Trump İran’ı vurmaya nasıl karar verdi?
ABD’de geçen hafta perşembe günü Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, doğrudan ABD Başkanı Donald Trump'tan geldiğini söylediği bir mesajı okudu. Trump'ın açıklamasında, ABD'yi Ortadoğu'daki savaşın eşiğinden döndürebilecek İran'la önemli bir müzakere şansı nedeniyle, İran'ı vurup vurmama kararını iki hafta içinde vereceği belirtildi.
Partisinin müdahale karşıtı kanadından çatışmanın dışında kalması yönünde baskı gören Trump'ın o gün bombardıman karşıtlarının en açık sözlülerinden Stephen K. Bannon ile öğle yemeği yemesi, Trump'ın geri adım atabileceği yönündeki spekülasyonları körükledi. Bu bir aldatmacaydı. Trump İran'ın nükleer tesislerini bombalamaya karar vermişti ve bu karmaşık saldırı için askeri hazırlıklar başlamıştı. Leavitt'in açıklamasından 30 saatten kısa bir süre sonra ABD'yi dünyanın en istikrarsız bölgelerinden birinde patlak veren son çatışmanın ortasına atacak bir saldırı emrini verdi.
Trump'ın ‘iki hafta’ ifadesi, İsrail'in İran'a yönelik ilk saldırısından, B-2 hayalet bombardıman uçaklarından oluşan bir filonun İran'a yönelik saldırı için Missouri'den havalandığı ana kadar geçen sekiz gün boyunca gerçekleşen daha geniş bir siyasi ve askeri yanlış yönlendirme çabasının sadece bir yönüydü. New York Times’ın Pentagon yetkilileri ve olaylara aşina olan diğer kişilerle yapılan görüşmeleri bu süreçte Trump'ın müttefiklerinin savaşı mı, diplomasiyi mi yoksa bir kombinasyonu mu seçeceği konusunda her yöne savrulan bir başkanı kazanmak için nasıl yarıştığını gösteriyor.
Saldırı planı zaten hazırdı
Dışarıdan izleyenler, Trump'ın kiminle ne zaman görüştüğüne bakarak hangi grubun üstün olduğunu tahmin etmeye çalıştı. Kamuoyuna yapılan açıklamalar Pentagon ve ABD Merkez Komutanlığı'nda endişe yarattı. Trump perşembe günü İran'la savaşa girmeye karar vermesinin iki haftayı bulabileceğine ilişkin açıklamasını yaptığında saldırı planı büyük ölçüde hazırdı. Yakıt ikmal tankerleri ve savaş uçakları yerlerine yerleştirilmişti ve ordu bölgede konuşlu Amerikan kuvvetlerine ek koruma sağlamak için çalışıyordu.
Zaman kazandırdı
İki hafta açıklaması Trump'a son dakika diplomasisi için daha fazla zaman kazandırırken, askeri yetkililer bu hilenin ABD Başkanı'na yarattığı bir karmaşayı temizleme etkisi yarattığını söyledi. New York Times’a konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Leavitt, Trump ve ekibinin İran'ın nükleer tesisleriyle ilgili olarak “tüm zamanların en karmaşık ve tarihi askeri operasyonlarından birini başarıyla gerçekleştirdiğini” söyledi. “Birçok başkanın bu konuda konuştuğunu ama sadece Başkan Trump'ın bunu yapmaya cesaret ettiğini” de sözlerine ekledi.
Trump’ın değişen Netanyahu tutumu
Trump, yönetiminin ilk aylarını İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu İran'a saldırmaması konusunda uyararak geçirdi. Ancak 13 Haziran Cuma sabahı, İsrail'in ilk saldırılarından saatler sonra Trump fikrini değiştirdi. Danışmanlarına, İran'ın askeri liderliğindeki kilit isimleri öldüren ve stratejik silah tesislerini havaya uçuran bir dizi hassas saldırıyı içeren İsrail askeri operasyonunun ne kadar parlak olduğunu hayretle anlattı. Trump cep telefonundan gazetecileri arayarak operasyonu “mükemmel” ve “çok başarılı” olarak nitelendirmeye başladı ve kendisinin bu operasyonla insanların sandığından çok daha fazla ilgisi olduğunu ima etti.
