Intel'in hisseleri yükseliyor ancak hala köklü bir değişime ihtiyacı var
Yatırımcılar, Intel’in başarısız olamayacak kadar önemli olduğuna bahse giriyor gibi görünüyor. Ancak bu, otomatik olarak başarılı olacağı anlamına gelmiyor. Şirkete verilen önem bugünlerde bu köklü çip üreticisini ayakta tutan en büyük etkenlerden biri. Intel o kadar yıpranmıştı ki beş yıl önce dişli bir rakibi olan Nvidia bile geçen ay Intel’e hisse yatırımı yoluyla yüklü miktarda nakit vermekten ve çip geliştirme konusunda yakın bir ortaklık kurmaktan çekinmedi.
Bu para, ABD hükümeti ve Japonya’nın SoftBank’inden gelen son yatırımlarla birlikte, üç ay içinde neredeyse 16 milyar dolarlık bir hediye anlamına geliyor. Intel’in hisseleri bu yıl neredeyse iki katına çıktı ve sektördeki bazı isimlerin beklediği gibi yeni büyük yatırımlar gelirse daha da yükselebilir. Bu yatırımların hepsi şirket için çok gerekliydi. Intel perşembe günü üçüncü çeyrek için beklenmedik bir kar açıkladı ve bu, hisselerinin piyasa sonrası işlemlerde daha da yükselmesine neden oldu. Ancak bu durum onlarca yıldır görülmemiş şekilde arka arkaya altı çeyrek zarar açıklamasının ardından geldi. Bu nakit girişi, Intel’e birçok sorununu özellikle de çip üretimiyle ilgili sıkıntılarını çözmek ve dünyanın lider çip üreticisi Taiwan Semiconductor Manufacturing (TSMC) ile rekabet etmeyi denemek için fiilen zaman kazandırıyor.
Çip üretimini ilerletiyor
Ancak bu para, yıllar önce en ileri teknoloji çipleri üretme yarışında TSMC ve Güney Kore’nin Samsung Electronics’inin gerisinde kalan Intel’i tek başına kurtarmaya yetmeyecek. Intel son zamanlarda çip üretiminde bazı ilerlemeler kaydetti. Şirketin en gelişmiş üretim süreci olan 18A'ya dayanan kişisel bilgisayar çipleri fabrikalardan çıkmaya başladı ve ocak ayında yaygın olarak piyasaya sunulacak. Veri merkezlerindeki sunucular için üretilen versiyonların ise gelecek yılın ilk yarısında piyasaya sürülmesi planlanıyor.
Bu önemli, çünkü Intel’in 18A süreci, TSMC’nin N2 adını verdiği en ileri üretim süreciyle kabaca aynı seviyede. TSMC’nin çiplerinin bu çeyreğin sonlarına doğru yüksek hacimli üretime girmesi bekleniyor; CEO C.C. Wei geçen hafta bunu doğruladı. Bu kulağa Intel’in rakiplerine yetiştiği gibi gelebilir. Elbette bir ilerleme göstergesi ancak Intel’in ürettiği bu çipler şirket içinde tasarlanıyor, Apple veya Nvidia gibi harici tasarım müşterileri için değil. Şimdilik, bu durum Intel’in, diğerleri için sözleşmeli olarak çip üreten ve büyüyen pazarın büyük kısmını ele geçiren TSMC’ye gerçek anlamda rakip olduğunu kanıtlamıyor.
Çiplerin verimi TSMC’ye ulaşabilir mi?
Ayrıca Intel’in en yeni çiplerinin gerçek dünyada nasıl performans göstereceği veya TSMC’nin fabrikalarından çıkanlarla nasıl kıyaslanacağı da belirsiz. Performansları eşleşse bile, üretim ekonomisi aynı olmayabilir: Eğer verim oranı düşükse, Intel’in kar marjları zarar görür. CEO Lip-Bu Tan perşembe günü verim oranlarının öngörülebilir şekilde iyileştiğini söyledi ancak Mali İşler Direktörü David Zinsner “marjları istenen seviyeye taşıyacak noktada olmadıklarını” belirtti ve bu seviyeye ulaşmanın gelecek yılın tamamını alacağını ekledi.
Intel’in şu anda şiddetle ihtiyaç duyduğu şey yalnızca para ve güven değil, kontrolü dışında bir şey: TSMC’nin çip geliştirme ilerlemesinin tökezlemesi. Tıpkı yıllar önce Intel’in tökezlemesinin TSMC’ye liderliği kazandırması gibi. Bu da potansiyel müşterilere tedarikçi tabanlarını çeşitlendirmek için bir teşvik sağlayabilir.
Yine de bu pek olası değil ve olsa bile, Intel bundan yararlanacak yapıya sahip değil. Şirket, kendisini üretim ve çip tasarımı birimleri olarak bölme fikrine direniyor; oysa bu adım, sözleşmeli çip üretimi işinin büyümesinin önündeki önemli engelleri ortadan kaldırırdı. Yatırımcılar Intel’e zaman kazandırıyor, ancak Intel’in geri dönebilmesi için ciddi bir değişime ihtiyacı var.