;
Arama

Küresel belirsizlikler çağında: Strateji kurarken yaşamayı unutmayın

Dünya hızla değişiyor; jeopolitik krizler, ekonomik belirsizlikler ve teknolojik devrimler hayatlarımızı dönüştürüyor. Ancak bu koşuşturmanın ortasında unuttuğumuz bir şey var: Bugün gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa sadece gelecek için mi var oluyoruz?

17 Mayıs 2025, 08:00

Dünya hiç olmadığı kadar hızlı ve karmaşık değişiyor. Sürekli bir belirsizlik, hatta kaos hali içindeyiz. Jeopolitik dengeler yer değiştiriyor, ekonomiler kırılganlaşıyor, teknolojik devrimler sınırları zorluyor, iklim krizi derinleşiyor. Bu karmaşanın ortasında bizler; bireyler, yatırımcılar, iş insanları ve vatandaşlar olarak geleceği öngörmeye çalışıyor, riskleri yönetmeye çalışıyoruz.  Ancak o kadar çok geleceğe odaklanıyoruz ki, en temel soruyu unutuyoruz: Bugün yaşanıyor mu?

Jeopolitik kırılmalar: Çok kutuplu dünyada Türkiye’nin rolü

ABD hâlâ güçlü ama tartışmasız küresel lider değil. Çin yükseliyor ancak kendi içinde ve dış politikada zorluklar yaşıyor. Rusya Ukrayna’da oyunu değiştirmeye çalışıyor; Avrupa Birliği ise iç çekişmelerle zayıflıyor. Türkiye, bölgesel güç olarak bu dinamiklerin tam ortasında duruyor.

Taiwan ve Güney Çin Denizi gerilimi dünyayı yeni bir çatışmaya sürükleyebilir mi?

NATO, QUAD ve BRICS gibi ittifaklar milliyetçi dalgalar karşısında ne kadar dayanıklı?

Türkiye, hem NATO üyesi, hem Rusya’dan silah alıyor; hem AB standartlarını hedefliyor, hem kendi politik ajandasını savunuyor.

Bu karmaşık denklemlerde Türkiye’nin ihtiyacı olan şey, pasif kalmak değil, stratejik çeviklik. Kırılmaları öngörmek, fırsatları yakalamak, riskleri minimize etmek.

Ekonomik dalgalanmalar: Büyürken dengenizi kaybetmeyin

Her gün duyuyoruz:

“Altına yatırım yap. Dövize yönel. Gayrimenkul al. Girişim kur. Risklerini dağıt.”

Ama asıl sormamız gereken şu:

Bu koşuşturmanın meyvesini görecek kadar yaşayacak mıyız?

Herkes yorgun. Sadece dar gelirli değil, orta ve üst gelir grupları da tükeniyor.

Ev alıyoruz ama huzur yok içinde.

İş kuruyoruz ama uyku kaçıyor geceleri.

Döviz hesabı büyüyor ama zamanın hızla tükenişi gözümüzden kaçıyor.

Global krizler, enflasyon, borç yükü artabilir. Yapay zeka iş alanlarımızı değiştirebilir. Ama hiçbiri sağlığımızı, sevdiklerimizin çocukluğunu geri getirmez.

Teknoloji ve etik: İnovasyonun ötesinde sorumluluk

Yapay zeka artık sadece hayal değil; işe alıyor, işten çıkarıyor, teşhis koyuyor, gözetliyor, hatta savaşlarda kullanılıyor.
Kuantum hesaplama, biyoteknoloji sınırları zorluyor.

Ancak etik ve regülasyon bu hıza yetişiyor mu? Türkiye dijital teknolojide tüketici olmaktan çıkıp üretici ve lider olabilir mi?

Bunun için sadece fuarlar, festivaller yetmez; etik, eğitim ve gerçek iş birlikleri gereklidir.

