ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşında ateşkes umudu var mı?
ABD ile Çin arasındaki büyük güç rekabetinden kaynaklanan gerilimler, son aylarda gümrük tarifeleri, teknoloji kısıtlamaları ve kritik ham maddelerin kontrolü konusundaki anlaşmazlıklarda düğümlenen kritik tırmanma noktasına ulaşmış durumda. İki ülke, bir yanda karşılıklı tarife artışlarıyla tırmanan ticaret geriliminin çözümü için müzakereler yürütürken diğer yanda çip sektöründen yapay zekaya, nadir toprak elementlerinden soya fasulyesi ihracatına, limanlarda gemilere uygulanacak ücretlerden hava yolu şirketlerinin hangi üçüncü ülke rotalarını kullanacağına kadar çok sayıda cephede ihtilaf yaşıyor.
Bu hafta yaşananlar
Yalnızca bu hafta içinde olup bitenler dahi iki ülkenin ne kadar çok ve çeşitli alanda birbirine karşı hamleler içinde olduğunu gösteriyor. Pekin yönetimi, 9 Eylül'de nadir toprak elementleri ve üretim teknolojilerinin ihracatına yeni kısıtlamalar getirirken 10 Eylül'de aralarında ABD'li savunma firmalarının bulunduğu şirket ve kuruluşları yaptırım listesine aldı ve Amerikan çip üreticisi Qualcomm hakkında anti-tekel soruşturması başlattı.
ABD Başkanı Trump, Çin'in nadir toprak elementleri konusunda attığı adımları ağır sözlerle eleştirirken bu tutumunu sürdürmesi halinde Çin'den ithal edilen tüm ürünlere 1 Kasım'dan itibaren yüzde 100 ek gümrük tarifesi getireceklerini, ayrıca tüm kritik yazılımların ihracatını durduracaklarını duyurdu.
Yaklaşık 550 milyar dolar buhar oldu
Bitcoin'in fiyatı, ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin'e yönelik tehditlerinin ardından 110 bin doların altına düştü. Analiz şirketi Coinmarketcap'in verilerine göre, Bitcoin dahil küresel kripto para piyasasının değeri 24 saatte yüzde 10,32 azalarak 3 trilyon 700 milyar dolara geriledi.
Aziz Gündoğdu yazdı: Kripto tarihinin en büyük çöküşü / Analiz
Piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük kripto para birimi olan Bitcoin'in fiyatı da son 24 saatte ABD Başkanı Donald Trump'ın Çin ile ticaret anlaşmazlığını tırmandırmasının etkisiyle yüzde 9'dan fazla düşerek 110 bin doların altına indi. Bitcoin'in haftalık değer kaybı ise yüzde 10 oldu. Piyasa değeri bakımından ikinci sırada yer alan Ethereum'un fiyatı da yaklaşık yüzde 13 değer kaybederek 3 bin 760 dolar seviyesine geriledi.
Yaşanan sert düşüş yatırımcılara adeta kara bir gece yaşattı. Kriptolarda toplam piyasa değerinden yalnızca birkaç saat içinde yaklaşık 550 milyar dolar buhar oldu. Piyasada bazı altcoinler yüzde 90'a varan kayıplar yaşadı.
Ethereum ve ripple kan kaybetti
Bu hafta içinde 4 bin 750 doların üzerini gören Ethereum da bu gece 3 bin 500 dolar seviyelerine kadar geriledi daha sonra 3 bin 800 dolar seviyesine geldi. Bu da Ethereum'da son 24 saatteki değer kaybının yüzde 13'ü bulduğu anlamına geliyor. Bu hafta içinde 3 bin doların üzerini gören Ripple da dün gece 1900 doların altını gördü daha sonra 2 bin 400 dolar seviyelerine çıktı. Ripple'da son 24 saatteki değer kaybı yüzde 14'ün üzerinde oldu.
Altcoin'lerde de benzer bir tablo yaşandı. Bazı önde gelen kripto paralar bir yıl önceki seviyelerine gerilerken, Binance'deki belirli token'lar yüzde 90'a varan değer kaybı yaşadı. Kaldıraçlı işlemlerdeki yıkım da devasa oldu; son 24 saatte 10 milyar doları aşan pozisyon zorunlu kapatıldı, yaklaşık 1.5 milyon kullanıcı zarar gördü. Analistler, bu ani şokun kısa vadede toparlanma umudunu zayıflattığını, Trump'ın hamlesinin sadece kriptoyu değil, küresel piyasalardaki risk iştahını da derinden sarstığını vurguluyor.
