Kripto milyarderi Jed McCaleb'in uzay planı: Yapay yer çekimi
Jed McCaleb bir zamanlar internetin ilk dosya paylaşım ağlarından eDonkey’in kurucusuydu. Ardından Mt. Gox ile Bitcoin dünyasını sarsan McCaleb, XRP ve Stellar gibi kripto paralarla servetini katladı. Şimdi ise gözünü Dünya'nın çok daha ötesine dikti: yörüngeye. Kripto para milyarderi Jed McCaleb, 1 milyar dolarını, özel sermaye destekli ilk uzay istasyonunu kurmak için harcamaya hazır.
Kaliforniya merkezli girişimi Vast Space LLC, 2026’da ilk modül olan Haven-1’i uzaya göndermeyi hedefliyor. Eğer işler yolunda giderse, şirketin amacı NASA’dan milyarlarca dolarlık ihale alarak, 2030’da devreden çıkacak Uluslararası Uzay İstasyonu’nun (ISS) yerini almak. Ama başarısız olursa? McCaleb’in yanıtı net: “1 milyar doları kaybetmeye hazırım.”
Her şey Haven-1’e bağlı
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, 2030 itibarıyla ISS’yi emekli etmeye hazırlanırken, yerine geçecek yeni ticari istasyonlar için özel şirketlerden teklifler topluyor. McCaleb’in Vast adlı girişimi de bu rekabete dahil olan en yeni ve en cesur adaylardan biri.
Şirketin kısa vadeli hedefi, 10 metre uzunluğunda ve 4,4 metre çapında olan Haven-1 modülünü SpaceX’in Falcon 9 roketiyle fırlatmak. Modül, dört kişilik bir mürettebat için tasarlandı. İçerisinde kişisel yatak bölmeleri, ahşap kaplamalı yaşam alanı, büyük bir pencere ve ortak bir masa yer alacak. Şirket, astronotları yörüngeye taşımak için SpaceX’le çoktan anlaşma yaptı bile. NASA onay verirse, SpaceX bu görevlere onaylı insanlı uçuşlarıyla destek sağlayacak.
İlk fırlatmanın başarıyla tamamlanması durumunda, şirketin ikinci modülü Haven-2 de 2028’e kadar yörüngeye gönderilecek. Bu modül, daha büyük bir uzay istasyonunun çekirdeğini oluşturacak. Ancak her şey Haven-1’in başarısına bağlı. Vast’in CEO’su Max Haot, “Bu ihaleyi kazanmamız, bizim var olup olmayacağımızı belirleyecek” diyor.
Yapay yerçekimi ve biyolojik sürdürülebilirlik hedefi
Vast’in uzun vadeli vizyonu, yalnızca bir uzay istasyonu kurmakla sınırlı değil. Şirket insanın uzaydaki varlığını sürdürülebilir kılmak için yapay yerçekimi sistemleri geliştirmeyi hedefliyor. Bu sistemler devasa döner modüller aracılığıyla merkezkaç kuvveti yaratarak astronotlar için Dünya benzeri bir ortam sağlayacak.
Bu fikir bilim kurgu gibi görünebilir ama altında çok gerçekçi bir ihtiyaç yatıyor. Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki uzun süreli görevlerde yer alan astronotlarda görülen kemik erimesi, kas kaybı, bağışıklık sistemi zayıflaması gibi sağlık sorunları mikro yerçekiminin insan biyolojisi üzerindeki yıkıcı etkilerini ortaya koydu.
McCaleb ve ekibi, yapay yerçekiminin bu sorunlara çözüm olabileceğine inanıyor ancak bunun mühendisliği son derece karmaşık. Vast’in hedefi bu teknolojiyi Haven-2 ve daha sonraki modüllerde devreye sokmak. Bu sayede uzun vadeli kalışlar ve hatta gelecekteki kalıcı insan yerleşimleri için bir temel atılmış olacak.
Vast’in avantajı ne?
McCaleb’in uzay yarışındaki en büyük avantajı SpaceX ile kurduğu yakın teknik iş birliği. Vast, Elon Musk’ın şirketinden hem altyapı hem de teknoloji düzeyinde ciddi destek alıyor. SpaceX’in Dragon kapsülünü Vast’in istasyonuna bağlayacak kenetlenme adaptöründen, istasyona Wi-Fi sağlayacak Starlink destekli internet sistemine kadar pek çok bileşen, bu ortaklıktan doğdu.
Ayrıca Vast, fırlatma altyapısı için de SpaceX’e güveniyor. Şirket, Falcon 9 roketleriyle hem Haven-1 modülünü hem de astronotları taşıyacak görevleri şimdiden planladı. Bu uçuşların NASA’dan onay alması hâlinde, Vast’in operasyonları önemli ölçüde ivme kazanacak.
Sektörde Vast gibi benzer hedeflere sahip başka oyuncular da var. Axiom Space, Blue Origin ve Voyager Space Holdings bu alandaki büyük rakipler arasında. Ancak onların çoğu büyük holdinglerin parçası ya da dış yatırımcılara bağlı. Vast’in farkı, tamamen Jed McCaleb’in kişisel servetiyle finanse ediliyor olması. Space Capital kurucusu Chad Anderson’a göre, “Kendi kendini fonlayan ve bu ölçekte harekete geçmiş başka bir özel girişim yok.”
Bu öz finansman modeli, hem hızlı karar alma hem de uzun vadeli esneklik anlamında Vast’e önemli bir avantaj sağlıyor. Ayrıca SpaceX ile yakınlık da teknik güvenilirlik açısından McCaleb’in girişimini öne çıkarıyor.
