;
Arama

Teknoloji milyarderleri neden uzayda veri merkezleri olması için yatırım yapıyor?

Yapay zekanın artan enerji ihtiyacı, teknoloji milyarderlerini çözümü Dünya’nın ötesinde aramaya itiyor. Robinhood’un kurucu ortaklarından Baiju Bhatt’ın uzay girişimi Aetherflux, 2027’ye kadar yapay zeka çipleri taşıyan ilk uydusunu fırlatmayı planlıyor. Ancak bu planların önünde de birçok engel var.

24 Aralık 2025, 12:16

Perakende aracı kurum Robinhood’un milyarder kurucu ortağı Baiju Bhatt, 2024 yılında Aetherflux adlı şirketini, uzaydaki güneş panelleriyle güneş ışığını toplayıp bu enerjiyi Dünya’ya geri göndererek elektrik olarak kullanmak amacıyla kurdu. Şimdi ise bu vizyonunu, biraz uçuk sayılabilecek bir fikre genişletti: uzayda veri merkezleri inşa etmek. Neden güneş enerjisini yakalayıp bunu yörüngede konuşlandırılmış, enerjiye aç sunucu raflarını çalıştırmak için kullanmayalım? Bhatt, “Bu yıl, insanlık için enerji ihtiyacının benzeri görülmemiş bir şekilde kırılma noktasına geldiği tuhaf bir dönemde yaşadığımızı fark ettim” dedi.

Aralık ayında Aetherflux, Galactic Brain adı verilen bir proje kapsamında, yapay zeka çipleri taşıyan ilk uydusunu 2027’nin başlarında uzaya göndereceğini duyurdu. Bhatt bu şekilde düşünen tek teknoloji milyarderi değil. Google'ın eski CEO’su Eric Schmidt, mart ayında havacılık ve uzay üreticisi Relativity Space’in kontrol hissesini alıp CEO’su olduktan bir ay sonra, şirketi yörüngede veri merkezleri inşa etmek için satın aldığını doğruladı. Kasım ayında Google CEO’su Sundar Pichai, Google’ın yapay zeka çipi olan tensör işlem birimlerini taşıyan iki prototip uyduyu 2027’nin başlarında fırlatmayı planlayan Project Suncatcher’ı duyurdu; amaç, şirketin Gemini adlı yapay zeka modeline güç sağlamak. Bu ay ise Wall Street Journal, Elon Musk’ın SpaceX’i ile Jeff Bezos’un Blue Origin’inin uzayda veri merkezleri inşa etmek için aktif olarak çalıştığını yazdı.

Yapay zeka işlem gücü sağlamak

Bhatt’a göre her Aetherflux uydusu, yaklaşık 10 adet birbirine bağlı grafik işlem birimi (GPU), sekiz park yerine denk büyüklükte bir güneş paneli ve çipleri soğutmaya yardımcı olacak 46,5 metre karelik bir radyatör taşıyacak. Nihai hedefi, 2030’a kadar bunlardan binlercesini yörüngeye yerleştirerek, Dünya’daki veri merkezleriyle rekabet edebilecek ölçekte yörüngesel yapay zeka işlem gücü sağlamak. Şu ana kadar 90 milyon dolar fon topladı ve Pitchbook şirketin değerini 270 milyon dolar olarak tahmin ediyor.

Ancak şu an için ekonomik olarak bu iş yürümüyor. Uzay analisti Chris Quilty, “Açık ve net şekilde, yörüngesel veri merkezlerini mümkün kılacak en önemli değişken fırlatma maliyeti” dedi. Uzaydaki bir veri merkezini çalıştırmanın enerji maliyetinin Dünya’dakinden daha ucuz olabilmesi için, fırlatma maliyetinin kilogram başına yaklaşık 200–300 dolar seviyesinde olması gerekiyor. Nvidia’dan yatırım alan ve bu ay uzayda ilk yapay zeka modelini başarıyla eğiten uzay girişimi Starcloud’un CEO’su Philip Johnston da bunu doğruluyor. Şu anda ise SpaceX’in Falcon Heavy roketiyle mümkün olan en ucuz fırlatma maliyeti kilogram başına yaklaşık 1.500 dolar.

Bunu mümkün kılacak mühendislik henüz çözülebilmiş değil. SpaceX, fırlatma maliyetlerini kilogram başına yaklaşık 50 bin dolardan birkaç bin dolara düşürdü; bunu da fırlatma sonrası ikinci aşamadan ayrılan ancak yörüngeye girmeyen yeniden kullanılabilir birinci aşama sayesinde başardı. Ancak henüz, yörüngeye girip ardından tamamen sağlam şekilde Dünya’ya dönebilen yeniden kullanılabilir bir ikinci aşama geliştirilebilmiş değil.

