İsviçre çakısı Amerika'da üretilirse hala İsviçre malı sayılır mı?
İsviçre Alpleri’ndeki geniş bir fabrikada, İsviçre çakıları üretilirken işçiler keskin bıçakları paslanmaz çelik plakalara monte ediyor. Tirbuşonlar, mini makaslar ve konserve açacakları yerlerine oturtuluyor. Parlak kırmızı bir kasaya yerleştirilip üzerine gümüş haç ve kalkan damgası vurulunca, ‘İsviçre malı’ bir ikon doğmuş oluyor.
Amerika en önemli pazarı
Ünlü çakının üreticisi Victorinox’un CEO’su Carl Elsener Jr., üretim sürecini gururla izliyor. Elsener’e göre Amerika, uzun süredir Victorinox’un en önemli pazarı. Ancak ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen ay İsviçre’ye yüzde 39 oranında ithalat vergisi uygulaması ki bu oran herhangi bir Batı ülkesine uygulanan en yüksek vergi, iki ülke arasındaki kıymetli bağları sorgulanır hale getirdi. Bu durumun şok edici olduğunu belirten Elsener, birçok İsviçreli yönetici gibi Avrupa Birliği'nin yüzde 15'lik oranı gibi daha olumlu bir sonuç beklediğini söyledi.
Amerika pazarına onlarca yıl boyunca kolayca erişim sağlayan İsviçre için artık bir duvar örülmüş durumda. Eğer vergiler bu şekilde kalırsa, Victorinox önümüzdeki yıl 13 milyon dolarlık ABD ithalat vergisi ödeyecek. Bu yıl Amerikan pazarındaki fiyatları sabit tutmayı başarsa da Elsener gelecek dönemde fiyatları artırmak zorunda kalabilir. Şirketin profesyonel mutfak bıçakları artık Avrupalı rakiplerine kıyasla daha pahalıya geliyor. Eskiden basit olan Amerikan gümrük işlemleri ise artık bir çileye dönüşmüş durumda.
"İsviçre ekonomisini ciddi bir şekilde etkiliyor"
İsviçre iş dünyasının lobi kuruluşu EconomieSuisse’te yönetici olan Jan Atteslander, “Yeni tarifeler, ihracata dayalı İsviçre ekonomisini ciddi şekilde etkiliyor. Tarifelerin düşürülmesi için hızlı bir anlaşma şart" dedi. Bu gelişmeler, düzenli ve tarafsızlığıyla bilinen bu küçük ülkede beklenmedik bir kimlik krizine yol açtı. Victorinox gibi şirketler üretimin bazı kısımlarını ABD’ye taşımayı tartışıyor ama yine de İsviçre kimliğini koruyup koruyamayacaklarını sorguluyor. İsviçre'nin bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleri sınanıyor; Avrupa Birliği ile ilişkileri yeniden gözden geçirilmek zorunda kalıyor. Her şeyden önemlisi, İsviçreliler şu soruya yanıt arıyor: “Bu neden bizim başımıza geldi?”
Trump'ı ikna turları
Trump, İsviçre’nin ABD ile olan 39 milyar dolarlık ticaret fazlasına işaret ederek Amerikalılara “adil davranmayan” ülkeleri hedef alıyor. Bu yüzden İsviçreli yetkililer Trump’ı yatıştırmaya çalışıyor. Ekonomi Bakanı Guy Parmelin bu ay Washington’a giderek yeni bir ticaret anlaşması için “daha iyi bir teklif” sundu. Rolex’in CEO’su Jean-Frederic Dufour ise Trump’ı New York’taki ABD Açık Tenis Turnuvası’nın erkekler finalinde Rolex’in V.I.P. locasına davet ederek yumuşak bir diplomasi hamlesi yaptı.
Ancak dördüncü kuşaktan bir yöneticisi olduğu Victorinox’un başında bulunan Elsener, İsviçre çakıları gibi, pragmatik kalıyor. Şirketin merkezinin bulunduğu Ibach-Schwyz’de verdiği röportajda şöyle diyor: “En iyisini umuyorum ama en kötüsüne de hazırım.” Burası, İsviçre’nin merkezinde yer alan, çam ormanlarıyla çevrili dağlarla kuşatılmış, rengarenk kilise kuleleri ve ara sıra geçen inek sürüleriyle pastoral bir sanayi bölgesi.