APEC Zirvesi'nde yapılacak görüşme öncesine denk geldi
Kararın, ABD ile Çin arasında devam eden tarife müzakerelerinin sürdüğü ve iki ülke liderlerinin bu ayın sonunda Güney Kore'de düzenlenecek Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında yüz yüze görüşmeye hazırlandığı dönemde alınması dikkati çekti. Trump, başta Şi ile ay sonunda APEC Zirvesi'nde yapacakları görüşmenin bu şartlarda anlamlı olmadığını belirterek görüşmeyi iptal edeceğinin sinyalini verse de son yaptığı açıklamada görüşmeye açık kapı bıraktı. Trump, Çin'in ihracat kontrollerini geri çekmesi durumunda tavrının ne olacağı sorusuna “Ne olacağını göreceğiz. Zaten bu yüzden 1 Kasım’ı seçtim. Orada olacağım, muhtemelen görüşürüz” diye cevap verdi. Trump, Çin'in kendilerini çok şaşırttığını vurgulayarak "Başkan Şi ile çok iyi ilişkilerim var ve onlar bunu yaptı. Bu benim kışkırttığım bir şey değil. Bu sadece onların yaptığı bir şeye verilen bir tepkiydi ve aslında bizi hedef almamışlardı, tüm dünyayı hedef aldılar" diye konuştu.
“Trump her zaman geri adım atar”
İsminin gizli kalması şartıyla Financial Times'a (FT) konuşan ABD'li bir yetkili; ‘TACO’ (Trump always chickens out) kısaltmasıyla simgeleşen “Trump her zaman geri adım atar” ifadesini kullandı ve benzer bir senaryonun tekrarlanma olasılığını yüksek olduğunu savundu.
TACO: Trump’ın sık sık uygulamaya koyduğu ama kısa sürede geri çektiği tarife tehditleri için kullanılıyor. Bu ifade ilk kez Financial Times'tan Robert Armstrong'un 2 Mayıs'ta yazdığı köşe yazısıyla kullanıma sokuldu ve Wall Street’te yeni bir yatırım stratejisinin doğmasına yol açtı. ABD Başkanı ise bu ifadeye çok kızıyor ve yaptığının müzakere olduğunu savunuyor.
Bir başka ABD'li yetkili ise yaşananları 1975’te Filipinler’de Muhammed Ali ile Joe Frazier arasındaki meşhur “Thrilla in Manila” boks maçına (Yüzyılın Dövüşü olarak kabul edilir) benzetti ve “Ringde iki dev ağır siklet. Manila’daki o maçtan beri bu kadar eğlenmemiştim” dedi.
Trump'ın ek yüzde 100 gümrük vergisi kararı; uzun süredir Çin’e karşı daha sert önlemler alınması gerektiğine inanan ancak ABD Başkanı'nın ticaret görüşmelerini tehlikeye atmamak için bunu bir türlü yapamadığını düşünen isimleri umutlandırdı. Asya Toplum Politikaları Enstitüsü Başkan Yardımcısı Wendy Cutler “Yönetimdeki bazı isimler, Trump’ın son aylarda Çin’e karşı uzlaşmacı bir tavır takınmasını hayal kırıklığıyla izliyordu. Şimdi kendilerini haklı çıkmış ve mutlu hissediyor olmalılar” dedi.
Çin ve ABD arasındaki stratejik yanlış okumalar
Bazı analistlerse, Trump'ın son kararının; Çinli şirketlere yaptırımlar ve yeni ihracat kontrolleri gibi bir dizi olası misillemenin ilk adımı olduğunu savunuyor. Bu çerçevede Çin’in ihracat kontrolleriyle elini fazla mı zorladığı yoksa Trump’ın tepkisinin Pekin’in işine mi yarayacağı tartışılıyor. Çin’in ABD’yi yanlış okuduğunu savunanlar da var. Demokrasi Savunma Vakfı’ndan Çin uzmanı Craig Singleton “Bu haftaki ihracat kontrolü genişlemesi bir yanlış hesaplama gibi görünüyor. Pekin’in kaldıraç olarak gördüğünü, Washington ihanet olarak görüyor” dedi. Temsilciler Meclisi Çin Komitesi’nin Cumhuriyetçi Başkanı John Moolenaar, “Çin’in “Amerikan ekonomisine kurşun sıktığını” söyledi. Kongre’yi, Pekin’e karşı önlem alınmasını öngören, Çin’in kalıcı normal ticaret ilişkileri statüsünü iptal edecek iki partili yasayı geçirmeye çağırdı.
