;
Arama

Doların zayıflaması euro için kalıcı bir fırsat olabilir mi?

Avrupalı yetkililer, ABD finansal varlıklarının güvenli liman itibarına ilişkin endişeleri yatırımcıları çekmek için bir şans olarak görüyor. Euro’nun elindeki bu fırsat kalıcı olabilir mi?

28 Nisan 2025, 10:28

ABD Başkanı Donald Trump'ın küresel ticaret sistemini sarsması, ABD'nin dünyanın en güvenli finansal varlıklarının kaynağı olduğu yönündeki uzun süredir devam eden görüşün sarsılmasına yol açtı. Bu durum Avrupa için bir fırsat yarattı. Yatırımcıların aynı anda ABD dolarını, Amerikan hisse senetlerini ve ABD Hazine tahvillerini sattığı piyasa kargaşası, Trump'ın ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome H. Powell'ı görevden alma tehdidini geri çekmesi ve Hazine Bakanı Scott Bessent'in yabancı yetkililere ticaret anlaşmalarının yapılacağına dair güvence vermeye çalışmasıyla geçen hafta hafifledi.

Ancak geçen hafta Washington'da Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nın bahar toplantılarına katılan pek çok Avrupalı yetkili, Trump'ın ticaret politikasına ilişkin belirsizliğin yakın zamanda ortadan kalkacağı konusunda kuşkuluydu. Trump yönetiminin politika belirleme yaklaşımının öngörülemez doğasının kolay kolay unutulmayacağını söylediler. Bunun yerine, yatırımcıları euro'dan tahvil piyasasına kadar Avrupa varlıklarına çekme potansiyeli gördüler.

“İstikrarımızın bir güç olduğunu görüyoruz”


Avrupa Komisyonu'nun ekonomiden sorumlu üyesi Valdis Dombrovskis çarşamba günü IMF toplantıları çerçevesinde yaptığı açıklamada, “İstikrarımızın, öngörülebilirliğimizin ve hukukun üstünlüğüne saygımızın şimdiden bir güç olduğunu görüyoruz. Euro cinsinden varlıklara yönelik daha güçlü bir yatırımcı ilgisine sahibiz” dedi. Fonların Avrupa'ya aktığının en kapsamlı göstergesi: Nisan başından bu yana euro, dolar karşısında yüzde 5,4 değer kazanarak 2021 sonundan bu yana en yüksek seviye olan 1,13 doların üzerine çıktı.

Yetkililer ve yatırımcılar arasındaki soru, euro ve euro cinsinden diğer varlıklardaki son sıçramanın sadece doları tercih eden portföylerin kısa vadeli bir yeniden dengelenmesi mi yoksa euro’nun doların dünyanın baskın para birimi rolüne büründüğü uzun vadeli bir eğilimin başlangıcı mı olduğu.

Sorunlu bir geçmiş


Massachusetts Institute of Technology'de ekonomist olan Kristin J. Forbes bir röportajında “Avrupa hakkında çok fazla coşku var” dedi. Forbes, euro ile ilgili heyecanın kendisine bazı ekonomistlerin ve yetkililerin doların yerini alma ihtimalini gündeme getirdikleri 1999 yılında para biriminin kuruluşunu hatırlattığını söyledi. İlk yıllarında euro'nun uluslararası kullanımı, yerini aldığı para birimlerinin toplam kullanımını aşmıştı.

Ancak daha sonra euro krizlerle sarsıldı. Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya da dahil olmak üzere bir düzine üyeden oluşan bir para birliğine sahip olmasına rağmen, bölge siyasi olarak ayrı tutumlar benimsedi ve para birimine olan güveni azalttı. 2012'deki devlet borcu krizi ve ardından on yıl süren çok düşük faiz oranları, bölge tahvillerinin düşük getiri sağladığı anlamına geliyordu.

