Ekonomi hikayelerini neden erkekler yazdı?
Biz aslında cinsiyet yanlılığının inovasyonu ve girişimcilik tarihimizi çok acayip bir şekilde etkilediği bir dünyada yaşıyoruz. Nüfusun daha geniş kesimleri düşünülseydi daha geniş yeniliklere sahip olabilir, insanlık tarihi de çok daha farklı bir seviyede gelişebilirdi. Cinsiyet önyargısı, ilerlemenin akışını etkiledi ve belki de yenilikçi bakış açımız bu nedenle belki de daha da fakir.
Günün sorusu şu: Erkeklik bizi hayatı kolaylaştıracak yeniliklerden alıkoyuyor mu? Kadınların ekonomiye katkıları neden erkeklerinkinden daha az değerli?
Tekerlekli bavullar 1970'de “icat edilmeden” on yıllar önce vardı ancak kadınlar için niş ürünler olarak kabul ediliyordu. Ve kadınlara yönelik bir ürünün erkekler için hayatı kolaylaştırabileceği veya tüm küresel bagaj endüstrisini tamamen bozabileceği, o zamanlar pazarın eğlenmeye hazır olduğu bir fikir değildi. Varsayıma göre, gerçek bir erkeğin çantaları taşıması gerektiğinden, hiçbir erkeğin bir bavul yuvarlarken görülmek istemeyeceğiydi. Çünkü “erkeklik” her zaman kanıtlanması gereken bir olguydu. İster tekerlekli bir bavul, isterse elektrikli arabalar olsun, eğer bir şey kadınsı olarak markalaşırsa, toplum bu öğeyi daha düşük veya daha az yenilikçi olarak görürdü. Dolayısıyla ciddiye alınmaz ve yatırım da gelmezdi. Yani bu fikirler ölmeye mahkumdu.
Yuvarlanan bavula direnç, cinsiyetle ilgili her şeye sahipti. "Resmi" mucit Sadow, herhangi bir ABD büyük mağaza zincirinin onu satmasını sağlamanın ne kadar zor olduğuna dikkat çekiyordu: Çünkü o zamanlar, bir maço hissi vardı. Erkekler eşleri için bavul taşırdı. Bu yapılacak doğal şeydi.
Burada cinsiyetle ilgili iki varsayım iş başındaydı. Birincisi, hiçbir erkeğin bavulu yuvarlamayacağıydı çünkü bunu yapmak basitçe “erkekliğe aykırı”ydı. İkincisi, kadınların hareketliliği ile ilgiliydi. Tabii ki, bir kadının bavulu yuvarlamasını engelleyen hiçbir şey yoktu ya da kanıtlayacak erkekliği yoktu. Ancak endüstri, kadınların yalnız seyahat etmediğini varsayıyordu. Bir kadın seyahat ederse, çantasını onun için taşıyacak bir erkekle seyahat ederdi. Bu nedenle sektör tekerlekli bavulda herhangi bir ticari potansiyel göremedi. Buluşun ana akım haline gelmesi, Sadow'un patentini almasından sonra bile 15 yıldan fazla sürdü.
İnsanların yalnızca erkekleri düşünerek yaratma eğiliminde oldukları için inovasyon yaratmak uzun zaman aldı. Çünkü “Kadın” olarak kodlanan ihtiyaçlar “anlamsız”dı. Dolayısıyla buluşların kapsamlarını sınırladı. Örneğin bavullara tekerlek takmak yüzyıllar aldı, çünkü erkeklerin asla istekli olmayacağı varsayıldı. Elektrikle çalışan arabalar 20. yüzyılın başlarında düşünüldü, ancak yalnızca kadınlar için uygun olarak görüldüğünden (erkekler marş motorunu elle çalıştırdı) hiçbir zaman seri üretilmedi. Hem kendimiz, hem ekonomi hem de dünya hakkında sahip olduğumuz tüm anlatı başka bir şeye dönüşür.
Bavula tekerlek takmak 5000 yıl sürdü
Daha sonra 1987'de ABD'li pilot Robert Plath modern kabin çantasını yarattı. Sadow'un bavulunu yan çevirerek küçülttü. 1980'lerde, daha fazla kadın bavullarını taşıyacak bir erkek olmadan yalnız seyahat etmeye başladı. Tekerlekli bavul, kadınlar için daha fazla hareketlilik hayalini beraberinde getirdi. Cinsiyetçi bakış bavullara tekerlek takmamızın neden 5000 yıl sürdüğü bilmecesine yanıt verir.
Bugün benzer hatalar yapmayacağımızı düşünmek belki de kolaydır. Ancak yapısal sorunların çoğu hala iş başında. Hâlâ kadınların tüm tüketici kararlarının yüzde 80'ini etkilediği gerçeğiyle ilgilenmeyen erkek egemen sektörlerimiz var. Ürünler hala sadece erkekler düşünülerek inşa ediliyor ve tasarlanıyor ve kadınların fikirlerinin potansiyelini görmeyi inatla reddeden bir finansal sistemimiz var.
Erkekler ve kadınlar hakkındaki geleneksel kavramlarımız, yenilikleri bazen yüzlerce yıl geciktirdi ve tarihimize ilişkin anlayışımızı çarpıttı.
