HIZLI VE HIRSLI
Zevk sahibi bir iş insanı, o güne kadar sahip olduğu yatların sorunlarından yorulur, kendine butik üretim bir yat yaptırmak ister. Ancak onun rafine zevkleri ve mükemmeliyetçiliği düzeyinde iş yapacağına inandığı tersane bulamayınca ekibi kurar, yeni bir girişim hikayesi başlar. Süperyat sektöründe böyle başlangıçlara çok rastlanır. Giriş andırsa da Vural Ak’ın öyküsünde mesele ‘ölçek sorunu’. Tersane kurma ihtiyacı, Vural Ak’ın kendi yatı ‘Victorious’u kimsenin başarıyla inşa edemeyeceğini düşünmesinden değil, büyük hangar bulamamasından doğmuş. Vural Ak, Türk tersanelerinin çıkardığı işleri İtalya’nın ötesinde, Almanya ve Hollanda kalitesine yakın olarak nitelendiriyor, ne var ki “85 metrelik yatın sığacağı bir hangar bulamadık Türkiye’de” diyor. Bunun üzerine 50 milyon dolara mal olan Kocaeli Serbest Bölge içinde 15 bin metrekaresi denize sıfır olmak üzere imalat hangarları, atölyeler ve depolar olmak üzere toplam 25 bin metrekare kapalı alana sahip Akyacht tersanesini 2015 yılında kuran Ak, bugünkü satış fiyatı 120 milyon euro olan Victorious için 100 metrelik ayrı bir hangar inşa ettirmiş.
FORMULA 1 TUTKUSU
Zorlu projelerde başarı, çoğu zaman hobi ile işi karıştıracak kadar tutkulu iş insanlarının motivasyonuyla gerçekleşiyor. Vural Ak da motor sporları hobisiyle birçok ofroad’a katılmış, ‘cross country’ yarışlarında boy gösteren bir pilot. 1992’de Türkiye’nin ilk otomobil kiralama şirketlerinden biri olan Intercity’yi kuran Ak, 2021 ve 2022 yıllarında Formula 1’i, 2012 - 2024 yılları arasında kiracısı olduğu İstanbul Park’ta yapmıştı. Her ne kadar geçen yıllarda İstanbul Park tartışmalara sahne olsa ve Mayıs 2024’te yeni kiracısı Lale Cander’e geçse de Ak, Formula yarışlarını Türkiye’ye yeniden getirme tutkusunu gerçekleştirmiş oldu. Akyacht’ın kuruluşu da Vural Ak’ın çalışma tarzını sürdürdüğünü gösteriyor. Ak, katma değeri çok yüksek olmasına rağmen dünyanın en zorlu endüstrilerinden biri olan butik tersanecilikte çıtayı çok yükseğe koymaktan çekinmedi.
TEPEDEN İNME TERSANECİ
Vural Ak sakince Akyacht’ın kuruluşunu anlatırken akla düşen soru haliyle “Bu nasıl bir cesaret?” oluyor. Zira yılların tersaneleri, daha küçük yatlarla başlayıp deneyimleri güçlendikçe süperyatın daha büyük boyutlarına doğru ilerliyor. 1990’lı yıllarda Proteksan’ın, sonrasında Turquoise Yachts ve RMK’nın açtığı yolda bugün birçok tersane başarıyla yürüyor. Onların yanı sıra Mengi[1]Yay, Bilgin Yachts gibi eski tersaneler ile Antalya Serbest Bölgesi’nde 62 metre uzunluğunda 499 grostonluk çelik kompozit performans yelkenlisi Simena’yı 2025’in ilk aylarında denize indirmeyi planlayan Ares Yachts gibi büyük girişimler de 80 metreleri zorluyorlar. Ancak çoğu tersane, bu yolda ilerlerken hangarları ve ürettikleri süperyat boyutlarını yavaş yavaş büyütmeyi tercih ediyor. Adımları üçer beşer atladığını Vural Ak da biliyor, “Doğru söylüyorsunuz, okul gibi düşünmek lazım” diyor, “İlkokula gitmeden direkt üniversite son sınıftan başladık. Finansal cesaretin yanı sıra teknik ve kalite bakımından da cesur davrandık. Ama risk almadan olmuyor. Bir tane ömrüm var. 25 metreden başlayıp 100 metreye gelene kadar 20 senemi geçirmek istemedim açıkçası.”