Veri merkezleri enerji tüketimini ikiye katlayacak

Yörüngesel veri merkezi savunucuları bu atılımın yaklaştığını ve uzaya gitmemizin acil bir nedeni olduğunu söylüyor: Dünya’nın enerji şebekesi, yapay zekanın tetiklediği veri merkezi talebini karşılayamayacak. Uluslararası Enerji Ajansı, gelecek beş yıl içinde veri merkezlerinin küresel enerji tüketimini ikiye katlayacağını öngörüyor. Yapay zeka kaynaklı tüketimin yıllık yüzde 30 artması beklenirken, web siteleri barındırma gibi geleneksel uygulamalardan kaynaklanan tüketimin yıllık artışı yüzde 9 civarında kalacak. Uzayda ise devasa güneş panelleri, yapay zeka çiplerini çalıştırmak için Güneş’ten gelen neredeyse sınırsız enerjiye erişebilir.

Örneğin Starcloud, yörüngede beş gigavatlık bir veri merkezi için 6,47 kilometrelik bir güneş paneline ihtiyaç duyacağını tahmin ediyor. Johnston’a göre fırlatma maliyetleri kilogram başına 200 dolar seviyesine düşerse, uzaydaki bir veri merkezini çalıştırmanın toplam enerji maliyeti kilovat-saat başına 1 sentten az olacak; bu rakam şu anda ABD’de 5–10 sent civarında.

En azından teoride başka avantajlar da var. Veri merkezleri yalnızca enerjiye değil, yapay zeka çiplerini soğutmak için suya ve çok büyük arazilere de ihtiyaç duyuyor. Ayrıca inşa süreçleri yerel protestolar ve yıllarca süren izin prosedürleri de var.. Bhatt, “Toprağı kazarsınız, yerel enerji şebekelerine bağlanırsınız, yerel topluluklar ve düzenleyicilerle çalışırsınız, bir veri merkezini devreye almak beş ila sekiz yıl sürebilir” dedi. Buna karşılık, GPU’lar uzaya fırlatılır fırlatılmaz neredeyse anında devreye girebilir.

Ancak fırlatma maliyeti tek sorun değil. Uzayda yapay zeka çiplerini soğutmak için su ya da fan kullanamazsınız; çünkü yerçekimi ve hava yoktur. Bunun yerine, GPU’lardaki ısıyı kızılötesi radyasyon olarak uzaya yayan radyatörlere ihtiyaç var. Ancak her uydu üzerindeki yaklaşık bir düzine GPU’yu etkili biçimde soğutacak kadar geniş yüzey alanına sahip, aynı zamanda hafif ve ucuz bir radyatör tasarlamak henüz çözülmemiş bir mühendislik problemi. Buna ek olarak, çiplerin uzaydaki yoğun radyasyondan korunması gerekir; bu da karmaşık bir durum.

Bir de bakım maliyetleri var: yalnızca donanımın zamanla değer kaybetmesi değil, hatalar ya da kazalar da hesaba katılmalı. Dahası, alçak Dünya yörüngesi (LEO) için tasarlanan bu yeni uydular uzay enkazı ve mevcut uydulardan kaynaklanan artan yoğunluğa katkıda bulunabilir. Binlerce büyük güneş panelinden yansıyan ışık da ışık kirliliğini artırabilir. Tüm bunlar bir araya getirildiğinde, yörüngesel veri merkezlerinin yakın gelecekte Dünya’dakilerden nasıl daha ucuz ya da daha pratik olacağı pek net görünmüyor.

10 yıl sonra karşılığını verebilir

Yine de bu sorunların hiçbiri, Google gibi büyük teknoloji şirketlerini ve Aetherflux gibi girişimleri bu fikre para yatırmaktan alıkoymadı. Üstelik erken ilgi de var: Johnston, Pentagon ile Starcloud’un gelecek uydularındaki GPU’ların savunma uydularından gelen verileri işlemek için kullanılması konusunda görüşmeler yaptığını söyledi. Ayrıca OpenAI için geliştirilen 500 milyar dolarlık Stargate veri merkezi projesini yürüten en büyük veri merkezi inşaatçılarından biri olan Crusoe’nun, Starcloud’un 2030’ların başından itibaren beş yıl boyunca kilovat-saat başına 3 sentten 10 gigavat enerji sağlaması için 13 milyar dolarlık bir niyet mektubu imzaladığını ekledi.

Bhatt, Aetherflux’un mevcut müşterileri hakkında yorum yapmayı reddetti ancak ABD hükümetinin uygulamalarına da işaret etti; örneğin ordunun Golden Dome füze savunma sistemi gibi uzay girişimlerine artan harcamaları. Quilty, “Ordu, özel ve özelleştirilmiş kabiliyetler için her zaman ödeme yapar ve bunlara normalden çok daha yüksek bedeller öder” dedi. Uydu görüntülerinin analiz edilmesi ve diğer uzayla ilgili görevler gibi hizmetlere halihazırda talep var; bu nedenle bu yeni iş modelleri tamamen Dünya’daki yapay zeka veri merkezlerinin yerini almaya bağımlı değil. Ancak 10 yıl sonra bu büyük riskli hamle karşılığını verebilir. Bezos gibi milyarderler, on yıl içinde tüm yeni veri merkezlerinin uzayda inşa edileceğini ve çoğunun yapay zekayı çalıştırmak için kullanılacağını öngörüyor. Bhatt, “Benim bu konudaki büyük vizyonum, kelimenin tam anlamıyla Dünya’nın etrafında halkalar gibi görünen bir şey inşa etmek” dedi.


Sayfa Sonu

Yüklenecek başka sayfa yok