Ertesi gün Trump bir danışmanına Fordo'da B-2 bombalarını kullanma eğiliminde olduğunu söyledi ve hem bombanın yıkıcı gücünden hem de ABD'nin bu bombaya sahip tek ülke olmasından gurur duyduğunu belirtti. Danışman, Trump'ın İran'ın nükleer tesislerini bombalamaya çoktan karar verdiğine ikna olarak görüşmeden ayrıldı. Aynı zamanda Trump'ın ekibi, en önde gelen destekçilerinin sosyal medyada ve televizyonda ABD'nin savaşa daha görünür bir şekilde katılma ihtimaline nasıl tepki verdiklerini yakından takip ediyordu.
Amerikalılar savaşı istemiyordu
Trump'ın siyasi danışmanları, İran'a karşı askeri harekatın popülaritesini inceleyen çeşitli kamu ve özel anketler hakkında notlar alıyor ve Amerikalıların operasyona desteğinin kısmen anketörlerin soruyu nasıl sorduklarına bağlı olduğunu belirtiyorlardı. Anketler Amerikalıların ezici bir çoğunluğunun ABD'nin İran'la savaşa girmesini istemediğini gösterirken, Amerikalıların çoğu aynı zamanda İran'ın nükleer silah elde etmesini de istemiyordu.
Trump'ın G7 toplantısı için Kanada'ya gittiği 15 Haziran Pazar gecesi, yönetim yetkilileri arasında İran'a yönelik olası bir Amerikan saldırısına ilişkin müzakereler tüm hızıyla devam ediyordu. Trump, danışmanlarına İsrail'in İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e suikast düzenlemeye çalışmasının aptallık olacağını söylerken bile bir saldırıyı onaylamaya yaklaşıyor gibi görünüyordu. Dahası, ABD'nin İran'ı vurması halinde amacın hükümeti düşürmek değil, nükleer tesislerini çökertmek olması gerektiğini söyledi.
17 Haziran Salı günü itibariyle Trump İran'ı vurmaya büyük ölçüde karar vermişti. Ancak sosyal medya üzerinden tehditler savurarak zorlayıcı diplomasisini yeni bir seviyeye taşıdı. Truth Social'da “Artık İran semalarında tam ve eksiksiz bir kontrole sahibiz” diye yazdı ve ekledi: Sözde 'Dini Lider'in nerede saklandığını tam olarak biliyoruz. O kolay bir hedef, ama orada güvende - Onu dışarı çıkarmayacağız (öldürmeyeceğiz!), en azından şimdilik.
Bu noktada, Trump'ın danışmanlarının müdahale karşıtı tarafında yer alan bazı kişiler, ABD Başkanı'nın İran'ın nükleer tesislerini vurmasını büyük olasılıkla engelleyemeyeceklerini anladılar. Bu nedenle odak noktalarını Amerikan savaşının geniş kapsamlı bir “rejim değişikliği” savaşına dönüşmemesini sağlamaya yönelttiler.
O gün, 17 Haziran'da, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance sosyal medyada uzun bir dizi paylaşım yaptı ve bu paylaşımlar müdahale karşıtı kamptaki pek çok kişi tarafından Vance'in olası bir ABD askeri operasyonuna zemin hazırladığı ve Trump'ın muhtemel kararını önleyici bir şekilde savunduğu şeklinde yorumlandı. Vance sıkça paylaşılan yazısında, "İran'ın zenginleştirmesine son vermek için daha ileri adımlar atması gerektiğine karar verebilir. Bu karar nihai olarak Başkan'a aittir. Ve tabii ki insanlar son 25 yıllık aptalca dış politikadan sonra dış karışıklık konusunda endişelenmekte haklılar. Ancak Başkan'ın bu konuda biraz güven kazandığına inanıyorum” diye yazdı.