Uzman yorumları ve olası sonuçlar
Ticaret avukatı ve Trump’ın ilk döneminde Ticaret Bakanlığı yetkilisi olan Nazak Nikakhtar, Çin’in geri adım atmasının olası olmadığını savundu: Bazıları bunun bir pazarlık olduğunu düşünüyor ama Şi’yi tamamen yanlış anladılar. Bu kez Çin tehditlere boyun eğmeyecek. Şi, bizim piyasalarımızın düştüğünü izlerken, ABD’nin kendi ayağına sıktığını düşünüyor. Çin Renmin Üniversitesi Dekanı Wang Wen ise yeni gerilimlerin müzakereler yoluyla çözüleceğini savundu: Çin’in karşı önlemleri ABD’yi yeniden müzakere masasına döndürecektir. Bazı uluslararası ilişkiler uzmanlarıysa Pekin ve Washington arasında bundan sonra ne olacağının, Şi’nin Trump’ın tehdidine nasıl yanıt vereceğine bağlı olduğunu savunuyor. Onlara göre; Çin’in hamlesi her şeyi altüst etti. Şi geri adım atmayacak. Onun yaklaşımı maksimum etkileşim, sıfır taviz ve orantısız güçlü misilleme.
Türkiye'nin konumu ne?
Türkiye de son yıllarda Batı Anadolu'da nadir toprak rezervlerini gün yüzüne çıkardı. 2022'de Eskişehir Beylikova'da 694 milyon tonluk nadir toprak elementleri rezervi keşfedilmişti. Üstelik bunlardan bazıları yüksek tenörlü madenler. Örneğin Kızılcaören (Eskişehir) bölgesindeki karbonatit-alkalik magmatik / hafif nadir toprak elementlerinin dünya standartlarında, yüksek tenörlü bir örnek olduğu ifade ediliyor. 694 milyon tonluk rezerv konusunda ise net bir yüzdelik değer açıklaması yapılmadı.
Öte yandan Bloomberg'in 6 Ekim 2025 tarihli haberinde Türkiye'nin Batı Anadolu'daki nadir toprak rezervlerini geliştirmek için ABD ile görüşmelerde bulunduğu öne sürülüyor. İsimleri açıklanmayan kaynaklara dayandırılan haberde, Beylikova'daki büyük rezerv keşfinin seryum, praseodim ve neodim içerdiği ama kalitesinin şu aşamada belirsiz olduğu yazıldı. Türkiye daha önce Çin ve Rusya ile de görüşmeler yürütmüş, ancak herhangi anlaşmaya varılamamıştı. Türkiye ve Çin, Ekim 2024'te aynı proje için bir mutabakat zaptı imzalamıştı, ancak Pekin'in malzemelerin Çin'e taşınması ve rafine edilmesi konusunda ısrarcı olması ve teknoloji transferini reddetmesi üzerine görüşmeler yavaşlamıştı. Son haberler ise Türkiye'nin yeniden NATO müttefiki ABD'ye yöneldiği yorumlarını beraberinde getirdi.
Tarife restleşmesi
ABD Başkanı Trump'ın bu yılın başında yeniden göreve gelmesinin ardından uyguladığı tarife politikasıyla küresel ticareti ülkesi lehine yeniden biçimlendirme çabaları da iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari gerilimleri tırmandırıcı etki yaratıyor.
- Trump, 2 Nisan'da aralarında Çin'in de olduğu ticaret ortaklarına ek gümrük vergileri açıklamıştı. Çin'in karşılık vermesiyle iki ülke arasında başlayan tarife restleşmesi sonunda ABD, Çin'e uyguladığı tarifeyi yüzde 145'e, Çin de ABD'ye uyguladığı tarifeyi yüzde 125'e çıkarmıştı.