Telefonunuzun elinize sığmayacak kadar büyük olduğu, doktorunuzun vücudunuz için yanlış olan bir ilaç reçete ettiği, bir araba kazasında ciddi şekilde yaralanma ihtimalinizin yüzde 47 daha fazla olduğu, her hafta sayısız çalışma saatinin olduğu bir dünya hayal edin.
Bunlardan herhangi biri size tanıdık geliyorsa, büyük ihtimalle kadınsınız, dolayısıyla tanınmıyorsun ya da değer verilmiyorsunuz demektir.
Erkek egemen dünyada inovatör kadınlar gözardı edilir
Yazar Caroline Criado Perez “Görünmez Kadınlar” (Invisible Women) kitabında, dünyanın dört bir yanından kadınların unutulmasının gizli yollarını ve bunun sağlıkları üzerindeki etkisini gösteren etkileyici bir dizi vaka incelemesini yaptı. “Görünmez Kadınlar” bize, büyük ölçüde erkekler için ve erkekler tarafından inşa edilmiş bir dünyada, nüfusun yarısını sistematik olarak nasıl görmezden geldiğimizi gösterir.
Yazar ve modern filozof Nassim Nicholas Talleb, “yarı icat edilmiş” ve yüzyıllardır yarı icat edilmiş birçok değerli şey olduğunu söyler. Acaba, cinsiyet yanlılığı bu fikre nasıl bir katkı sağladı?
Cäcilie Bertha Benz’i tanıyor musunuz? Kendisi otomobilin Alman öncülerinden ve mucitti. Girişimciliği, teknik desteği ve finansal taahhüdü sayesinde kocası Karl Benz tarafından Benz patent-Motorwagen‘in icat edilmesinin ön koşullarını yarattı. Karısı ve şirketindeki bir yatırımcı olan Bertha Benz'in, yarattığı şeyin sadece yeni bir motor değil, yeni bir ulaşım şekli olduğuna onu ikna etmesi gerekti.
Uzun mesafeli yolculuklarda otomobilin ulaşım aracı olarak ilk defa uygunluğunu kanıtladı. 5 Ağustos 1888'de uzun mesafeli otomobil kullanan ilk kişi oldu. Bertha Benz Patent-Motorwagen’ı yolda denedi, fren balatasını icat etti ve 105 km'lik yolculukta aracın birkaç pratik sorununu da çözdü. Böylece Bertha, Benz Patent-Motorwagen'a dünya çapında dikkat çekti ve şirketin ilk satışını gerçekleştirdi.
Matematikçi Ada Lovelace, bilgisayar programcılığının ilkelerini ortaya koyarken kullandığı takma adla cinsiyetini gizlemişti. Matematiksel sezgileri ve kavrayışı zamanın öyle ilerisindeydi ki, meslektaşları çalışmalarına anlam veremiyordu. Ortaya çıkardığı bilgisayar modelleri, 100 yıldan daha uzun bir zaman sonra erkek matematikçiler tarafından yeniden icat edildi.
Yarım asırdan daha uzun bir süre önce, 1963’te sosyal antropolog Margaret Mead’in erkek ve kadın yaratıcılığı arasındaki farklarla ilgili sözleri geçerliliğini hala dikkat çekicidir:
“Bilim alanında kadınların erkeklerle aynı rolü üstlenmelerinin beklendiği Doğu Bloku ülkelerinde, çok sayıda kadın beklenmedik bir beceri ve ustalık sergilemiştir. Herhangi bir alanı gelişigüzel biçimde erkek veya kadından esirgemek ya da yeteneklerini yaratıcı biçimde kullanan kadınları cezalandırmakla insanlığa bahşedilmiş yeteneklerin yarısını heba etmek gibi büyük bir risk altına gireriz.”
Cinsiyetçiliğin ekonomideki sonuçları
İnovasyon geçmişte toplumsal cinsiyet yanlılığı tarafından boğulmuş olabilir, Erkek güdümlü teknolojinin çağlar boyunca bizi farkında olmadan esir aldı, kadınlar zamanın başlangıcından beri dahiyane icatlar üretirken, erkeklere yönelik bir dünyada rutin olarak kenara itildi.
Toplumsal cinsiyet yanlılığının ekonomiyi boğdu, yenilikleri bazen yüzlerce yıl geciktirdiğini ve tarihimize dair anlayışımızı da çarpıttı. Her gün, olağanüstü icatlar ve yenilikçi fikirler, erkeklerin hizmetinde olan bir dünyada bir kenara atılıyor.
Hatırı sayılır bir miktarda insanlık nüfusu ötekileştirerek yaratıcı sermayeyi yok sayıyoruz. Hangi keşifleri elden kaçırdığımızı, hangilerini teğet geçtiğimizi bilemeyiz. Buna kadının doğal yaratıcılığını görmezden gelerek hangi problemleri çözümsüz bıraktığımız düşünemiyoruz bile.
Ama biliyoruz ki, ne kadar çok tohum ekersek insan yaratıcılığının o kadar çok bereketli ürününü alırız.
"Forbes Life" Kategorisinden Daha Fazla İçerik
Yazarlar
Çok Okunanlar
-
forbes.com.tr
Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)
-
-
-
-
forbes.com.tr
En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?