Trilyonlarca dolar değerindeki robotaksi vizyonu nedir?
Otonom sürüşün en iddialı hedeflerinden biri sürücüsüz “isteğe bağlı mobilite” hizmeti sunmak. Yani insanların araç sahibi olmayı bırakıp, her an ulaşabilecekleri sürücüsüz araçları tercih etmesi. Dünya genelinde kara taşımacılığına her yıl yaklaşık 5 trilyon dolar harcanıyor. Dolayısıyla bu alanda devrim yaratacak şirketlerin trilyon dolarlık bir değer oluşturması mümkün görünüyor.
Bugün için araç çağırma hizmetleri bu vizyonun küçük bir yansıması. Uber, yılda 44 milyar dolar gelir elde etse de bu rakam toplam pazarın yanında oldukça sınırlı kalıyor. Tesla, Waymo ve Toyota gibi şirketler ise kendi kendine gidebilen tüketici araçları geliştirmeye çalışıyor. Bunun yanı sıra tarım, madencilik ve sanayi gibi alanlarda da otonom sürüş teknolojisine yönelik büyük bir potansiyel bulunuyor.
Araç sahipliği kültürünü değiştirmek
Günümüzde kişisel ulaşımın büyük kısmı araç sahipliği üzerine kurulu. Araç, konuttan sonra hanelerin en büyük ikinci harcama kalemi. Yakıt, bakım, sigorta, kredi ödemeleri ve park giderleri gibi masraflar ortaya çıkıyor.
Otonom mobilite hizmetleri, bu maliyetlerin önemli bir kısmını üstlenerek tüketiciye daha cazip bir alternatif sunabilir. Ancak bunun için kişisel araçların sunduğu esnekliği ve konforu karşılamak gerekiyor. Yani robotaksiler yalnızca şehir içi ulaşımı değil; tatillerden alışverişe, çocukların okula bırakılmasına kadar birçok ihtiyacı karşılamalı.
Maliyet avantajının yanı sıra robotaksilerin en büyük farkı, 7/24 kesintisiz hizmet sunabilmeleri. İnsan sürücülerden farklı olarak beklemekten ya da uzun saatler çalışmaktan yorulmayacaklar. Bu da tamamen yeni hizmet modelleri ve gelir fırsatları yaratabilir.
Geleceğin pazarları
Otonom sürüş teknolojisi için en büyük pazarların şu başlıklarda toplanması bekleniyor:
-
Araç değişim/abonelik sistemleri
-
Tüketici araçlarında otonom özellikler
-
Nakliye ve lojistik
-
Özel araçlar ve toplu taşıma
-
Araç çağırma ve taksi hizmetleri
-
Tarım, sanayi, madencilik gibi off-road uygulamalar
Henüz yolun başında olunsa da sektör milyarlarca dolarlık yatırımlarla büyümeye devam ediyor. Ancak kişisel araç sahipliğinin yerini alabilecek ölçekte bir hizmet sunulmadan “trilyon dolarlık piyasa” hedefi şimdilik uzak görünüyor.