- Tırmanan ticari gerilim sonrasında ABD'li ve Çinli yetkililer, 10-11 Mayıs'ta tarife müzakereleri için İsviçre'nin Cenevre kentinde bir araya gelerek gümrük vergilerini 90 gün karşılıklı düşürme kararı almıştı.
- Görüşmenin ardından 14 Mayıs itibarıyla ABD'nin, Çin mallarına uyguladığı gümrük vergisini 90 gün için yüzde 145'ten 30'a, Çin'in de ABD mallarına uyguladığı vergiyi yüzde 125'ten 10'a düşürmesi kararlaştırılmıştı.
- İki ülke heyetleri, müzakerelerin ikinci turu için 9-10 Haziran'da İngiltere'nin başkenti Londra'da bir araya gelerek önceki görüşmelerde varılan mutabakatın uygulanmasına yönelik tedbirlerin çerçevesi konusunda anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.
- Heyetler, 28-29 Temmuz'da da İsveç'in Stockholm şehrinde yürüttükleri üçüncü tur müzakerelerde tarifeler konusunda varılan geçici uzlaşmanın 12 Ağustos'tan itibaren 90 gün daha uzatılması konusunda anlaşmıştı. En son 14-15 Eylül'de İspanya'nın başkenti Madrid’de müzakere yürüten heyetlerin, geçici uzlaşmanın süresinin dolacağı 10 Kasım öncesinde yeniden bir araya gelmesi bekleniyor.
ABD ile Çin arasındaki büyük güç rekabeti farklı alanlarda ilerliyor. İki ülkede karşılıklı güç gösteri yaparak mücadeleyi kazanmaya çalışıyor.
Nadir toprak elementleri
Çin Ticaret Bakanlığı, 9 Eylül'de yaptığı bir dizi duyuruda ulusal güvenlik açısından hassas görülen bazı malzeme ve ürün çeşitlerine yönelik yeni kısıtlamalar açıkladı. Kısıtlamaların odağında sanayide özellikle elektrikli araçlardan akıllı telefonlara, uzay araçlarından silah sistemlerine dek ileri teknoloji cihaz ve donanımların üretiminde kullanılan nadir toprak elementleri ve bağlantılı üretim teknolojileri yer aldı. Nadir toprak elementlerini çıkarma, eritme, ayırma işlemleri, mıknatıs malzemelerinin imalatı ile bu elementlerin ikincil kaynak olarak kullanımı ve geri dönüşümüyle bağlantılı teknolojilerin ihracatı kısıtlanırken işlendikleri tesislerde montaj hatlarının kurulması, tamir, hata giderme, bakım ve güncelleme işlemlerine ilişkin teknolojilerin transferi de kontrol kapsamına alındı. Ayrıca, Çin'de üretilen nadir toprak elementlerini ihraç eden yabancı şirketlere sivil ve askeri ikili kullanıma sahip ürünlerin ihracatı için Ticaret Bakanlığından lisans alma zorunluluğu getirildi. Öte yandan Bakanlık, Çin'in ihracat kontrolü uygulanan kritik mineraller listesini genişletirken batarya imalatında kullanılanlar ile süper sert metaller içeren bazı ürünlere de ihracat kısıtlaması getirdi.
Çin, küresel üretimin yaklaşık yüzde 69'unu karşılıyor
ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumunun (USGS) verilerine göre 2024'te dünya genelinde nadir toprak elementi üretimi 390 bin tona ulaştı, bunun 270 bin tonu Çin'de üretildi. 17 tür metal oksitten oluşan nadir toprak elementlerinin yaklaşık yüzde 69'unu imal eden, işleme kapasitesi küresel pazarın yüzde 85'ine ulaşan Çin, ABD'nin teknoloji kısıtlamaları ve tarife hamlelerine bu alandaki ihracat kontrolleriyle karşılık vererek küresel pazardaki hakimiyetini ekonomik koza çevirme niyetini ortaya koyuyor.