PRESTİJLİ ÖDÜLLER ALDI
Monaco Yacht Show 2021’de sergilenen, Türkiye’de üretilen özel sahipli en büyük yat ünvanını taşıyan 85 metre boy ve 2 bin 300 groston hacmindeki Victorious, Vural Ak’ın cesaretinin temelsiz olmadığını gösterdi. Victorious 2022’de endüstrinin en itibarlı organizasyonu olan World Superyacht Awards’ta ‘Deplasman Tipi Motoryat/1,600 GT Üzeri’ kategorisini ve ‘En İyi Charter Yatı’ ödülünü kazandı. Dünya süperyat endüstrisinin gözlerini Akyacht’a çevirmesi, sektörün yeni ve merak edilen oyuncusu olarak görmesi doğal. Zira şu an Victorious, Fraser Yachts tarafından haftalık 800 bin ila 950 bin euro’dan kiralanıyor; kiralanmadığı zamanlarda ise elbette sahibini ağırlıyor.
TÜRKİYE’DE 125 METRELİK İLK YAT
Türk süperyat endüstrisi Superyacht Times’ın, ‘The State of Yachting’ raporuna göre inşa edilen toplam yat uzunluğu açısından ikinci, hacim açısından dördüncü sırada yer alıyor. Tabii bu sıralama her an değişebilir. Çünkü kimliği sır olan, hakkında sadece ‘Batı Avrupalı’ bilgisi bulunan müşterisinin bu yıl Akyacht’a verdiği altı güverteli 125 metrelik süperyat siparişi, Türkiye tersanelerinin hiç alışık olmadığı dev bir ölçü. Altı aydır üzerinde çalışılan yatın sadece mühendislik projesinin iki yıl kadar süreceği tahmin ediliyor. Maliyeti ise benzer ölçülerdeki yatların fiyatlarından hareketle Forbes’un tahminine göre 400 milyon euro’ya kadar çıkabilir. Akyacht ile 125 metrelik projenin sözleşmesini yapan ‘Batı Avrupalı’, Victorious’ın charter müşterilerinden biri. Eğer halihazırda büyük ve tanınan bir yat filonuz yoksa ve işinize güveniyorsanız bir tersanenin tanıtımı için yapılacak en iyi şey yatın charter yapması. Tersanenin yeteneklerini yaşayarak gören müşteriler, tam da bu örnekte olduğu gibi çok daha iddialı projelerle tersaneye dönebiliyorlar. “Bu yatın inşası tamamen bittiğinde yaklaşık yüzde 75’i Türk işçiliği ile yapılmış olacak. Ancak inanılmaz zor bir iş süperyat yapımı, 50 bin otomobili yönetmek daha kolay!” diyor Vural Ak.
Dünyada 100 metre üstü yat tersaneciliği Almanların hegemonyasında. 80 - 100 metre aralığında ise Hollanda da Almanya kadar aktif. Bu iki ülkenin ortak yönü, 80 metre üzeri çalışan tersanelerinin çoğunun 100 yılı aşan köklü geçmişleri ve mühendisliğe obsesif düzeyde bağlılıkları. Bu tersaneleri alt edip siparişi Türkiye’ye kazandırmak bir hayli zorlu iş... Çok büyük bir ihtimalle şu anda Türkiye’de böyle bir projenin yapılıyor olması, ince işçilik ve mühendislik deneyimleriyle tanınan diğer Türk süperyat tersaneleri için de daha büyük projelerin kapısını aralayacak.
KİLOSU 175 EURO
Vural Ak, “İhraç edilen ürünlerin katma değeri genelde kilogram başına satış fiyatıyla hesaplanıyor. Şu anda açık ara ihraç ürünleri arasında yat endüstrisi önde. Tekstilde 5 - 10 euro’lar konuşulurken süperyat için 175 euro’dan bahsediyoruz” diyor. Süperyat pazarında yat fiyatları çoğunlukla groston başına hesaplanıyor. Bugün ton başına Türkiye ortalama 45 bin euro, İtalya ise 55 bin euro’ya alıcı buluyor. Bu rakamlar Almanya ve Hollanda’nın işlerinde daha da yüksek. Önümüzdeki dönemde Türkiye kendini bu iki ülkenin yanında konumlandırmayı başarırsa kilogram başına 175 euro’nun da aşılacağı bir gerçek. Vural Ak üretilen süperyatların tamir, bakım ve dekorasyon yenileme işleri için her zaman Türkiye’ye geleceğini de vurgulayarak “Buradan yakıt alacaklar, belki 60 kişilik bir ekip bu süreçte otelde kalıp para harcayacak. Marinasından oteline kadar büyük yatlar için bir ekosistem oluşturmamız gerekiyor” diye ekliyor.
