Putin-Trump zirvesi öncesi Moskova'da bekletiler yüksek: Barış listede yok
Cuma günü yapılması planlanan Trump-Putin zirvesi, Rusya'da ilişkilerin yeniden başlaması umuduyla karşılanıyor. Kremlin, Arktik iş birlikleri gibi yeni alanlara odaklanmak istiyor. Batılı diplomatlara göre Putin’in barış niyeti yok.
12 Ağustos 2025, 10:46
Rus lider Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında cuma günü planlanan zirve öncesinde Rusya’daki beklentiler oldukça yüksek. Moskova, Washington ile ilişkileri yeniden başlatma fırsatı görüyor. Kremlin yetkilileri, devlet medyasının iki eşit büyük güç arasında oluşan olası bir uzlaşmayı ön plana çıkardığı ortamda, ABD ile Arktik ve ötesinde altyapı ve enerji gibi alanlarda anlaşmalara işaret ediyor.
Geçen yıl dış hizmet akademisinin başında bulunan eski büyükelçi Alexander Yakovenko da devlet medyası RIA’ya verdiği bir yazıda şöyle yazdı: Batı’nın çok uzun zaman önce kaybettiği Ukrayna’daki savaşı çözmek, ABD ile Rusya arasındaki ilişkilerde ikincil bir mesele haline gelmiştir. Bir uzlaşıya giden yol üzerindeki bir engeldir; birlikte aşmalıyız.
Zirve ilan edildiğinden bu yana Rus medyası, ABD özel elçisi Steve Witkoff ile Dmitriev’in başkentte kızartılmış mantı yedikleri bir restoranda buluşmalarını ve Trump Tower Moskova olabileceği söylenen bir otel alanını ziyaret etmelerini haberleştiriyor. Ama üç yıldan uzun süredir Avrupa’da nesillerin gördüğü en kanlı savaşın sürdüğü Ukrayna meselesine gelince, Putin’in anlamlı bir uzlaşma yapma niyetinde olduğuna dair hiçbir belirti yok. Witkoff aracılığıyla yansıtılan Rus liderin teklifi, Kiev toprak vermeyi kabul ederse bir ateşkes olması. Buna, Rus birliklerinin ele geçiremeyeceği büyük kent bölgeleri de dahil.
Gallyamov’a göre Putin için ideal senaryo, Amerikan ilişkileri meselesini Ukrayna meselesinden koparmak ve diğer siyasi ve ekonomik konuların Ukrayna’yı Trump için önemsiz hale getirmesi. Zirvenin ABD’de, hem de Trump’la gerçekleşecek olması bile Putin için bir kazanımdır. Bu durum, hala Batı’da dışlanmış biri olarak muamele gören ve Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu tutuklama emriyle aranan bir liderin uluslararası statüsünü yeniden sağlamlaştırmasına katkıda bulunuyor.
Johns Hopkins Üniversitesi Soğuk Savaş tarihçisi Sergey Radchenko, "Putin diyebilir ki: ‘Beni izole etmeye çalıştınız ama ben Amerikan başkanıyla görüşürken siz Avrupalılar diz çöküp ona ‘Baba’ demek zorundasınız'" dedi. Radchenko’ya göre ABD ile eşit şartlarda dimdik ve gururlu durma imajı, Rusya’nın her zaman istediği şey ve Putin için de gerçekten önemli olan da bu. Trump, zirve öncesinde kendi koyduğu Rusya’ya yönelik yaptırım süresini geciktirerek bu sürenin dolmasına izin verdi; bu adım, Avrupa diplomatlarının endişelerine göre Rusya’ya ABD’nin Ukrayna ne olursa olsun Kremlin’e ciddi ek baskı uygulamayacağı sinyalini veriyor.
Trump, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Putin ile görüşmesinin bir barış anlaşmasının mümkün olup olmadığını “hissetmek” için olduğunu söyledi. Anlaşma yapılmayacağını hissederse müzakereleri terk etmekle tehdit etti. ABD Başkanı, "Parametreleri öğrendikten sonra, ‘iyi şanslar’ diyebilirim ve bu iş biter. Belki de bu çözülmeyecek” dedi. Ek olarak, Rusya’dan işgal altındaki bazı Ukrayna topraklarından çekilmesini talep edeceğini belirtti. Orada “çok değerli topraklar” olduğunu söyledi.
Bu tür açıklamalar, Rus TV ekranlarında hakim olan mesajı yansıtıyor gibi. Rusya’nın en önde gelen TV simalarından Vladimir Solovyov yakın zamanda bir açıklamasında, "Kazanmalıyız. Kazanmalıyız. Korkunç bir savaş sürüyor ve Alaska’daki toplantıyla bitmeyecek" dedi.