McCaleb’in tartışmalı geçmişi
Jed McCaleb bugün uzay endüstrisinde vizyoner bir yatırımcı olarak anılıyor olabilir, ama geçmişi teknoloji dünyasının en çalkantılı dönemlerinden bazılarına uzanıyor. Kariyerine 2000 yılında eDonkey adlı dosya paylaşım ağıyla başlayan McCaleb, Napster benzeri bu platformdan yıllık milyonlarca dolar reklam geliri elde etti. Ancak şirket, 2006 yılında Amerikan Kayıt Endüstrisi Derneği (RIAA) ile yapılan 30 milyon dolarlık anlaşma sonucu telif hakları nedeniyle kapatıldı.
Asıl sıçramasını ise kripto para dünyasında yaptı. 2010’da kurduğu Mt. Gox, kısa sürede Bitcoin dünyasının en büyük işlem platformuna dönüştü. Ancak McCaleb, platformun çoğunluk hissesini 2011'de sattı. 2014’te Mt. Gox iflas ettiğinde, kullanıcılar o dönem 400 milyon doları aşan değerde Bitcoin kaybetti. Bu olay, 2023’teki FTX çöküşüne kadar kripto tarihinin en büyük skandalı olarak anıldı. McCaleb o dönemde azınlık hissedarıydı ve kendisinin de para kaybettiğini söyledi. Herhangi bir cezai yaptırımla karşılaşmadı.

Aynı dönemde Ripple protokolüne dayalı XRP kripto parasını geliştirdi. Başlangıçta XRP’nin %9’una sahip olan McCaleb, 2013’te ortaklarıyla yaşadığı fikir ayrılıkları sonrası şirketten ayrıldı. Ancak elindeki XRP’leri tutmaya devam etti ve yıllar içinde kademeli olarak sattı. 2014-2022 arasında bu satışlardan ve Ripple hisselerinden yaklaşık 3,2 milyar dolar gelir elde etti. Ayrıca Stellar adlı açık kaynaklı ödeme ağına da kurucu ortaklık yaptı.
Kripto dünyasının diğer yüzleri gibi şovmen bir figür değil. Castle Island Ventures’ın kurucu ortağı Nic Carter, “McCaleb, en önemli ilk 10 kripto kurucusu arasında ama neredeyse kimse onu tanımıyor" diyor. “Diğerleri genelde abartılı, yüksek sesli, dikkat çekici tipler. McCaleb ise tam tersi.”
Low servetini nasıl harcıyor?
Jed McCaleb, Silikon Vadisi’nde alışık olduğumuz milyarder tiplerinden biri değil. Medyadan uzak, kamuoyunda görünmeyen, özel hayatını gizli tutan bir isim. Bugün hâlâ yakın çevresinden oluşan bir ekiple çalışıyor. Corazon Capital’in kurucusu Sam Yagan ile dostluğu 20 yılı aşkın süredir devam ediyor.
Kosta Rika’da sörfçülerin uğrak yeri olan sahil beldesinde bir evi, Berkeley’de bir başka evi ve kendisine ait bir özel jeti var. Vast’in Long Beach’teki merkezine haftada bir kez San Francisco’dan uçup projeyi yerinde takip ediyor. Şirkette CEO’luk görevini Max Haot üstlenmiş durumda. McCaleb ise stratejik denetim yapıyor, ama gündelik yönetimden uzak duruyor.
Uzay endüstrisinde genellikle yatırımcılar ya sessiz kalır ya da Elon Musk gibi politik pozisyonlar alır. McCaleb ise bu anlamda benzersiz. Vast’in odak noktası, kamuoyuna pozlar vermek değil; sağlam mühendislik, net hedefler ve sürdürülebilir teknoloji üretmek. Vast’e dair açılmış bazı davalar bulunsa da, şirketin “devleti dönüştürmeye çalışan bir milyarder” profili çizmediği açık.
NASA olmadan ticari uzay mümkün mü?
Vast’in vizyonu büyük. Ancak bu vizyonun ekonomik sürdürülebilirliğe kavuşabilmesi, büyük ölçüde NASA’nın önümüzdeki dönemde vereceği kararlarla bağlantılı. 2030’da devreden çıkması planlanan Uluslararası Uzay İstasyonu’nun ardından NASA, özel şirketlerin geliştirdiği ticari istasyonlara geçiş yapmak istiyor. Bu geçişin ilk adımı ise 2026 ortasında açıklanması beklenen sözleşmeler olacak.
Programın temel yapısı şöyle işliyor: NASA, yörüngeye ulaşmayı başaran özel uzay istasyonlarında belli bir süre ve alan kiralayacağını taahhüt ediyor. Bu da girişimlerin sabit gelir elde etmesini ve operasyonlarını sürdürmesini sağlıyor. Ancak bu sözleşmeler olmadan, ticari uzay istasyonlarının yaşaması neredeyse imkânsız.
Vast için bu yarış, yalnızca bir ticari hedef değil, varoluşsal bir mücadele. CEO Max Haot, “Bu ihaleyi kazanmamız, bizim var olup olmayacağımızı belirleyecek" diyor. Şirket, SpaceX iş birliğiyle tüm teknik hazırlıklarını tamamlamaya çalışıyor. İlk modül Haven-1’in başarılı bir şekilde fırlatılması, ardından astronotların istasyona kenetlenmesi ve devamında Haven-2’nin devreye alınması bu planın yapı taşlarını oluşturuyor.
McCaleb ve Haot, gerekirse bu görevlerde bizzat uçuşa katılabileceklerini söylüyorlar. McCaleb’in çocukken yıldızlara bakarak kurduğu hayal, bugün milyarlarca dolarlık bir vizyonla buluşmuş durumda. Ancak bu hayalin gerçekliğe dönüşüp dönüşmeyeceği, hem teknolojik başarıya hem de kamu kurumlarının alacağı kararlara bağlı.
"Teknoloji" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
-
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?
-