“ABD rejim değişikliği savaşına dahil olmamalı”
Önde gelen aktivistler, bombalamadan sonra gerçekleşmesi muhtemel olan, İran'da yeni bir liderlik getirmeyi amaçlayan bir savaşa girip girmeme tartışmasını şekillendirmek için çalışmaya başladılar. Etkili aktivist Charlie Kirk, ABD saldırılarından iki gün önce sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Rejim değişikliği hızla bu operasyonun yeni hedefi haline geldi. Amerika dersini almalı ve bir rejim değişikliği savaşına dahil olmamalı” dedi.
Vazgeçti sanılırken saldırı emrini verdi
Perşembe günü Trump'a Beyaz Saray'da öğle yemeğinde, ABD'nin İsrail'in İran'la savaşına müdahil olmasını en çok eleştirenlerden biri olan Bannon eşlik etti. Müdahale karşıtı grupta yer alan bazı danışmanlar da bu görüşmeyi Trump'ın çekingen davranmaya başladığının bir işareti olarak yorumladılar. Leavitt Trump’ın iki haftalık süre içinde karar vereceği açıklamasını yapmasının ardından da bu duygu pekişti.
Cuma günü Trump'ın Beyaz Saray'dan ayrılarak yazlık evi Bedminster, N.J.'deki kulübünde bir bağış toplama etkinliğine katılması, herhangi bir saldırının yakın olmadığı izlenimini daha da güçlendirdi. Ancak birkaç saat içinde, cuma günü saat 17.00 sularında Trump orduya İran görevine başlama emri verdi. B-2'lerin Missouri'den İran'a uçmasının 18 saat süreceği düşünüldüğünde, 2019'da son dakikada İran hedeflerine karşı hava saldırısı emri verip sonra iptal ettiği gibi, fikrini değiştirmek için daha çok saati olduğunu biliyordu. Ancak yönetiminde çok az kişi bu kez geri adım atacağına inanıyordu.
Devamı gelecek mi?
Karmaşık ve son derece senkronize bir askeri operasyon başladı. İki B-2 filosunun zıt yönlerde havalanmasından saatler sonra, İran'a giden bombardıman uçakları savaş uçaklarıyla birleşerek İran hava sahasına girdiler. Amerikan denizaltıları Natanz ve İsfahan'daki nükleer tesislere 30 Tomahawk seyir füzesi fırlattı.
General Caine pazar günü Pentagon brifinginde, uçaklar Fordo ve Natanz'a yaklaşırken savaş uçaklarının bombardıman uçaklarının önüne geçtiğini ve İran'ın kullanabileceği karadan havaya füzeleri bastırmaya yönelik saldırılar düzenlediğini söyledi. Pazar sabahı İran saatiyle 02:10'da öncü bombardıman uçağı GBU-57 bombalarından ikisini bir dağ yamacının ve yüzlerce metre betonun altında gömülü olan Fordo bölgesine bıraktı. Görevin sonunda bunker buster bombalarından 14 tanesi atılmıştı ve bu bombalar ilk kez bir savaşta kullanılmış oldu.
Pentagon yetkilileri pazar günü yaptıkları açıklamada Amerikan bombardıman uçakları ve jet avcı uçaklarının hiçbir düşman ateşiyle karşılaşmadığını söyledi. Amerikan uçağının İran hava sahasını terk etmesinden saatler sonra Trump Beyaz Saray'da zafer konuşması yaptı ve görevin İran'ın nükleer kapasitesini “tamamen yok ettiğini” söyledi. İran'ın nükleer programından vazgeçmesi ve müzakere etmesi halinde savaşın bu tek seferlik görevle sona erebileceğini öne sürdü. Ancak pazar günü öğleden sonra Amerikalı yetkililer, İran'ın nükleer tesislerinin ciddi şekilde hasar görmüş olabileceğini ancak tamamen yok edilmediğini söyleyerek önceki geceki iyimser duruşlarını değiştirdiler.