. Ayrıca taraflar, aşırı kapasite kaynaklarına karşı tedarik zincirlerini korumaya yönelik bir çerçevede, AB’den ABD’ye çelik ithalatında özel kotalar üzerinde de görüşecek. AB, ABD ürünlerine yönelik tarifeleri indirme gibi uygulamaları, nihai yasal metin onaylandıktan sonra hayata geçirecek.
Avrupa’da endişe, bu yeni engelin AB mallarına talebi zayıflatabileceği ve şirketleri yatırımını ABD’ye kaydırmaya teşvik edebileceği yönünde. Yeni fabrika kurmak, yeni tarifelerden kaçmanın bir yöntemi olabilir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron konuya dair, “özgür olmak için korkulan biri olmalısınız; yeterince korkutucu olmadık” demişti. Fransa Başbakanı François Bayrou daha doğrudan, "Özgür halkların ittifakı, değerlerini savunmak ve çıkarlarını korumak için birleşmişken teslimiyete karar veriyorsa, bu karanlık bir gündür” ifadelerini kullandı.
Euro, anlaşmanın duyurulduğu dönemde yaklaşık yüzde 1,8 değer kaybederek 29 Temmuz’da beş haftanın en düşük seviyesi olan 1,1527 dolar seviyesine düştü. Öncesinde ortak para, ABD ile olası bir anlaşmanın etkisiyle üç yılın zirvesine yakın gitmişti.
Alman sanayi federasyonu BDI’den Wolfgang Niedermark, anlaşmayı “yetersiz bir uzlaşma” olarak nitelendirdi ve bunun felaket sinyali verdiğini söyledi: AB, acı verici tarifeleri kabul ediyor. Yüzde 15 vergi bile Almanya’nın ihracata dayalı sanayisi için muazzam olumsuz sonuçlar doğuracak.
Ancak geçen yıl AB’nin ABD’den yaptığı toplam enerji ithalatı 80 milyar doların altındaydı; bu sözleşmede belirtilenden oldukça düşük. 2024’te ABD’nin toplam enerji ihracatı da sadece 330 milyar dolar civarındaydı. Ayrıca AB, üye ülkeleri için enerji ithalatı yapmaz ve şirketlerine enerji tedariki konusunda zorlayıcı talimat veremez. AB’nin ABD’ye ilave 600 milyar dolarlık yatırım sözü de sorunlu. Bu rakam, şirketler tarafından verilen niyet beyannamelerinin toplamı; bağlayıcı bir hedef değil, AB’nin böyle bir taahhütte bulunma gücü yok.
ABD Başkanı Trump tarafından imzalanan kararnameyle 7 Ağustos'tan itibaren herhangi bir anlaşma yapılmayan ülkelerin gümrük tarifeleri değişecek. Buna göre Türkiye'ye yüzde 15 oranında gümrük vergisi uygulanması öngörülüyor.
Anlaşma, Avrupa başkentlerinde kabullenme ve hayal kırıklığı karışımı bir tepkiyle karşılandı. Bazı ulusal liderler Avrupa Komisyonu’ndan, ABD Başkanı Donald Trump kadar sert davranmasını isterken, diğerleri Trump’ı kışkırtmanın riskli olacağını kabul etti. AB’nin ticarette boyun eğmesi, NATO müttefiklerinin güvenliklerini sağlayan askeri ittifakta Trump’ı bağlı tutmak için fazlaca çabalamasının hemen ardından geldi.
AB’yi ABD’ye Çin’den daha kötü davranmakla suçlayan Trump, bazı Avrupa ürünlerine yüzde 200’e varan vergilerle karşılık vermekle tehdit etmişti. Amacı yerel sanayiyi canlandırmak, büyük bir vergi indirimini finanse etmek ve ABD işçileri için zararlı olduğunu savunduğu ekonomik dengesizlikleri gidermekti.
Anlaşma ABD ile AB arasında tamamlanmış bir ticaret paktı mı?
Hiç de değil. Trump ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in 27 Temmuz’da açıkladığı anlaşma, bağlayıcılığı olmayan bir siyasi metinden ibaretti. Sonraki adımda AB ve ABD, 1 Ağustos’a kadar bağlayıcılığı olmayan tam bir müşterek açıklama yayımlayacak. Ancak yasal ağırlığı olmayacak. Sadece bundan sonra taraflar yasal olarak bağlayıcı bir ticaret anlaşmasını müzakereye başlayacaklar. Nihai anlaşmanın nasıl şekilleneceği belirsiz ancak birkaç ay sürebilecek müzakereler söz konusu olabilir.Sırada ne var?