İsviçre Çakısı terimi, 2. Dünya Savaşı sonrası Amerikan askerlerinin bu çakıları eve götürmesiyle ortaya çıktı. Tüketiciler bu çakılara piknikte yiyecek kesmekten çamurlu botlardaki düğümleri çözmeye kadar birçok işte kullanarak ilgi gösterdi. 1980’lerde yayınlanan ve başrol karakteri her yere çakısıyla giden “MacGyver” dizisi, bu çok amaçlı aleti kült haline getirdi. Victorinox 120 ülkeye satış yapıyor ancak ABD tarifeleri şirket üzerindeki baskıyı artırıyor. İsviçre frangı, kriz dönemlerinde güvenli liman olarak değerlendiği için dolar ve euro karşısında değer kazandı ve şirketin fiyatlandırma ile kar marjlarını zora soktu. Trump, göreve başladığı 2017’de tarifelerden söz etmeye başladığında, Elsener hemen harekete geçti. CEO, “Ekiplerimize üretimi tam kapasiteye çıkarıp Amerika’daki stokları doldurmaları talimatını verdim. Onlara sadece şunu söyledim: Yapın. Eğer dramatik bir şey olursa, en azından hazır oluruz" dedi.
Bu öngörü, Trump’ın sürpriz tarifesine rağmen Victorinox’un fiyatlarını sabit tutmasını sağladı. Ancak şirket, 2026’da fiyat artışlarını gündemine alabilir. Ayrıca satışları artırmak için Asya ve Hindistan gibi yeni pazarlara da yöneliyor. Bu darbe, yıllardır uygulanan yüzde 4,5’lik düşük gümrük vergisinin ardından oldukça sert oldu. Artık Victorinox’un toplam ithalat vergisi yüzde 44’e yaklaştı. Üstüne üstlük, Trump’ın göreve gelmesinden bu yana İsviçre frangı karşısında ABD doları yüzde 12 daha değer kaybetti; bu da İsviçre ürünlerini daha da pahalı hale getirdi.
Bir de Trump’ın çeliğe uyguladığı yüzde 50’lik gümrük vergisi var. Eskiden İsviçre çakıları ABD sınırından sorunsuz geçerken, artık durum tamamen değişmiş durumda. “Şimdi her çakı için inanılmaz bir bürokrasiyle uğraşıyoruz” diyor Elsener. Şirket, bıçaktan tirbuşona kadar her parçayı ve çeliğin nereden geldiğini belgelemek zorunda. “Çeliğin nerede eritildiğini ve bu şirketin erimiş blokları nereden aldığını da belirtmemiz gerekiyor" diye ekledi.
Etkileri hissedilmeye başlandı
Etkileri İsviçre ekonomisinde hissedilmeye başladı bile. Talep düşüşü nedeniyle saat üreticileri bazı çalışanlarını ücretsiz izne çıkardı. Bazı çikolata üreticileri ABD satışlarını askıya aldı. Endüstriyel alet üreticileri ise daha düşük tarifelerin uygulandığı Almanya’da üretimi değerlendirmeye başladı. Elsener, profesyonel mutfak bıçaklarının temizlik ve paketleme gibi son üretim aşamalarının ABD’ye taşınmasını değerlendiriyor. Bu adım, şirketin 500 bin dolarlık vergi yükünden kurtulmasını sağlayabilir. Ama onun için İsviçre çakısının kendisi Amerika’da üretilemez. Elsener, “Bu, ‘İsviçre Malı’ kalite vaadiyle ayrılmaz şekilde bağlantılı bir İsviçre ikonudur. Üretimi yurt dışına taşımak markamızın özünü zedeler" diye konuştu.
Altı futbol sahası büyüklüğündeki bir alana yayılmış Victorinox, İsviçre’nin en görünür işverenlerinden biri. 1.100 çalışan kaliteli çakılar üretirken, yeni tasarımlar geliştiriyor ve tarifelerle nasıl başa çıkacaklarına dair hesaplamalar yapıyor. Şirketin temeli, 1884 yılında Carl Elsener’in büyük büyükbabası tarafından Ibach’ta haftada sadece bir düzine bıçak üreten küçük bir atölye olarak atıldı. İsviçre ordusu tüm askerlerine çakı dağıtmak istediğinde, yaşlı Elsener konserve açmaktan halat kesmeye kadar her işi yapabilecek tek bir çakı tasarladı ve ihaleyi kazandı.
Annesi Victoria’nın ölümünden sonra, onun adını Fransızca “paslanmaz çelik” anlamına gelen “inox” kelimesiyle birleştirerek markayı Victorinox olarak yeniden adlandırdı. Ayrıca büyük bir öngörüyle, İsviçre haçı ve kalkan sembolünü sonsuza kadar kullanma hakkını aldı.
Bugün şirket, her yıl 10 milyon İsviçre çakısı ve çok amaçlı aletin yanı sıra 20 milyon ev ve profesyonel mutfak bıçağını Ibach-Schwyz’de üretiyor. Saat üretimini İsviçre’nin başka bir yerinde; sırt çantası ve valiz üretimini ise Asya’daki fabrikalarda gerçekleştiriyor.