İklim krizi: Geleceği kaybetmeden önce önlem almak

Dünya 2°C altı ısınmayı tutamayabilir. Bu demek ki; denizler yükseliyor, tarım çözüyor, göçler artıyor, çatışmalar derinleşiyor.

Türkiye hem etkileniyor hem de bu krize karşı potansiyel bir lider olabilir. Güneş, rüzgâr, jeotermal ve hidroelektrik kaynaklarımız var. Ama fosil yakıtlara hala bağımlıyız.

İklim politikalarını ciddiye almak zorundayız. Çünkü doğaya zarar vermek, ekonomiye ve topluma zarar vermektir.

Toplumsal yorgunluk: Kalplerimiz de tükeniyor

Sürekli kriz hali bireysel ve toplumsal psikolojimizi zorluyor. Güven kaybı, yalnızlık, depresyon artıyor.
Daha önce hiç olmadığı kadar bağlıyız ama bir o kadar da yalnız.
Daha çok biliyoruz ama daha az anlıyoruz.

Ve şu soru artık her zamankinden daha sık dile geliyor:

“Yatırım yapıyorum, biriktiriyorum, çalışıyorum… ama gerçekten yaşıyor muyum?”

Hayatı ertelemeden yaşa: Ağacı dik, altında otur

Eskiden böyle sorgulamalar yaşlılara aitti. Şimdi gençler bile pişmanlıklarla yaşıyor. Çünkü herkes geleceği kurtarma derdinde bugünü ipotek ediyor.

Unutmayalım ki, hayat sadece mülk veya para biriktirmek değil.
Hayat, anlamlı anlarla, sevdiklerimizle geçirilen zamanla, güneşte içilen bir bardak çayla güzel.
Kazandıkça kaybetmemek gerek.

Döviz hesabın arttı ama ne kadar güldün?
Yeni ev alıyorsun ama ne zaman sahilde yürüdün?
İş büyüyor ama ne zamandır babanla çay içmedin?
Gelecek için yaşıyorsun ama bugünü yaşadın mı?

Hayatın en kıymetli yatırımı, yaşadığın andır.

Son Söz: Yatırım yap, ama yaşamayı unutma

Elbette gelecek planı yapacağız. Ekonomik ve jeopolitik riskleri hesaplayacağız. Teknolojiyi takip edeceğiz. Ancak bunu yaparken hayatı ertelememeliyiz.

Çünkü hayatın kendisi en büyük yatırımdır ve getirisi zamanla değil, anlamla ölçülür.

Meyvesini görmek istiyorsan, sadece ağacı dikme; altında biraz otur, gölgesinde uyu, ve meyveyi o an koparıp ye.

Yarın çok geç olabilir. Ama bugün hâlâ elimizde.


"Haberler" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • İDO yurtdışında 7 rotaya ulaştı

    İDO yurtdışında 7 rotaya ulaştı

  • BlackRock’tan 400 milyar dolarlık hamle: Hedef, özel sermaye devlerini yakalamak

    BlackRock’tan 400 milyar dolarlık hamle: Hedef, özel sermaye devlerini yakalamak

  • Türkiye’nin ilk 5’inci nesil savaş uçağı KAAN ihracat başarısına ulaştı

    Türkiye’nin ilk 5’inci nesil savaş uçağı KAAN ihracat başarısına ulaştı

  • TÜSİAD: Sanayisiz büyüme sürdürülemez

    TÜSİAD: Sanayisiz büyüme sürdürülemez

  • Trump'tan ABD - Çin uzlaşısına ilişkin açıklama

    Trump'tan ABD - Çin uzlaşısına ilişkin açıklama

  • Yüzyılın cerrahı Gazi Yaşargil hayatını kaybetti

    Yüzyılın cerrahı Gazi Yaşargil hayatını kaybetti

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Nilgün Balcı Çavdar, Erkan Kızılocak, Cem Cemal Pekin, Nuray Tarhan

    En zengin 100 Türk


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)


  • forbes.com.tr

    En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?