Lojistikte stratejik avantaj
Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kavşağında yer alan Türkiye; kara, hava, deniz ve demiryolu ağlarıyla küresel ticaretin tam kalbinde bulunuyor. Bu eşsiz coğrafya, Türkiye’yi sadece bir transit ülke değil aynı zamanda bir lojistik üs haline getiriyor. Son yıllarda artan bölgesel ticaret hacmi, yeni kuşak ulaştırma projeleri ve dijitalleşme adımları Türkiye’nin bu avantajını daha da güçlendiriyor. Mevcut küresel konjonktür de Türkiye’nin lojistikte yükselmesini destekliyor. Avrupa’nın Çin’e olan bağımlılığını azaltma çabaları, ‘yakın kaynaklardan tedarik’ ve ‘dost ülkelerden tedarik’ gibi kavramları öne çıkardı.
Türkiye, hem jeopolitik yakınlık hem de üretim kapasitesiyle Avrupa için ideal bir partner konumunda. Özellikle Almanya, İtalya ve Fransa gibi ülkelerin Türkiye ile taşımacılık ve depolama alanlarında kurduğu ortaklıklar, bu yeni dönemde daha da derinleşiyor. Rusya-Ukrayna savaşı, Çin’den Avrupa’ya uzanan kuzey rotasında ciddi belirsizlikler yaratırken bu durum Orta Koridor olarak bilinen Çin - Orta Asya - Türkiye - Avrupa hattının önemini daha da artırdı. ABD ise Çin’in elini zayıflatabilmek için bu hattı destekliyor.