"Daha önemli meseleler gündeme gelecek"
Putin’in üst düzey yardımcısı Kirill Dmitriev, “Putin‑Trump diyaloğu umut, barış ve küresel güvenlik getirecek" dedi. Ukrayna gündemin ana maddesi olarak tanımlanmış olsa da üst düzey bir Rus milletvekili Sergey Gavrilov, Alaska’da "daha önemli küresel meseleler” (örneğin Arktik’te ekonomik ve altyapı iş birliği gibi) gündeme geleceğini söyledi.Geçen yıl dış hizmet akademisinin başında bulunan eski büyükelçi Alexander Yakovenko da devlet medyası RIA’ya verdiği bir yazıda şöyle yazdı: Batı’nın çok uzun zaman önce kaybettiği Ukrayna’daki savaşı çözmek, ABD ile Rusya arasındaki ilişkilerde ikincil bir mesele haline gelmiştir. Bir uzlaşıya giden yol üzerindeki bir engeldir; birlikte aşmalıyız.
Zirve ilan edildiğinden bu yana Rus medyası, ABD özel elçisi Steve Witkoff ile Dmitriev’in başkentte kızartılmış mantı yedikleri bir restoranda buluşmalarını ve Trump Tower Moskova olabileceği söylenen bir otel alanını ziyaret etmelerini haberleştiriyor. Ama üç yıldan uzun süredir Avrupa’da nesillerin gördüğü en kanlı savaşın sürdüğü Ukrayna meselesine gelince, Putin’in anlamlı bir uzlaşma yapma niyetinde olduğuna dair hiçbir belirti yok. Witkoff aracılığıyla yansıtılan Rus liderin teklifi, Kiev toprak vermeyi kabul ederse bir ateşkes olması. Buna, Rus birliklerinin ele geçiremeyeceği büyük kent bölgeleri de dahil.
"Tavize razı olabilir ama savaşı bitirmeyecek"
Batılı diplomatlar ve Rus analistler, Putin’in savaş alanında kazanıyor olduğuna ve Washington’un Ukrayna silahlarına desteği durdurmasıyla Kiev’de kukla bir rejim kurma hedefinin artık ulaşılabilir hale geldiğine inandığını söylüyor. Kremlin eleştirmeni Rus siyaset analisti Abbas Gallyamov, "Trump ile çatışma yaşamamak için ikincil tavizlere razı olabilir ama savaşı bitirmeyecek" diyerek tahminde bulundu.Gallyamov’a göre Putin için ideal senaryo, Amerikan ilişkileri meselesini Ukrayna meselesinden koparmak ve diğer siyasi ve ekonomik konuların Ukrayna’yı Trump için önemsiz hale getirmesi. Zirvenin ABD’de, hem de Trump’la gerçekleşecek olması bile Putin için bir kazanımdır. Bu durum, hala Batı’da dışlanmış biri olarak muamele gören ve Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından savaş suçu tutuklama emriyle aranan bir liderin uluslararası statüsünü yeniden sağlamlaştırmasına katkıda bulunuyor.
Johns Hopkins Üniversitesi Soğuk Savaş tarihçisi Sergey Radchenko, "Putin diyebilir ki: ‘Beni izole etmeye çalıştınız ama ben Amerikan başkanıyla görüşürken siz Avrupalılar diz çöküp ona ‘Baba’ demek zorundasınız'" dedi. Radchenko’ya göre ABD ile eşit şartlarda dimdik ve gururlu durma imajı, Rusya’nın her zaman istediği şey ve Putin için de gerçekten önemli olan da bu. Trump, zirve öncesinde kendi koyduğu Rusya’ya yönelik yaptırım süresini geciktirerek bu sürenin dolmasına izin verdi; bu adım, Avrupa diplomatlarının endişelerine göre Rusya’ya ABD’nin Ukrayna ne olursa olsun Kremlin’e ciddi ek baskı uygulamayacağı sinyalini veriyor.
Trump, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Putin ile görüşmesinin bir barış anlaşmasının mümkün olup olmadığını “hissetmek” için olduğunu söyledi. Anlaşma yapılmayacağını hissederse müzakereleri terk etmekle tehdit etti. ABD Başkanı, "Parametreleri öğrendikten sonra, ‘iyi şanslar’ diyebilirim ve bu iş biter. Belki de bu çözülmeyecek” dedi. Ek olarak, Rusya’dan işgal altındaki bazı Ukrayna topraklarından çekilmesini talep edeceğini belirtti. Orada “çok değerli topraklar” olduğunu söyledi.
"Ateşkes en fazla altı ay sürecek"
Rusya kamuoyuna iletilen ise bir ateşkes değil, Ukrayna’nın teslim olması beklentisiydi. Dahası Rusya'nın çekilmesi bile gündemde değildi. Devlet televizyonundaki önde gelen savaş propagandisti Alexander Sladkov, Telegram’da şöyle yazdı: Kiev ile yapılacak herhangi bir ateşkes en fazla altı ay sürecek. Sonra daha fazla savaş olacak, daha güçlü ve yeniden silahlanmış bir düşmanla.Bu tür açıklamalar, Rus TV ekranlarında hakim olan mesajı yansıtıyor gibi. Rusya’nın en önde gelen TV simalarından Vladimir Solovyov yakın zamanda bir açıklamasında, "Kazanmalıyız. Kazanmalıyız. Korkunç bir savaş sürüyor ve Alaska’daki toplantıyla bitmeyecek" dedi.