;
Arama

Enflasyonla Mücadelenin Neresindeyiz

Türkiye ekonomisinin 2000 öncesi en önemli sorunlarından biri olan enflasyon, 2021 sonrası tekrar ana gündemimiz oldu.

01 Temmuz 2024, 00:00 Güncelleme: 19 Aralık 2024, 11:13

Grafikte 1’de 2021 sonrası TÜFE aylık enflasyon oranlarının bir üst seviyeye oturduğunu görüyoruz. 2021’e kadar aylık ortalama enflasyon oranları yüzde 1’in oldukça altındayken 2021 sonrası yeniden yüzde 4’leri aştı. Yüksek enflasyon, halkın alım gücünü düşürerek gelir dağılımını bozduğu gibi yatırım kararlarını da olumsuz etkiliyor. Yaklaşık bir yıldır enflasyonla mücadele konusunda çok fazla önlem alınmış olmasına rağmen geldiğimiz nokta henüz tatmin edici değil. Bu yazıda ekonominin en önemli sorununun yapısal ve ekonomik tıkanma noktalarını tespit edip son mali önlemlerin etkinliğini tartışacağız. Enflasyon İçin Alınan Önlemler Neden Hala Etkisini Gösteremedi ? Para politikasının zamana yayılması: Geçmiş dönemlere oranla şok faiz artışı yerine zamana yayılan bir sıkılaştırma yoluna gidildi. Bu da enflasyon beklentilerinin kronikleşmesine neden oldu. Mevduat faizinin artışının gecikmesi: Artan TCMB faizi doğrudan mevduat faizlerinde bir artışa neden olmadı. Son dönemde mevduat faizleri makul seviyelere gelse de baştaki etkinin gecikmesi enflasyonla mücadelede zaman kaybettirdi.

Yapısal Nedenler: Halk arasında “Tatil yerleri, lokantalar tamamen dolu, fiyatlar inmiyor, enflasyon nasıl düşecek” söylemi sıklıkla dile getiriliyor. Bu haklı tespitin arkasında aslında son yıllarda bozulan gelir dağılımının tüketime yansımasının etkisi var. Son dönemde, orta ve üst gelir kesiminin, yüksek faize rağmen, tüketiminde bir azalma görülüyor. Örneğin, TÜİK verilerine göre, en zengin yüzde 20’lik kesimin tüketimden aldığı pay 2021’de yüzde 43’lerdeyken, 2023’te bu oran yüzde 48’e yükseldi. Özetle, en zengin kesim mevcut reel faiz seviyesini tüketimini yavaşlatmak için yeterli görmüyor. Bu kesimin oluşturduğu güçlü talep de enflasyonda katılığa neden oluyor. 2021 sonrası oluşan servet transferi: 2021 yılında aşırı düşük faizle borçlanan bir kesimin gayrimenkul ve menkul kıymet yatırımlarındaki değerlenme bu kesimin servetini ciddi oranda artırdı. Kısa sürede elde edilen bu servet, bu kesimin mevcut ekonomik koşullarda bile hız kesmeden tüketim yapmasına imkan sağlıyor. Grafik 2’de farklı gelir gruplarının 2023 yılındaki tüketim artış eğilimi gösteriliyor. Örneğin, emekliler ortalama tüketimlerini bir yılda ancak yüzde 80 artırabilirken, gelirlerini gayrimenkul ve menkul yatırımlarından elde eden kesim tüketimlerini yüzde 150 artırdı. Ücretli kesimin tüketimi de gayrimenkul getirisiyle yaşayan kesime göre, ciddi oranda geride kaldı. Dolasıyla, yüksek faizler özellikle rantiye kesiminin tüketim talebini önleyemedi.


"Para - Yatırım" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • Avrupa borsaları ECB'nin faizi sabit tutmasının ardından yükselişle kapandı

    Avrupa borsaları ECB'nin faizi sabit tutmasının ardından yükselişle kapandı

  • ASELSAN'dan 1 milyar 650 milyon euro'luk sözleşme

    ASELSAN'dan 1 milyar 650 milyon euro'luk sözleşme

  • Tofaş hisseleri Stellantis iş birliğiyle yükseldi

     Tofaş hisseleri Stellantis iş birliğiyle yükseldi

  • Dof Robotik halka arz büyüklüğü belli oldu

    Dof Robotik halka arz büyüklüğü belli oldu

  • AKLease'e FMO'dan 40 milyon euro'luk kredi

    AKLease'e FMO'dan 40 milyon euro'luk kredi

  • Garanti BBVA Portföy, fon büyüklüğünde 1 trilyon TL’yi aştı

    DHA
    Garanti BBVA Portföy, fon büyüklüğünde 1 trilyon TL’yi aştı

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • Vantilatörle uyumanın etkileri: Bilim ne diyor?


  • En zengin 100 Türk


  • 2025 Forbes 39. Dünya Milyarderler Listesi


  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dolar milyarderi Türkler