1 Ağustos’ta ABD, AB’nin otomobil ve otomobil parçaları dahil neredeyse tüm ihracatına yüzde 15 gümrük vergisi uygulayacak. Bu oran, AB’nin ABD’ye yaptığı ihracatın yaklaşık yüzde 70’ine (380 milyar euroya / 435 milyar dolara) denk geliyor.Bu oranın üzerine başka vergiler eklenmeyecek ve ilaçlar, yarı iletkenler gibi sektör ürünlerinde bu tarife geçerli olacak. Yüzde 15’lik vergiden muaf olan bazı ürünler olacak. Ayrıca taraflar, aşırı kapasite kaynaklarına karşı tedarik zincirlerini korumaya yönelik bir çerçevede, AB’den ABD’ye çelik ithalatında özel kotalar üzerinde de görüşecek. AB, ABD ürünlerine yönelik tarifeleri indirme gibi uygulamaları, nihai yasal metin onaylandıktan sonra hayata geçirecek.
Neden AB bu anlaşmayı kabul etti?
AB yetkililerine göre müzakereler yalnızca ticaretle ilgili değil; aynı zamanda 27 üyeli bloğun güvenliği, Ukrayna savaşı ve enerji tedarikiyle de ilişkiliydi. Avrupa, yıllarca süren savunma harcamalarındaki yetersizlik nedeniyle ABD'ye savunmada kritik ölçüde bağımlı. Rus gazına bağımlılıktan çıkış süreci, ABD'yi alternatif enerji kaynağı olarak daha önemli hale getirdi.Kazanan Trump mı oldu?
AB'nin müzakerecileri, Washington lehine asimetrik bir anlaşma bekliyordu. Merak edilen bu avantajın ne kadar olacağıydı. Anlaşılan şartlar, ABD sanayisinin rekabetçi konumunu şüphesiz güçlendirecek. Ancak birçok ekonomiste göre vergilerin maliyeti genellikle en başta nihai tüketiciye yansıyor. Bu durumda da bu tüketici Amerikalılar.Avrupa’da endişe, bu yeni engelin AB mallarına talebi zayıflatabileceği ve şirketleri yatırımını ABD’ye kaydırmaya teşvik edebileceği yönünde. Yeni fabrika kurmak, yeni tarifelerden kaçmanın bir yöntemi olabilir. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron konuya dair, “özgür olmak için korkulan biri olmalısınız; yeterince korkutucu olmadık” demişti. Fransa Başbakanı François Bayrou daha doğrudan, "Özgür halkların ittifakı, değerlerini savunmak ve çıkarlarını korumak için birleşmişken teslimiyete karar veriyorsa, bu karanlık bir gündür” ifadelerini kullandı.
Euro, anlaşmanın duyurulduğu dönemde yaklaşık yüzde 1,8 değer kaybederek 29 Temmuz’da beş haftanın en düşük seviyesi olan 1,1527 dolar seviyesine düştü. Öncesinde ortak para, ABD ile olası bir anlaşmanın etkisiyle üç yılın zirvesine yakın gitmişti.
Otomotiv sektörü için ne değişecek?
ABD’ye otomobil ve otomobil parçaları ihracatı yüzde 15 gümrük vergisine tabi olacak; bu oran, Trump’ın daha önce uyguladığı yüzde 27,5 seviyesinden daha düşük. Anlaşma tamamlandığında ABD menşeli otomobiller AB’ye yüzde 0 gümrükle girebilecek. Bu düşüş, özellikle ABD’ye 34,9 milyar dolarlık otomobil ve parçaları ihraç eden Almanya gibi üretim odaklı ülkeler için rahatlatıcıydı.Alman sanayi federasyonu BDI’den Wolfgang Niedermark, anlaşmayı “yetersiz bir uzlaşma” olarak nitelendirdi ve bunun felaket sinyali verdiğini söyledi: AB, acı verici tarifeleri kabul ediyor. Yüzde 15 vergi bile Almanya’nın ihracata dayalı sanayisi için muazzam olumsuz sonuçlar doğuracak.
AB’nin ABD yatırım sözü ne kadar gerçekçi?
Trump ve von der Leyen’in açıklamasında bu konu sorunlu. AB gelecek üç yılda 750 milyar dolarlık ABD sıvılaştırılmış doğalgaz, petrol ve nükleer enerji ürünü almayı niyet ettiğini açıkladı. Ayrıca AB şirketlerinin ABD’de en az 600 milyar dolarlık çeşitli sektörlere yatırım yapmaya ilgi duyduğu belirtildi.Ancak geçen yıl AB’nin ABD’den yaptığı toplam enerji ithalatı 80 milyar doların altındaydı; bu sözleşmede belirtilenden oldukça düşük. 2024’te ABD’nin toplam enerji ihracatı da sadece 330 milyar dolar civarındaydı. Ayrıca AB, üye ülkeleri için enerji ithalatı yapmaz ve şirketlerine enerji tedariki konusunda zorlayıcı talimat veremez. AB’nin ABD’ye ilave 600 milyar dolarlık yatırım sözü de sorunlu. Bu rakam, şirketler tarafından verilen niyet beyannamelerinin toplamı; bağlayıcı bir hedef değil, AB’nin böyle bir taahhütte bulunma gücü yok.