Şirketlere yaptırımlar
Çin Ticaret Bakanlığı, 10 Eylül'de aralarında dronsavar teknolojileri geliştiren firmaların bulunduğu ABD ve Kanada'dan 14 şirket ve kuruluşa Çin'in güvenliği ve kalkınma çıkarları aleyhine faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle yaptırım uygulayacağını bildirdi. Bu şirket ve kuruluşların, Tayvan ile askeri-teknik işbirliğine girerek Çin'i karalayan beyanlarda bulunarak, yabancı ülkelerin Çinli şirketlere baskı uygulamasına yardım ederek, Çin'in egemenliğine, güvenliğine ve kalkınma çıkarlarına zarar verdiğini savunan Pekin yönetimi, bunları "güvenilmez varlık" listesine aldı. Çin, daha önce de ABD'nin Çinli şirketleri ulusal güvenlik gerekçesiyle hedef alan yaptırımlarına karşılık savunma sanayisi başta olmak üzere çok sayıda Amerikan şirketine benzer gerekçelerle yaptırımlar uygulamıştı.
Qualcomm'a soruşturma
Aynı gün Çin Devlet Piyasa Düzenleme İdaresi, ABD'li çip üreticisi Qualcomm hakkında anti-tekel soruşturmasının başlatıldığını açıkladı. Soruşturmada Qualcomm'un, İsrailli otomobil çipleri ve iletişim çözümleri geliştiricisi Autotalks'u devralma sürecinin, Çin'in tekelleşme karşıtı düzenlemelerini ihlal edip etmediğinin inceleneceği belirtildi. Ürettiği "Snapdragon" mobil cihaz çipleriyle tanınan ve gelirinin yüzde 46'sını dünyanın en büyük akıllı telefon pazarı Çin'den sağlayan Qualcomm, Nvidia'nın ardından Çin'de anti-tekel soruşturması başlatılan ikinci ABD'li çip üreticisi oldu. Nvidia hakkında 9 Aralık 2024'te başlatılan soruşturmada da şirketin 2019'da satın aldığı İsrailli ağ bağlantı ürünleri ve çözümleri geliştiricisi Mellanox'u devralma süreci inceleme konusu yapılmıştı. Yürütülen soruşturmanın ardından 15 Eylül'de Nvidia'nın, Çin hükümetinin devir işlemine verilen onayın şartlarına aykırı davrandığının belirlendiği, bu yüzden şirket hakkındaki anti-tekel soruşturmasının derinleştirileceği duyurulmuştu.
Çip savaşı
ABD'de önceki Başkan Joe Biden'ın liderliğindeki hükümet, ulusal güvenliği tehdit edebilecek kilit teknolojilerin transferini önlemeyi, Çin ile rekabet stratejisinin merkezine koymuştu. Biden'ın onayıyla 10 Ağustos 2022'de yürürlüğe giren Çip ve Bilim Yasası, Çinli üreticilerin ileri çip teknolojilerine erişimine getirdiği kısıtlamalarla Washington'ın, Çin'in bu sektördeki teknolojik kabiliyetine set çekme niyetini açık etmişti. ABD Ticaret Bakanlığına bağlı Sanayi ve Güvenlik Bürosu (BIS), 7 Ekim 2022'de aralarında Çin'in en büyük hafıza çipi üreticisi Yangzte Memory Technologies ve en büyük yarı iletken donanım üreticisi Naura Technology Group'un bulunduğu 31 şirket ve kurumun İhracat Kontrol Listesi'ne alındığını bildirmişti. Öte yandan Biden, ihracat kısıtlamalarına ek olarak, 10 Ağustos 2023'te Çip ve Bilim Yasası'nın kabulünün yıl dönümünde imzaladığı Başkanlık kararnamesiyle, yarı iletkenler ve mikro-elektronik, kuantum bilgi teknolojileri ile yapay zeka sistemlerinin olduğu üç kritik teknoloji alanında Amerikan şirketlerinin Çin'de girişim sermayesi ve hisse ortaklığı yatırımları yapmasına kısıtlama getirmişti. Biden yönetimi son olarak 2 Aralık 2024'te 24 tür çip üretim donanımı ile yarı iletkenlerin geliştirilmesinde kullanılan 3 kategorideki yazılıma, Çin'e ihracat kısıtlaması getirildiğini bildirmişti. Biden'ın ardından bu yılın başında yeniden iktidara gelen Trump yönetimi, Biden yönetiminin Çin'e yönelik çip kısıtlamalarını korumuş, öte yandan yapay zeka çiplerinin ihracatına kontrol getirmiş, çip tasarımında kullanılan yazılımların Çin'e satışını durdurmuştu.