Kadın girişimcilerin başarıya giden yolu neden tıkanıyor?
Kadınlar, yan işlerden tam zamanlı girişimlere kadar benzeri görülmemiş bir hızla iş kuruyor. Özellikle X ve Y kuşağındaki kadınlar için girişimcilik, geleneksel istihdam modellerinin önüne geçerek heyecan verici bir fırsata dönüşüyor.
Ancak bu artışa rağmen önemli bir sorun var: Kadınların sahip olduğu işletmelerin yalnızca yüzde 1,9’u yıllık 1 milyon dolar gelir eşiğini aşabiliyor. Bu durum, yetenekli ve zeki birçok kadının potansiyelinin tam anlamıyla değerlendirilmediğinin göstergesi.
Peki, neden kadın girişimciler daha fazla büyüyemiyor? Bunun nedeni kadınların hırsının ya da stratejik yaklaşımının yetersiz olması değil. Sorun, sistemin kadınların büyümesini destekleyecek şekilde tasarlanmamış olması. Finansman eksikliğinden zihniyet engellerine kadar birçok yapısal bariyer, kadınların iş dünyasında “küçük oynamasına” yol açıyor. Ve artık bu durumun değişmesi gerekiyor. Çünkü sadece eşitlik için değil, ekonomik büyümenin kadın girişimciler aracılığıyla artması için de daha fazla desteğe ihtiyaç var.
Kadınların büyümesini engelleyen temel engeller
Finansmana erişim zorluğu
Kadınlar, yenilikçi ve kârlı işletmelere sahip olsalar da risk sermayesi ve melek yatırım gibi kaynakların çok küçük bir bölümünü alabiliyor. Bu durum, işlerini büyütmek için gerekli kaynakları bulmalarını zorlaştırıyor. Yetersiz nakit akışı, yeni personel alımı, pazarlama ve ölçeklendirme gibi kritik alanlarda sınır oluşturuyor.
Ölçeklenebilir sistem eksikliği
İşlerin büyümesi için otomasyon ve sürdürülebilir operasyonel yapılar şart. Ancak sermaye ve destek olmadan kadın girişimciler, her detayı kendileri üstlenmek zorunda kalıyor. Bu da büyüme potansiyelini sınırlıyor.
Gelir ve kâr arasındaki kafa karışıklığı
Başarının sadece gelirle ölçülmesi sık yapılan bir hata. Asıl önemli olan kâr marjları, nakit akışı ve sürdürülebilirliktir. Büyük gelir rakamlarının peşinden koşarken kârı göz ardı etmek, finansal zorluklara ve tükenmişliğe yol açabilir.
Sosyal şartlandırma ve zihniyet bariyerleri
Kadınlar küçülmeye, daha az iddialı olmaya teşvik ediliyor. Fiyatlandırmada çekingen davranıyor, büyük fırsatları kovalamaktan çekiniyorlar. Para kazanmak bazen açgözlülük olarak algılanıyor. Bu toplumsal normlar, kadınların finansal başarısını gizlice engelliyor.
Değişimin yolu: Finansal hırsı normalleştirmek ve destek sağlamak
Kadınların daha fazla milyon dolarlık işletmeye sahip olabilmesi için finansal hırs ve servet oluşturma isteği utanılacak değil, aksine desteklenmesi gereken bir değer olarak görülmeli. Zenginlik arzusu bencillik değil, hırs kibir değildir. Kadınlar para kazanmayı, büyük işler yapmayı ve iş dünyasında kendilerine güçlü bir yer edinmeyi hak ediyor.
Bunun yanı sıra, kadın girişimcilere sermaye erişimi kolaylaştırılmalı, yatırım kaynakları artırılmalı. Sistem karar vericilerinin çoğunluğu erkek olduğu için bu yapının değiştirilmesi sorumluluğu da onlara düşüyor. Değişim yalnızca kadınların omuzlarına yüklenmemeli.
Sonuç olarak, kadınların sahip olduğu işletmelerin yalnızca yüzde 1,9’unun yıllık gelirlerde 1 milyon dolar sınırını aşması, iş dünyasında acilen ele alınması gereken bir uyarı. Kadınların iş kurma hevesi yüksek; şimdi sıra onların işlerini büyütmeleri ve ölçeklendirmeleri için gereken desteği sağlamada. Kâr kötü bir kelime değil, finansal hırstan utanmak gereksiz. Artık kadınların hayatta kalmasını değil, yükselmesini desteklemenin zamanı.