Euro şu anda 20 üye ülke tarafından kullanılıyor ve dünya merkez bankalarının döviz rezervlerinin yaklaşık yüzde 20'sini temsil ediyor ki bu rakam son yirmi yılda neredeyse hiç değişmedi. Küresel ihracatın yüzde otuzu euro cinsinden fatura edilirken, yarısından fazlası dolar cinsinden gerçekleşiyor. Forbes, yeni baskın para birimleri hakkındaki spekülasyonların ihtiyatlı bir şekilde ele alınması gerektiğini ancak euro'nun arkasında daha fazla ivme olduğunu söyledi. Ekonomist, “Bu daha güçlü ve daha birleşik bir Avrupa'nın karışımı olduğu için daha fazla ayağı varmış gibi hissettiriyor. Aynı zamanda, ABD doları varlıklarıyla ilgili daha fazla sorun ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı. 

Daha önce yabancı yatırımcıları caydıran bazı konularda iyileştirmeler yapıldı. Bugün Avrupa tahvilleri daha iyi getiri sağlıyor ve yatırımcılar Avrupa Merkez Bankası'nın son çare mercii olacağına güvenerek bir ülkenin ekonomik sıkıntılarının tüm euro varlıklarını etkileme riskini en aza indiriyor.

Daha güvenli varlıklar


Yatırımcılar için en umut verici yeni gelişme, Almanya'nın bund olarak bilinen ve euro cinsinden en güvenli varlıklar olarak kabul edilen yaklaşık 1 trilyon euroluk ek devlet borcu ihraç etme ihtimali. Almanya'nın katı mali muhafazakârlığı yıllardır tahvil arzını kısıtladı. Ancak geçen ay Parlamento, borç freni olarak adlandırılan ve anayasada yer alan borçlanma limitlerini değiştirerek hükümetin orduya ve altyapıya yatırım yapmak için yüz milyonlarca euro borçlanmasına izin verdi.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva, Almanya'nın mali teşvikleri nedeniyle “Avrupa'da sevinç var. Bu da somut olmayan ama önemli bir şey katıyor: Güven” dedi. Alman tahvillerine yönelik talep herhangi bir ek ihraçtan önce geldi. Son piyasa çalkantısı sırasında tahvil fiyatları yükselerek getirileri aşağı çekti ki bu da yatırımcı ilgisinin açık bir işareti. Aynı zamanda, ABD devlet tahvillerinin getirileri de diğer yönde hareket etti. Geçen haftanın sonunda, 10 yıllık tahvillerin getirisi yüzde 2,47'ydi ve teşvik duyurusunu takip eden artışın neredeyse tamamını tersine çevirdi.

Yatırımcılar ayrıca, blok genelinde daha fazla askeri harcamayı finanse etmek için önerilen bir fikir olan Avrupa hükümetleri tarafından ortaklaşa ihraç edilen borçlarda bir artış bekliyorlar. Ekonomistler bunun daha önce de yaşandığına dikkat çekiyor: Avrupa Birliği salgın sonrası kurtarma programlarını finanse etmek için 600 milyar euro’dan fazla tahvil ihraç etti. Ancak bu borçlanma şiddetli bir muhalefetle karşılaştı ve gelecekteki ihraçlar da tüm üye devletlerin desteğini kazanmakta zorlanacaktır.

Trump'ın ticaret politikalarıyla ilgili kafa karışıklığı ve hayal kırıklığı yaşansa da merkez bankacıları da dahil olmak üzere pek çok Avrupalı yetkili Avrupa'nın bu anı yakalaması gerektiğini vurguladı. Finlandiya Merkez Bankası Başkanı Olli Rehn yaptığı bir konuşmada, “Bu dönem yaratıcılık ve pragmatizm dönemi olacak, işler yoluna girecek. Bu dönemi olumlu bir meydan okuma olarak görüyorum çünkü Avrupa'da ortak savunmayı güçlendirme konusunda çok ciddiyiz. Bu arada güvenli varlıklara ihtiyaç duyacağız” dedi. 