INTERCITY HOLDING’TE HALKA ARZ
Boğaziçi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi eğitimi alırken bir araç kiralama şirketinde şoförlük yapmaya başlayan Vural Ak, mezun olunca otomobil kiralama işine girmiş. 35 sene içinde 750 bin tane araba alıp sattığını söyleyen Vural Ak, süperyat endüstrisi için risk alırken Intercity’nin finansallarına güvenmiş. “Tersaneye şimdiye kadar yaptığımız 50 milyon dolarlık yatırımın tamamını öz sermayeden karşıladığımız için böyle burnumuzun dikine gidebiliyoruz” diyor.
Intercity’nin de yer aldığı Intercity Holding; tarım, gayrimenkul, deniz ulaşım, lüks tekne kiralama, otomotiv bakım-onarım, sigortacılık, gayrimenkul geliştirme sektörlerinde faaliyet gösteriyor. 1992’de sıfır noktasından başlayıp hızla yükselen Intercity, 2004 yılında farklı bir yatırım süreci içine girdi. Dünya Bankası, Hollanda Kalkınma Bankası FMO ve Alman Kalkınma Bankası DEG ile yaptığı ortaklık ile şirketin yüzde 35’ini devretti. 2008’deyse yatırımcılar şirkette sahip oldukları payların tamamını Mitsubishi Grubu’na devrederek ortaklıktan ayrıldı. Hisse alımlarıyla Mitsubishi Grubu’nun payı yüzde 49’a çıktı. Ancak Mitsubishi Grubu stratejik bir karar gereği gelişmekte olan ülkelerden çıkma kararı verince 2018 yılında Vural Ak kendi finansal gücünü sermaye olarak şirkete koydu ve Intercity yeniden yüzde 100 yerli sermayeli bir şirket haline geldi. “Japonlardan öğrendiğim en önemli şey uzun vadeli planlama ve yönetim. Ortaklık süresince şirket bilançosunda ve harcamalarında sıkı bir disiplin uygulandı. Bu kültür, Intercity’nin 2018’deki kur atağından yara almadan çıkmasını sağladı.”
SON ÇEYREK HEDEFLENİYOR
Filo kiralama işi aslında araç filosunun çevresinde organize olan finansal bir hizmet olarak tanımlanabilir. “Operasyonel tarafta tabii ki arabalarla çalışıyoruz ancak diğer yandan bir banka gibi finansal yönetim günlük işimizin önemli bir parçası. Bu yüzden sektörü, aynı bankalarda olduğu gibi, dünyada kabul edilen rasyolarla takip etmek en doğrusu” diyor Ak ve devam ediyor: “Finansal yönetimde öğrendiğimiz en önemli derslerden biri, borçluluk oranının sürekli kontrol altında tutulması ve güçlü özsermaye gerekliliği. Intercity’de sermaye borçluluk oranı 1’e, ikinci sektörde bu oran 1’e 20’ye kadar çıkabiliyor.” Üç yıldır halka arza hazırlanan Intercity Holding Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, Intercity’de yüzde 10 – 15’lik bir halka arz planlıyor. Toplam arzın yüzde 80’i yurt içi bireysel, 20’si kurumsal yatırımcılara dağıtılacak. SPK onayından sonra ilan edilecek halka arzın, talep toplama süreci de söz konusu onaydan sonra başlayacak. Ak, “Hazırlıklarımızı neredeyse tamamladık. Halka arzı 2024 yılının son çeyreğini hedefliyoruz” diyor. Intercity, halka arzdan elde edeceği kaynağın tamamını yeni taşıt alımında kullanacak. Yeni araçlarla filosunu büyütecek olan şirket, elde edeceği kaynakla stratejik amaçlarına uygun olarak daha hızlı büyümeyi ve kârlılığını artırmayı hedefliyor.
"Haberler" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
-
-
-
-
-
Tesla 1 trilyon dolarlık piyasa değerine ulaştı: Trump'ın zaferi Musk'a daha neler kazandıracak?
Forbes.com.tr
-