“Uzun ve zorlu bir yol”


Euro’nun rolü konusunda iyimserlik artıyor. Hollanda Merkez Bankası Başkanı Klaas Knot, euro’nun uluslararası kullanımı konusunda agnostik olmaktan çıkıp “temkinli bir inanan” haline geldiğini söyledi. Ancak Washington'daki toplantılar çerçevesinde yaptığı konuşmada, euro’nun dış gücünün Avrupa'daki iç gücün bir yansıması olduğunu ve hükümetlerin bu gücü arttırmak için daha ileri gitmeleri gerektiğini de sözlerine ekledi.

Knot, yetkililerin bloğun 448 milyondan fazla insanını birbirine bağlayan ve serbestçe ticaret ve iş yapmalarını sağlayan tek pazarı derinleştirmeye devam etmeleri gerektiğini söyledi. Yetkililerin ayrıca paranın Avrupa sınırlarını geçmesini kolaylaştıracak tek bir sermaye piyasası oluşturmaları gerektiğini belirtti ve “Avrupa'da hala yapmamız gereken epeyce iş var” diye ekledi. 

IMF Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kramer, son dönemde euro’ya doğru yaşanan kaymanın aşırı yorumlanmaması konusunda uyarıda bulundu. Kramer ‘Avrupa istisnacılığına geçişin’ hala uzun ve zorlu bir yol olduğunu ifade etti. Kramer bölgenin, şirketlerin daha büyük pazarlara ve sermaye havuzlarına ulaşabileceği daha dinamik bir iş sektörünü mümkün kılacak çok daha fazla yapısal değişikliğe ihtiyacı olduğunu vurguladı.

Birçok yetkili, yatırımcıların dolar varlıklarını azaltmasıyla birlikte euro’nun daha fazla öne çıkan birkaç varlıktan biri olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu söyledi. Örneğin son haftalarda altın fiyatı yükselerek ons başına 3.300 doları aştı ve İsviçre frangı da yükselerek bu ay dolar karşısında yaklaşık yüzde 7 değer kazandı. Forbes, “Herkesin kitlesel olarak dolardan çıkıp aniden euroya geçtiğini görmüyorum; bence bu daha çok sağlıklı bir çeşitlendirme” dedi. Ancak yurtdışında ABD borcunda çok fazla varlık biriktiren ve şimdi doların düşüşünü izleyen özel yatırımcılar alternatifler istiyor. Forbes, “Avrupa çeşitlendirme için doğal bir seçenek” dedi. 


"Ekonomi" Kategorisinden Daha Fazla İçerik

  • ECB faiz oranlarını daha da düşürebilir

    ECB faiz oranlarını daha da düşürebilir

  • İhracat talep endeksi Mart 2025’te düşüş gösterdi

    İhracat talep endeksi Mart 2025’te düşüş gösterdi

  • Suudi Arabistan’a doğrudan yabancı yatırımcı girişleri en düşük seviyesinde

    Suudi Arabistan’a doğrudan yabancı yatırımcı girişleri en düşük seviyesinde

  • Verimsiz toplantılar şirketlere milyarlar kaybettiriyor

    Verimsiz toplantılar şirketlere milyarlar kaybettiriyor

  • ABD-Çin ticaret savaşı enerji pazarını da vurdu

    ABD-Çin ticaret savaşı enerji pazarını da vurdu

  • Türkiye'nin askeri harcamaları 10 yılda yüzde 110 arttı

    Türkiye'nin askeri harcamaları 10 yılda yüzde 110 arttı

Yazarlar

Çok Okunanlar

  • forbes.com.tr

    Dünyanın en zengin 10 insanı (Ocak 2025)


  • Dünyanın en zengin 10 kişisi (Kasım 2024)


  • Nilgün Balcı Çavdar, Cem Cemal Pekin, Erkan Kızılocak

    Dolar milyarderi Türkler


  • forbes.com.tr

    En zengin Türklerin sıralaması nasıl değişti?


  • Türk Milyarderler